34. Bölüm: "Ruh-u Revanım"

Start from the beginning
                                    

"Arya, biliyorum ben birçok hata yaptım ama lütfen önce dinle beni. Buraya sana asıl gerçekleri söylemeye geldim. Doktor söylerken duydum, hamileymişsin, bu yüzden beni anlayacağını düşünüyorum, lütfen sadece dinle," dedi yalvarırcasına. Öfkeyle soludum. Hale işaret dili bilmediği için onunla nasıl iletişim kuracağımı bilmezken bunu çok da umursamadım. Elimi kaldırdım ve kapıyı işaret ederek dışarı çıkmasını belirttim. Hale kafasını iki yana sallayınca kaldırdığım elimi indirdim ve yumruk hâline getirerek sıktım. Öfkemin taşmasına ve bir volkanın lavı gibi bu kadını içine almasına az kalmıştı.

"Arya lütfen dinle, anlatacaklarımı sonuna kadar dinle," dedi ve ağlayarak devam etti. "Senden ne kadar özür dilesem az gelir ama ben her şeyi bebeğim için yaptım," dedi elini büyümüş karnına götürürken. Ben ondan hiçbir şey duymak istemiyordum. Onu dinlemeden yanında geçip gideceğim sırada kolumdan tutup beni durdurmuştu. Kolumu tutan elini hiddetle ittim ve ona iğrenerek baktım. Ben onu dinlemek istemesem de o anlatmayı bırakmıyordu.

"Ben Mardin'e gelmeden birkaç ay önce bir ilişki yaşadım. Hayatımda hiç kimseyi sevmediğim kadar sevdim ve ona inandım. Ama o... O beni kandırdı. Ben evleneceğiz sanırken o çekip gitmiş, beni terk etmişti. Hem de hiç haber bile vermeden. Karnımdaki bebekle ortada kaldım," dedi hıçkırarak. İç çekişlerinin arasından devam etti. "Benim annem yıllar önce öldü. Hayatımda bir tek babam vardı. Sonra o geldi ve ben ona inandım, güvendim ama o beni ortada bir başıma karnımdaki bebekle bırakıp gitti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Çünkü babam öğrenirse bebeğimi hiç acımadan öldürürdü. Babam çok katı bir adam. Böyle şeylere asla tahammülü olmayan, eski kafalı biri ve bu yüzden eğer hamile olduğumu bilirse bebeği aldırtıp beni evlatlıktan reddederdi. Korktum. Çok korktum Arya. Günlerce ne yapacağımı düşündüm. Sonra Yiğit'ten gelen iş teklifi ile arkadaşım böyle bir şey yapmamı söyledi. O zaman doğru düşünemiyordum ve arkadaşımın kurduğu plana uyarak Yiğit'i tuzağa düşürdüm. Bebeğin ondan olduğunu söyleyip babamdan kurtulacaktım, olan buydu," dedi ve bana bir adım yaklaşarak önümde diz çöktü. Ona şaşkınlıkla bakakaldım. Bir adım geriye doğru gittim ve kafamı eğerek Hale'ye baktım.

"Yemin ederim ben kötü bir insan değilim. Onca şeyi nasıl yaptım bilmiyorum ve düşününce çok ama çok utanıyorum. Ben her şeyi bebeğim içim yaptım. Onu kaybedemem," dedi. Karşımda böyle aciz bir hâlde ağlayan kadına acıyarak baktım. Onu elbette asla affetmezdim. Çünkü yaptıkları çok ama çok kötü şeylerdi. Kafasını yerden kaldırdı ve yaşların ıslattığı yüzüyle bana baktı. Gözlerimi sertçe yumdum ve geri açtım. Bakışlarımı etrafta gezdirdim ve başucumdaki çantamı görünce hemen elime alıp içinden defter ve kalem çıkardım.

"Yaptıklarının ne kadar iğrenç şeyler olduğunun farkındasın değil mi?" Okuması için ona gösterdiğimde gözlerini kaçırarak, "Biliyorum," diye mırıldandı. Fakat benim aklımın hâlâ almadığı bir şey daha vardı.

"Peki neden o gün çiftlikte yalan söyledin? Yiğit'i sevdiğini söylemek yerine bunları söyleseydin belki her şeye rağmen sana yardım edebilirdik ama sen o gün bile yalan söyleyip bizi yine kandırdın." Ona olan öfkem dinmiş olsa da hâlâ kızgın ve nefret doluydum. Evet, her şeyi bebeği için yapmıştı ama başkalarının mutluluğunu hiç düşünmeden oyunlarıyla mahvetmesi, işte bunun mazereti olamazdı.

"Korktum. Yakalanmanın verdiği utançla ne yapacağımı bilemedim ve o gün Yiğit'i sevdiğim yalanını söyledim. Yiğit benim sadece arkadaşım ve dostumdu, ben ona karşı asla bunlardan öte bir şey hissetmedim ama onu da kaybettim. Bugün onun yanına yurt dışına çıkabilmem için bana yardım etmesini istemek için gelmiştim. Biliyorum fazla oluyorum ama Yiğit'ten başka bana yardım edecek kimsem yok ve zamanım kısıtlı. Çünkü babam her şeyi öğrendi ve peşimde. Belki tüm bunları yapmadan ona direkt her şeyi anlatsaydım bana yardım edecekti ama ben o zamanki ruh hâlimle doğru düzgün, mantıklı düşünememiş, arkadaşımın aklına uymuştum," dedi pişmanlıkla. Bugün söyledikleri ve benim yanlış anlayarak sevdiğim adamı kırdığım aklıma gelince dinmiş olan öfkem tekrar gün yüzüne çıkmıştı. Bu kadına artık tahammül edemiyordum, sürekli aramızı bozması canıma yetmişti.

SESSİZ GELİN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now