(9)

523 58 37
                                    

Seunghwan, zil sesini duyunca çoktan tek koluna taktığı sırt çantasıyla öğretmenden önce çıktı.

Koşar adımlarla merdivenlerden inip bahçeye geldiğinde gözleri Yoongiyi aradı.

Yoongiyi göremeyince sinirle saçını kaşıdı.

"Ah, Yoong-" beline sarılan kollara ilk afalasada gülümsedi.

"Kime sitem ediyordun bayan Swag?"

Seunghwan, Belindeki kolları çekip Yoongiye doğru dönüp omzuna sertçe yapıştırdı.

"Aptal."

"Çok ayıp, çok"

Seunghwan gözlerini devirince Yoongi gülüp Seunghwan'ın yanağından makas aldı.

"Noldu benim tombiğime kim sinir etti seni, söyle bana nefesini keseyim."

"Tombik?"

"Kilolu olduğumu mu dile getiriyorsun?

" Bebeğim öyle birşey demek is-"

Seunghwan, saçını kaşıyıp tek koluna taktığı sırt çantasını Yoonginin kafasına geçirdi.

" Al sana tombik! "

" Beş gün boyunca, gelme cezan bitene kadar. "

Hızlı adımlarla, bahçeden çıkıp okulun kapısından geçen taksilerden birini durdurup bindi.

" Tombikmiş, hah."

°°°°°°°°°°°°°°°°°°
"Noona uyan"

Seunghwan kafasını yastığa gömdü.

"Git başımdan bacaksız."

"Koskoca Yugyeom'a nasıl bacaksız diye bilirsin ben bir şaheserim,tanrı beni taş olarak yaratmış Noonacığım."

Seunghwan sinirle kafasını gömdüğü yastığı alıp kardeşi Yugyeom'a fırlattı.

"Defol, git başımdan, uyuyacağım!"

"Okul, var okul."

"Gitmeyeceğim."

"Yoongi ne oldu."

"Sana ne olduysa ondan oldu,"

Seunghwan derin bir nefes aldı.

"Çık artık odamdan bacaksız!"

"Aman, çıktım çirkin"

Yugyeom odadan çıkınca Seunghwan yataktan kalkıp boy aynasının karşısına geçti.

Son zamanlarda kilo almıştı ama fazla almamıştı.

Sadece kırk beş kiloyken eli bir kilo olmuştu.

"Zayıflarsın Seunghwan."

Saçını tarayıp tepeden rast gele bir topuz yapıp yatağına geri yattı bugün okula gidesi yoktu.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Seunghwan, gözlerine ovalayıp tıpış tıpış okula geri gelmişti.

Bir gün dinlense üç gün gidiyordu.

Gözlerini ovalamayı kesip koridoru süzdü.

Bütün embesiller buradaydı.

Omzuna atılan kolla, düşüncelerini böldü.

Sinirle gözlerini devirdi.

Bu çocuk kaşınıyordu.

Taehyungun kolunu iteleyip bir iki adım uzaklaştı.

"Ne arsız şeysin."

"Tch, tch aşık birisiyim ben."

"Kör müsün Taehyung benim bir sevgilim var"

Taehyung omuz silkeledi.

"Umrumda mı?"

Seunghwan tam ağzını açacağı zaman Taehyungu yerde görmesi bir olmuştu.

"Siktim, belanı!"

Taehyungu yumruklayan, Yoongiden başkası değildi.

Seunghwan, panikle Yoonginin kolunu tutuğunda Yoongi Seunghwanı iteleyip Taehyungu yumruklamaya devam etti.

Seunghwan her ayırmaya kalktığında kendini yerde buluyordu.

Taehyung ise deliler gibi gülüyordu.

"Gülüyor musun birde götünü siktiğimin!" Taehyungun erkekliğine sertçe basmaya başladığında.

Bay Kwon gelip Yoongiyi zar zor ayıra bilmişti.

"Seunghwan, Yoongi, ve Taehyung derhal müdürün odasına!"

Yoongi bay kwonu sinirle iteleyip Seunghwan'ın elinden sıkıca tutup merdivenlerden hızlıca inmeye başladı.

"Yoongi, bay kwonu duymadın mı?"

Demirliğin yanına geldiklerinde Seunghwan kendini bir iki adım geri çekti.

"Eteğimin altında, eşofman yok Yoongi."

Yoongi Etrafa bakıp daha sonrada Seunghwan'ı süzdü.

"Şu siktiğimin eteğinin altına herzaman eşofman giyersin şimdi mi giyeceğin tutmadı."

Seunghwan'ın Belinden tutup Demirliğe çıkarttı.

"Atla bakmayacağım."

"Atlayamam Yoongi."

"Ben mi iteleyim?"

Seunghwan sinirle gözlerini devirip eteğinin sıkıca tutup atladığında birkaç saniye sonra Yoongide arkasından atlamışı.

Seunghwanın elini tutup ilerlemeye başladı.

"Senin okula girmen yasaktı."

"Sikerim böyle okulu."

Yoongi durup diğer Eliyle seunghwanın yumuşak yanağını okşayıp burnundan öptü.

"Benim olan hatuna, yavşayanı dirisini mezarını sikerim."

Blue ° Wenga °Where stories live. Discover now