Asansör yönetim katına geldiğinde mekanik ses yeniden duyuldu. "Yönetim katına hoş geldiniz." İkimiz de hemen toparlanıp duruşumuzu dikleştirdik. Asansörde karşılıklı öylece durup kapının açılmasınınbeklerken, bir an göz ucuyla John'a baktım.
Yüz hatları gerilmiş, yine sert, donuk ve anlamsız bakar olmuştu. Tavanda duran aynadan kendime bakıp kıyafetime ve saçlarıma elimle çeki düzen verdim.
Asansörün kapısı yavaş yavaş açıldığında ben de şu herkesin korktuğu meşhur patrondan biraz çekinmeye başlamıştım. Acaba John'un işlerini sürekli karıştırdığım için bana kızıp sinirini mi çıkartacaktı yoksa daha da kötüsü olabilir miydi? Asansörden inmek istemiyordum. İstemsizce bir adım geriye çekildim.
John yanıma yaklaşıp beni cesaretlendirmek için kolumdan tuttu. Sanki korktuğumu anlamış gibiydi. Kaşlarını çatıp hafifçe gülümseyerek bana baktı. O böyle bakarken karşı koymak imkansızmış gibi geliyordu. Kalbim yine bana isyankarca sesini yükseltmeye başladığında, benim onunla inatlaşacak hiç gücüm kalmamıştı.
İstemeye istemeye kapıya ilerleyip dışarıya çıkarken o da hemen arkamdan beni izledi. Asansörden indiğimizde bacak boyu neredeyse boyuma yakın başka bir görevli kız gelip bizi karşıladı. Kız, uzun boyu, beyaz teni, siyah uzun saçları ve incecik narin yapısıyla mankenlere taş çıkartacak kadar güzeldi.
"Hoş geldiniz efendim. Böyle buyurun lütfen." diyerek yol gösterdi. Kızı görünce bir an kendime bakıp, "Bunları özellikle mi seçiyorlar acaba, ya da burada kısa boylu olmak suç mu?" diye kendi kendime içimden homurdandım.
Uzun dar bir koridorda ilerlemeye başladık. Koridorun duvarlarına değişik şekiller çizilerek yapılmış bir çoğu soyut resimler asılmıştı. Koyu renk boyalı koridordan çıkıp, bembeyaz aydınlık ve sıcacık dekore edilmiş bir odaya geldiğimizde adeta cehennemden cennete geçmiş gibiydim. Önümüze çıkan büyük kapının üzerinde "R. Hopkins" yazıyordu.
Biz kapının önünde durup beklerken görevli kız kapıyı çalıp içeriye girdi. Bir süre kaldıktan sonra da tekrar dışarıya çıkıp, "Buyurun efendim Mr. Hopkins sizi bekliyor." dedi.
Daha önce birini görebilmek için hiç bu kadar çok protokole gerek duymamıştım ya da öyle biriyle tanışmamıştım. Bu nedenle içerideki adamı doğrusu her dakika daha da çok merak etmeye başlamıştım. Acaba nasıl birisiydi? Neyse ki bunu öğrenmek için çok fazla beklememe gerek kalmayacaktı.
Orada öylece durmuş etrafa bakınırken, ilk defa gördüğüm bu yere tuhaf bir şekilde, sanki daha önce gelmişim gibi hissedip hiç yadırgamadığımı fark ettim. Kapıya doğu yürüyüp içeriye girdik.
İçeride düşündüğümün aksine kırklı yaşlarda, bakımlı, uzun boylu bir adam oturuyordu. Önleri kısa, arkası ensesine gelen saçını yan ayırmıştı. Üzerindeki gri takım elbiseyle yaşına rağmen çok çekici görünüyordu. Herkesin çekindiği şu meşhur patronun bu adam olduğuna inanmak doğrusu çok zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADE [TAMAMLANDI]
Mystery / ThrillerBaşına geleceklerden habersiz bir genç kız... Esrarengiz bir adam... Şaşırmaya hazır mısınız? Hiç umulmadık bir yerde kesişen yollar... Hayal ötesi bir teknoloji, umulmadık bir aşk Hiç beklemediğiniz bir son... Sizin hayalleriniz ne kadar gerçekç...