10; first love

10.1K 1.1K 608
                                    

4 yıl önce


Neden? Jimin yaz tatilini Amerika'da geçirebiliyorken Taehyung neden Kore'ye dönmek zorundaydı? Jeon Jungkook neden hayatının aşkını neredeyse iki aydır göremiyordu? Neden özlemden böylesine kudurmayı beklemişti yanına uçmak için sanki?

Ufak valiziyle beraber kiraladığı arabaya bindi. Kore'de yerleşik bir düzeni yok değildi, yalnızca Taehyung'un yanına giderken Bay Jeon kişiliğinden bir şey taşımak istemiyordu yanında. Sadece Jungkook olarak belirmek istiyordu karşısında. Onu seven küçük yakışıklısı olarak; yönetmesi gereken bir şirket yüzünden sevgilisinin yanına gelmeyi bu kadar geciktirmiş olan Jeon Jungkook olarak değil.

Taehyung'un, geleceğinden haberi yoktu. Geçen hafta ailesinin tatil için Busan'a gideceğini ama kendisinin gitmek istemediğini, bu yüzden çiftlikte kalacağını söylemişti. Yapacak hiçbir işi yoktu zaten, ne diye Amerika'da kalmamıştı ki? Amerika'dayken para da kazanıyordu, Kore'de yapacağı hiçbir şey yoktu.

Yaptıkları son telefon görüşmesinde koca çiftlikte tek başına olduğunu ve izleyecek draması kalmadığını söylemişti Taehyung. Şimdi sevgilisini karşısında görünce ne tepki verecekti acaba, Jungkook bunu düşündükçe dudaklarının kıvrılmasına engel olamıyordu bir türlü. Çiftliğin bulunduğu ilçe sınırlarına girmişken bakışlarını yan koltuktaki leylak demetine çevirdi, çiçeklerin anlamlarını araştırıp durumlarına en çok uyanı seçmişti. Eh, Jimin'den de biraz yardım almış olabilirdi.

GPS'teki kadın onu varması gereken yere getirdiğinde beklemeden arabadan inmiş, valizi ve çiçekleriyle beraber koskoca tarladan eve giden yolu bulmaya çalışmıştı. Yanlışlıkla bir şeyi ezdi ve Taehyung'un o çok sevdiği çilek fidelerinden biri olduğunu fark edince gözleri korkuyla irileşti, böyle ölmeyi hiç hayal etmemişti.

En sonunda çiftlik evine giden, taşlı bir yol buldu. Derin bir nefes alarak kendi kendine gülümsedi ve içinden kendini alkışlayarak yürümeye başladı.

Sonra çiftliğin köpekleri peşine düştü ve Jungkook da çığlık attı falan filan. Normalde köpekleri çok sever ve onlarla çok iyi anlaşırdı ama bunlar ayrı bir cinsti herhalde, ya da sadece gecenin bu saatinde özel mülke girip sahiplerinin çileklerini ezen bir adamı kendi bölgelerinde istemiyorlardı. Her ne olduysa olmuş, Jungkook valizini bırakıp sıkı sıkıya tuttuğu çiçek buketiyle beraber eve doğru koşmaya başlamıştı. "Taehyung!" diye bağırıyordu koşarken çünkü köpeklerin ona yetişmesi an meselesiydi. "Taehyung, kurtar beni!" Hemen arkasından gelen hırlamayı duyunca incelmiş sesiyle son kez "Taehyung!" diye ciyakladı ve köpekler yüzünden değil de kendi ayağına takıldığı için taş yola yüz üstü çakıldı. Çiçekleri havada tutmayı başarmıştı ama bu uğurda yüzünün yarısını çizen taşlara engel olamamıştı. Köpekler hemen etrafından bir çember oluşturdular ve havlamaya, hırlamaya devam ettiler. Şükürler olsundu ki hiçbiri onu ısırmaya yeltenmemişti.

Önce, koşan ayak seslerini duydu. Sonra kokusunu aldı, en sonunda da "Jungkook?" diye soran o derin sesini işitti. Köpeklerini dağıttı Kim Taehyung, şaşkınlıkla sevgilisinin yanına çöktü ve onu kaldırmaya çalıştı. "Jungkook Jeon? Sen misin?"

"Yüzümün mahvolduğunu biliyorum," dedi Jungkook kanlı dişleriyle salak gibi gülümseyerek. Taehyung buradaydı işte, on santim ötesinde, kokusunu duyabileceği bir mesafede, yaşça küçük olanın kollarını tutuyordu. "Ama cidden, tanınmıyor muyum? Ne demek, sen misin, elbette benim."

Taehyung'un ona kızmasını ve dalga geçtiği için azarlamasını bekledi ama sevgilisi, yalnızca onun yüzünün yarasız kısmını avuçlayarak suratına biraz daha yaklaşmakla yetinmişti. "Rüya değil misin?" diye sordu Taehyung inanamadığını belli eden bir sesle.

secret little rendezvous // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin