(21)

329 39 3
                                    

Seunghwan, Bad Boy  dansını sergiledikten sonra gülümseyip sahneden inip direk kendini sandalyeye attı, nefes nefese kalmıştı.

Dans etmek bazen gerçekten zor oluyordu.

Su uzatan menajere teşekkür edip pet şişenin kapağını açıp hızlıca bir dikişte bitirdi daha üç şarkıları kalmıştı.

Yoonginin dün kalbini fazla mı kırmıştı?

Üstelik onunda dün doğum günüydü.

Bir yandan da kendini haklı buluyordu, evlenen oydu.

Saçını kaşıyıp arkasına yaslandı.

Böyle şeylere kafasını yormamalıydı.

°°°°°°°°°°°°°
Sahne kıyafetlerini değiştirip günlük kıyafetlerini giyip saçını tepeden at kuyruğu yapıp ağızlık maskesini ve şapkasını taktı.

Yoonginin belkide bugün fazla kalbini kırmıştı.

Kafeye çağırmıştı.

Parfümünü sıkıp çantasını alıp yurttan çıktı.

°°°°°°°°°°

Kafeye giriş alanına girdiğinde koltukta uyuklayan Yoongiyi görünce ne kadar, gülümsemek istesede bu isteğini bastırdı.

Yoonginin karşısına oturup Yoongiyi uzun bir süre inceledi.

Ne tuhaftı, şimdi evlenmiş belkide çocukları bile olmuş olabilirlerdi.

Eliyle Yoongiyi hafifçe dürttüğünde, Yoongi gözlerini açtı.

"Uyuklama."

Yoongi gözlerini ovalayıp Seunghwan'ı süzdü.

"Maskeni çıkarsana hava fazla sıcak."

Seunghwan gözlerini devirdi.

"Aptal, ben bir idolüm maskemi çıkarsam anında beni tanıyacaklar."

"Böyle dikkat çekmediğini mi sanıyorsun?" Yoongi güldüğünde Seunghwan tekrardan gözlerini devirdi.

"Ha, ha ha. Şakacı çocuk seni."

Yoongi sırtını dikleştirip Seunghwanın masada olan elini tutu.

"Geldiğin için teşekkür ederim."

Seunghwan elini çekti anında.

"Vicdana geldim sadece diyelim."

Yoongi anlıyorum dermişçesine kafasını salladı sadece.

"Eskisi gibi olalım istiyorum."

Seunghwan derin bir nefes aldı adam akıllı konuşacaktı.

"Sana olan duygularımı yitirmiş değilim henüz.."

Bu Yoongiyi gülümsetmişti.

"Ama bu yitirmeyeceğim anlamınada gelmiyor."

"İkimizde artık çocuk değiliz, yetişkin bir bireyiz."

"Biz daha çocuk yaştayken sen evlendin Yoongi."

"Yirmi yaş fazla küçük olmasada fazla büyükte sayılmaz."

Gözleri yeniden dolmaya başlamıştı.

"Ben senin için fazlasıyla fedakarlık yaparken sen sadece birgün karşılaştığımız zaman beni tanımamazlıktan geldin."

"Jaesunla gözümün önünde civildeleştin."

"Sencede bana biraz yazık değil mi?"

"Şimdi karşıma çıkıp eskisi gibi olalım diyorsun."

"Ya, hiç değilse benim kalbimi acıttın, jaesunun acıtmasaydın."

"Hakketi."

"Hakketi?"

"Böyle mi Min Yoongi insanları anlardı?"

Seunghwan hafifçe öksürüp konuşmasına devam etti.

"Kalbim ne Kadar seni affetmek istesede mantığım yani aklım seni bir o kadar affetmek istemiyor Yoongi."

Terlemiş ellerini pantolonuna sürttü.

"Ve, egolu olacak ama bunu söylemek zorundayım."

"Ben idol olurken herşeyi göze aldım biz idoller sadece ünleniriz yıllarca ve aşk yaşama şansımız yok, ünlü olan bir idolle şirket seni sevgili yapar veya evlendirir, bu böyle."

Derin bir nefes alıp Gergince etrafa baktı.

"Ve ben bunları bile bile göze aldım bu hayatı."

Gözlerini Yoonginin gözleriyle buluşturdu.

"Yani demek istediğim, her an bir idolle evlenirim veya aşk yaşarım, haberi çıkar diye söylüyorum."

"Güzel bir hayat yaşa,"

"Eğer, biraz seni affetmemi istiyorsan kırdığın kalpleri onar."

"Dürüst olduğun için seni sevmiştim Son Seunghwan."

"Teşekkür ederim."







Blue ° Wenga °Where stories live. Discover now