"Unnie! Aç kapıyı!"
Space evin kapısının önünde bağırıyordu ve yüksek sesi sayesinde uykumdan uyanmıştım. Yataktan kalktım ve kapıyı açtım.
"Günaydın."dedim bitkin bir şekilde.
"Bu hafta programımız yok!"demişti içeri girerken.
"Nasıl yani?"dediğimde mutfağa geçmiştik bile.
"Coachella* haftası! Ve sen,ben,Jaebum sunbae,Sunny için bilet geldi!"
Y/N:Coachella: Coachella Festivali her yıl ABD'nin Kaliforniya eyaletinde düzenlenen bir müzik festivalidir. Tam adı Coachella Vadisi Müzik ve Sanat Festivali'dir (Coachella Valley Music and Arts Festival). Coachella Festivali Kolorado Çölü'ndeki Coachella Vadisi'nde düzenlenir.
"Amerikaya mı gidiyoruz!?"dedim sesim heyecanlı bir şekilde.
"Evet!"dediğinde sevinçle Space sarıldım.
İlk kez tatile gidiyordum! Hayır vazgeçtim ilk defa Amerikaya gidecektim! Hemde en sevdiğim 3 insanla beraber.
"Ne zaman başlıyor peki?"
"Üç güne kadar başlıyor ve bu gece gidiyoruz!"
Hemen telefonuma koştum ve Jaebumu aradım. 'Efendim Park?' 'Coachella ya gidiyormuşuz?!'
'Ben gelmiyorum Park yapıcak işlerim var?'
'Ama ilk defa birlikte bir tatile çıkacaktık' dedim üzgün bir sesle ve telefonu hiç bir cevap beklemedem kapattım.
Space sorar gibi bana bakıyordu. Üzgün bir şekilde onuz silktim. Oda elimden tutup odama götürdü. Büyük sırt çantamı bulup dolabımı açtığımda yatağın yanında yere çökmüş sadece onu izliyordum. Güzel kıyafetleri o seçebilirdi. Zaten kime güzel olacaktım Jaebum gelmiyordu ve bende gitmek istemiyordum. Space çantamı kapattığında bana gülümseyerek bakıyordu bende aynı şekilde ona bakmaya çalıştım ama suratımdan üzgün olduğum anlaşılıyordu.
"Pasaportun nerde?"
Hiç bir şey söylemeden çekmeceden eşyalarımı aldı ve başka bir çantaya koydu. Sonra makyaj masama ilerleyip sırt çantamın ön gözüne parlak renkli olan malzemeleri koydu. Salak saçma bir kaç eşya daha çantama yerleştirdi ve elleri belinde gülümsemeye başladı.
*****************
Sırt çantam sırtımda suratım asık bir şekilde havaalanına giriş yapmıştık. 3 kız Coachellaya gidiyorduk ve ben mutlu değildim ayaklarım geri geri gidiyordu sanki. Sunny bunu fark etmiş olacaktı ki elimden tutup beni sürüklemeye başladı. Amerika uçağının kapısı bulunca yakınlarda ki bir koltuğu oturduk. Çantamı çıkarıp yere koydum. Ayaklarımı karnıma kadar çektim ve başımı dizlerime gömdüm. Sonra bir yerlerden Jaebum'un gülüşünü duyar gibi oldum. Kulaklarım onun gülüşünü duymaya alışık olmadığı için hızlıca kafamı kaldırdım. Ordaydı! Sırt çantasını düzeltmeye çalışıyor ve aynı zamanda Jackson ile konuşup gülüyordu. Beni görüp gülümsedi ve adım adım bana yaklaştı. Aramızda belkide on metre varken hızlıca ayaklandım. Benim ona koştuğumu görünce çantasını yere bırakıp kollarını açtı ve bende kollarının arasına atladım.
"Gelmişsin!!"
"Kuşlar dedi ki çok üzgünmüşsün bende Jackson'ı alıp geldim."dedi gülümserken.
YOU ARE READING
NeverEver || Jaebum
Fanfiction"Seksi bak!" "Yapıyorum işte!" "Sırf şu güzel yüzün için seni işe aldım ama bir boka yaramıyor!" "Deniyorum Jaebum!" Mankenlik ona göre değildi hiç bir zaman ama paraya ihtiyacı vardı ailesine kendini kanıtlamalıydı. AirBorne girmek hayali de...
