47

9K 589 119
                                    

Kliniğin önüne geldiğimde Çınar bir adamla konuşuyordu. Gözlerimi kıstım. Bu adam kimdi acaba?

 Arabadan inip yanlarına doğru indim. Nedense Çınar'ın başka birinin dudaklarına dikkatli baktığını gördüğümde bundan hoşlanmıyordum. Başkalarıyla konuşmasın diyecek kadar sığ kafalı değildim ama onun benden başkasına bakmasını istemiyordum işte. 

  "Selam!" Dedim. Çınar beni görünce kocaman gülümsedi. Ay ben bunu yerim!

 Tanımadığım adam ise bana dönüp "Selam!" şeklinde karşılık verdi. İyi bir görünümü vardı. Son derece temiz ve tertipli giyinmişti. 

 "Ben Behlül Utku. Çınar'ın arkadaşıyım." Diyerek kendimi tanıttım. Her ne kadar onun sevgilim olduğunu insanlara haykırmak istesemde bunu henüz yapamazdım. Çınar için sorun olurdu. Benim ise başkalarının öğrenmesi pek umrumda değildi açıkcası. 

 Samimi bir gülümsemeyle elimi sıktı. "Ben Semih. Kliniğin sahibi benim." 

 Çınar'ın gönüllü olarak çalıştığı yerin sahibi olması ondan hoşlanmam için bir neden değildi. 

 "Çınar'ı ilk defa bu kadar neşeli gördüm. Resmen sen gelince kocaman gülümsedi!" 

 Tabi gülümseyecek yavşağa bak!

 Sevgilim lan o benim. Canım sevgilim!

  Çınar ise bana hülyalı hülyalı bakarken onu kolumun altına aldım. "Herkes çok iyi anlaştığımızı söyler. Asla ayrılamayan arkadaşlardanız biz."

 Toz ol pislik!

 Çınar ise kaşlarını çatmıştı. Benim yüzümü net göremediği için ne söylediğimi bilmiyordu bu yüzden sinirlendiğini anlamam zor değildi. 

 Semih yapmacık bir şekilde gülümsedi. Çok fazla insan tanımıştım ve bir insanın mimiklerinden ne anlatmak istediğini anlayabilirdim. Bunun okulunu okumaya gerek yoktu. "O halde ben işimin başına döneyim. Tanıştığıma memnun oldum tekrar. Görüşürüz Çınar." 

 Çınar'ın koluna mı dokunmuştu o it? Sinirle dişlerimi sıktım. Bu adamdan cidden hoşlanmamıştım. 

"Behlül Utku ne oluyor? Neden suratını astın?" Çınar yeşillerini bana diktiğinde nerede olduğumuzu umursamadan ona kollarımı sardım. Onu hissetmeye ihtiyacım vardı. 

 Kolları bana dolanırken huzurla gülümsedim. Her şeyden uzaklaşabilmem için o yetereliydi işte. 

 Ondan ayrıldığımda meraklı gözleri beni buldu. Ona o adamdan hoşlanmadığımı söylemeyecektim. Önce Çınar'a gerçekten ilgisinin olup olmadığını anlamam gerekiyordu. Ama şimdi kuru kuruya kıskançlık krizine kapılırsam Çınar üzülürdü. 

"Sadece seni çok özlediğimi fark ettim." 

Gülümseyip önden yürümeye başladı. 

 "O zaman hemen eve gidelim!" Dedi. 

 Sırıttım. Yerdim ben o kalça... Pardon çocuğu diyecektim. Gözüm kaymış.

  Çınar anahtarıyla kapıyı açıp içeriye girdiğinde peşinden ilerleyip onu duvara yasladım. Biraz şaşırmıştı ama ben bunu hep denemek istemiştim. Koridordo sevişme fantezisi... Çok edepsizce geliyordu. En sevdiğim. 

 Çınar'ın alt dudağını dudaklarımın arasına aldığımda kolları bana dolandı. Ellerim yanaklarını okşadı. Bana karşılık verirken dilimi ağzının içine misafir etti. İçimde bir şeyler akmaya başlamıştı. 

 Elimle penisini okşadığımda dudaklarının arasından kulaklarıma dolan sesiyle kendimden geçecek gibi oluyordum. O bana böyle karşılık verdiğinde ona daha fazlasını verebilmeyi diliyordum. 

 "O-odaya gidelim." Titreyen kısık sesinin beni ne hale getirdiğini söylememe gerek yoktu. Ondan biraz uzaklaşıp montumu ve kazağımı çıkardım.  O ise hipnoz olmuş gibi sadece bana bakıyordu. 

  Tekrar dudaklarına kapanıp kalçalarından tutup kendime bastırdım. Ne hale geldiğimi görsün istiyordum. 

 Boynuna bir iki öpücük kondurduktan sonra eğilip pantolonunun düğmesini açtım. 

 "Behlül Utku d-dur!" 

 Beni durduramazdı. Onun zevkten darmadağın olmasını görmeden asla durmazdım. 

 Uzunluğunu elimle okşadıktan sonra dilimle elimi takip ettim. 

 İlk defa birini ağzıma alıyordum. Çınar olduktan sonra bana hiç kötü gelmemişti. İnlemesi daha da artarken alttan ona baktım. Ne hale geldiğini görmek istiyordum. Karışmış saçları alnına dökülmüş ve gözleri odağına yitirmiş gibiydi. Şiş kırmızı dudakları ve al al olan yanaklarıyla gelebilirdim bile. Bir insan zevkten kendini kaybederken bile nasıl bu kadar muhteşem görünebilirdi. 

 Uzunluğuna bir iki öpücük daha kondurdum. İnlemeleri kesilmiyordu. Kendini tutmaya çalışması boşunaydı ama çabası bile sevimliydi. 

  Parmaklarım yardımıyla deliğini okşamaya başladım. Kafası geriye giderken "Yeter! Dayanamıyorum." dedi. 

 Bende dayanamıyordum. Ayağa kalkıp üzerindeki montu çıkarıp onu duvara doğru döndürdüm. İçine usulca kayarken kafasını bana çevirdi ve dudaklarımız yeniden birleşti. Sesi dudaklarımda kayboluyordu ve ben sadece bununla bile mest oluyordum. Onunla asla basit olmamıştı hiçbir şey. Hep daha fazlasıydı. 

  İçine vurmaya başladığımda kafası geriye düştü. 

 Kafası omzuma gelirken ben boynunu öpmeye çalışıyordum. 

Elim belinden uzunluğuna kaydı. 

 Bir kaç dakika daha böyle devam ettikten sonra o elime ben de onun içine bıraktım kendimi. 

  Soluk soluğa kaldığımızda kokusunu içime çekmeye devam ettim. Heryer dönüyordu sanki.

 Yavaşça bana döndüğünde "Neydi bu?" diye sordu. Yüzünde şapşal bir gülümseme vardı. 

 Aynı gülümsemeden yüzümde oluşması bir saniye bile sürmemişti. "Ön gösterim." Diye cevapladığımda "Geri kalan için beni odaya taşı o zaman." dedi. 

 Kahkaha attım. Üzerimdekilerden tamamen kurtuldum. Tabi onun üzerindekilerden de. Bu arada elimi Çınar'ın kıyafetine silmiştim. Beni daha sonra öldürecekti. 

  Onu kollarıma alırken dünyanın en mutlu adamı bendim. Çünkü kollarımda bir dünya duruyordu. 

***

Bir sonraki bölüm final olacak😙😙

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir sonraki bölüm final olacak😙😙

Muck muck falan 😙😙😚

Geri Vites // Boy×BoyWhere stories live. Discover now