8; Mr. Kim

9.4K 1.2K 925
                                    

Günümüz


"Yeontan, cinsi sebebiyle çok hassas bir köpek." diye açıklamaya başladı veteriner. Masanın üzerinde yorgunca uzanan küçüğün tüylerini okşuyordu. "Yalnızlığa dayanamazlar, kalpleri de çok çabuk kırılır."

Benden mi bahsediyor, Tannie'den mi?

"Bay Kim nerede, Bay Jeon?" diye sordu kadın, Yeontan onun Taehyung'dan bahsettiğini anlamış gibi başını kaldırmış, konuşmaya devam etmesini bekliyordu. Jungkook ne diyeceğini bilemedi, elinde söyleyeceği bir gerçek de yoktu. Keşke bilsem, demekten son anda caydı. Nerede olduğunu bırakın, hayatta olup olmadığını bile bilmiyordu. "Yurt dışında."

"Ne zamandır?"

"On gün."

Kadın şaşkınlıkla ona bakıyordu, gözlerini kırpıştırdı. "Bay Kim, Yeontan konusunda eğitim almıştı aslında?" dedi soru sorarcasına. "Bu kadar uzun süre sahibinden ayrı kalamaz Yeontan."

"Biliyorum, biliyorum..." İç geçirdi. "Çok acil Kore'ye dönmesi gerekti."

"Mümkünse her gün görüntülü konuşma yapın o zaman." Jungkook alayla gülmemek için kendini zor tuttu. Evet, Yeontan Taehyung'un vurulduğunu izlemeye bayılırdı. "Bay Kim'den sonra en çok kimi görüyor?"

"Beni." dedi Jungkook. "Birlikte yaşıyor gibiyiz zaten. Tae bende kalmaya gelince Tannie'yi de getiriyor, ben de haftanın yarısını onun evinde geçiriyorum."

"O zaman Bay Kim dönene kadar Yeontan'ı elinizden geldiğince yalnız bırakmayın, Bay Jeon." diye rica etti veteriner. "Köpekler çok zeki yaratıklar, hele ki Yeontan... Önce en sevdiğim gitti, sonra ikinci sevdiğim gitti, diyerek sıralama yaparlar ve Yeontan buna dayanamayabilir."

"Evdeyken kucağımdan bile indirmiyorum," diye açıklamaya çalıştı Jungkook. "Ama dışarıya çıkmam gerekiyor."

"Öyle zamanlarda onu buraya getirin, diğer köpeklerle vakit geçirebilir." diyerek içine su serpti kadın. Yarın cumartesiydi ve Jungkook'un yapması gereken hazırlıklar vardı, Yeontan'la ilgilenemeyecekti. Yoongi ile Jimin'in evine götürmek de istemiyordu.

"Görüntülü konuşmayı unutmayın," dedi kadın, Jungkook klinikten ayrılmak üzere paltosunu giyinirken. "Köpekler, sahipleri sabah işe gittiğinde bile akşama kadar 'ya geri dönmezse' diye düşünerek kendilerini yiyip bitiren yaratıklar."

Jungkook cidden kadın kendisinden mi bahsediyordu yoksa oğlundan mı, ayırt edemiyordu.

Yeontan arkasından öyle baktı ki Jungkook onun yerine ağlayacaktı ama bugün içinde halledip yarınki randevuya yetiştirmesi gereken şeyler vardı. Ruhsatlı bir silah almak, listenin başını çekiyordu. Taehyung'un hiç hoşuna gitmeyecekti ama dünyayı yakacağım derken yalan söylemiyordu Jungkook. Günlerdir sevgilisinin ne yüzünü görmüş, ne de sesini duymuştu. Gişedeki öğrenciyi öldüren adam, daha önce de birini öldürdüğünü ima eden bir cümle kurmuştu ve bir de biricik kuzeninin kullandığı 'sevgili cinayetleri' deyişi vardı.

Bütün bunlar, Taehyung'un ölümüne işaret ediyordu.

**

Cumartesi akşamı, Yeontan'ı yeniden veterinere bıraktı. Yeontan Jungkook onu son kez okşayıp arkasını dönmüşken genç adamın paltosuna dişlerini geçirmiş ve gitmesine engel olmaya çalışmıştı. Jungkook kendini klinikten dışarıya zor attı ve arabasına binip koltuğuna kurulana kadar ağlamamayı başardı.

secret little rendezvous // taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin