13; ambidextrous

En başından başla
                                    

Asansörün kapısı açıldı ama Jungkook ona binmek için hiçbir harekette bulunmadı. Gözleri irileşmiş, dudakları aralanmıştı. Nefes bile almıyordu, kalbinin kulaklarında attığını hissedebiliyordu. Kapılar kapandı ve Jungkook düşecekmiş gibi bir tavırla avuç içlerinden birini soğuk metale yaslayarak destek almaya çalıştı, ona en yakın masada oturan çalışanları "Bay Jeon?" diyerek ayaklanmış ve çok sevdikleri patronlarına yardım etmek üzere yanına koşmuşlardı. "Bay Jeon, iyi misiniz?"

Yere yığıldı, bulduğu şey o kadar büyük bir ipucuydu ki beyni bir an için iflas etmişti. O'Connor. Üç yıl önce rakamlarla oynayan adam, Maxwell O'Connor. Görüntülü aramalar sırasında Taehyung'a işkence çektiren maskeli adam, Maxwell O'Connor.

**

"Daha iyi misiniz?" Asistanı Georgia ve kattaki birkaç yüksek pozisyonlu çalışan daha odanın ortasında iç içe duruyor, koltuğunun yanındaki doktor tansiyonunu ölçerken Jungkook'u izliyorlardı. "Bay Jeon, bizi çok korkuttunuz."

"Çok düşük." Doktor cihazı Jungkook'un kolundan çekti, onun konuşmasıyla beraber masanın üzerindeki Yeontan başını ona çevirmişti. "Bay Jeon, herhangi bir hastalığınız var mı?"

"Kalp ritim bozukluğu." Özel hayatıyla ilgili hiçbir şeyi çalışanlarının önünde açıklamazdı ama artık o kadar umurunda değildi ki... "Çocukluktan beri var. Genetikmiş, yani bana öyle söylendi."

Çocukluktan beri var. Bir kalp hastalığının bir çocukta bulunması, ve bu çocuğun çok sevdikleri patronları olması sebebiyle çalışanların bakışları birbirine döndü, hepsi endişe doluydu. Jungkook oldukça sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürüyordu, böyle bir hastalığı olduğu hiçbirinin aklına gelmezdi.

"Asıl doktorunuza görünmelisiniz, yaşınız sebebiyle bu çok riskli bir hastalık. Kalp hastalıkları genç yaşlarda ölümle sonuçlanabiliyor."

"Biliyorum." O yüzden Yoongi hyung ne zaman canım acısa göğsümü ovmaya başlar.

Doktor odasından ayrıldı, çalışanlar da patronlarını rahat bırakmak amacıyla birer birer kapıya yönelmişlerdi ki Jungkook, "İhaleden çekiliyoruz." dedi. Sesi kısık ve yorgundu ama çalışanların hepsi onu duymuş, bakışlarını şaşkınlıkla ona çevirmişlerdi. "Yarını da tatil ilan ediyorum, şimdiden gidebilirsiniz evlerinize."

"Bay Jeon," Georgia yutkundu. "Bu olanların, Bay Kim'le bir ilgisi var mı?"

Genç adam bakışlarını kaldırıp kapının önündeki asistanına baktı, diğer altı çalışan da kadının arkasında dizilmiş merakla onu izliyordu. "İki haftadır şirkete gelmiyor ve siz de iki haftadır-"

"Paydos." dedi Jungkook elini masaya çarparak. Çalışanları korkuyla oldukları yerde zıplamıştı. "Tatil, dedim. Gidin!"

**

Yeontan'ı yemek doldurduğu kabıyla beraber mutfakta bırakmış, soluğu yeniden Taehyung'un kitaplığının önünde almıştı. Bir elinde Arjun tarafından ulaştırılan mektup vardı, satırları tekrar tekrar tarıyordu gözleri ama ne olduğunu bir türlü bulamıyordu. Taehyung'un kendisi bile sıradaki basamağın zor olduğunu, bu yüzden açık bir ipucu verdiğini söylemişti mektubunda. Çözersen sana A vereceğim.

Lanet olası Noel Baba biblosu yüzüne gülüyordu. Ho ho ho! Geri zekalı, ho!

Delirecekti. Günlükler, Çehov, Noel Baba. Neydi ortak yanları, neyi bulması gerekiyordu bunlarla? Rusya'ya mı gitmesi gerekiyordu, cidden delirmek üzereydi. Taehyung'un ne diye bir Noel Baba biblosu vardı ki? Üç Kızkardeşler neden diğer Çehov kitaplarının yanında değil de günlük rafındaydı? Neden bu kadar çok günlük vardı? Yalnızca dört yıldır birliktelerdi.

secret little rendezvous // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin