Bölüm-20

25 6 8
                                    


Multimedia=kafa dağıtmaya çalışan ben...

1 ay sonra...

Ahsen

Gezi olaylarını aklımdan silmiştim ve o an gördüklerimi Duru'ya ve Selin'e anlatmıştım. Salak Duru hemen gidip o dengesiz abisine yetiştirmiş. Çocuk bana özürlü gibi bakıyo. Esi'de o dengesiz her yanımdan geçtiğinde beni ona doğru ittiriyodu ama hiç bir defasında beceremedi yapmak istediğini. Size şuana kadar o dengesizin bi sevgilisi olduğunuda söylememiştim adı İklim. Gerizekalı kız bizim liseye geziden döndüğümüzde
gelmiş. Ama kızın acayip gözleri var. Ben bile kıskanıyorum ama kıskanan tek kişi ben değil dosttan öte abilerim Yaprak ve Toprak da kız okula geldiğinden beri kafayı o kızla bozdular! İklim'le kaç kez 'kim daha kötü bakıyor' yarışması yaptığımızı sayamadım çünkü saymaya ömür yetmez!

Kuzey'le bu aralar hiç konuşmuyoruz ve sanırım bemim bir psikolojik desteğe ihtiyacım var. Benim halimi tek farkeden ikizim oldu. O bile farketmeseydi zaten ortalığı ateşe verirdim!

...

"İklim'e sinsirella bakışı atmaktan vazgeç Ahsen!"

okul çıkışı kafeteryada oturup rahatça kavemi yudumluyordum ancak o dengesiz gelip karşıma habersizce oturduğun nerdeyse korkudan yudumladığım kahveyi üzerine püskürtecektim.

"Ya senle ne ara bu kadar samimi oldukda sen yıllarca vakit geçirdiğin kızı bırakıpta iki gunde tanıştığıın kıza çıkm-"

Cümlemi bitirmemi engelleyen Kuzey'in odun elleri oldu. Bileğinden tutup elini ağzımdan çektim ve az önce ne dediğim şimdi aklıma bir atom bombası gibi düşmüştü.
Ne demiştim ben?'yıllarca vakit geçirdiğin kızı bırakmak' sanırım bahsettiğim kız bendim.

"Madem bir şey söylememe izin vermicektin, ağzımı açtırmasaydın!" diye cırladım ve çantamla ceketimi alıp kafeteryadan hızlı adımlarla çıktım. Merdivenlerden koşarcasına inerken onunla çarpıştım. Kiminle mi? Tabiki de İklim'le!

"Yine mi sen?" dedim bıkkınca. "Beni takip etmekten vazgeç. Ehuehuuğ! Hayranlarıma fazla vakit ayıramam yanlızca bir saat ve randevu al tatlım."

Tekrar o bahsettiğim bakışma yarışmasına girmiştik ki bizi ayıran aramıza bir anda giren ikizim oldu.

"Yürü gidiyoruz!" dedi Batuş elimden sıkıca tutarak ben elimi kurtarmaya çalışırken bir arabaya bindik ve doğru eve gittik.

"Neden böyle bişi yaptın?"

"Ne yapmışım?" dedim bu soruya karşılık. Hayır yani bide gelmiş tam kızı öldürücekken beni eve getirmiş olmaz olsun böyle ikiz! -ama var işte!-

"O kızdan uzak dur."

"Hayırdır sende mi bağlanıyosun o yelloza?!"

"Ne saçmalıyosun sen kızım? Uzak dur dedik bitti tamam mı!"

"Ben bitti demeden bitemez o kız benim hayatıma..." Furkandan sonra girfi diyecektim ama bünyem o gerizekalınin adını ağzıma almama izin vermedi. Aferin beynim eger söyleseyden şimdi belki mezarımı kazıyo olucaklardı." Anladın sen. " deyip odama çıktım. Yanağıma hücum eden gözyaşlarımı tutamayıp hem onları hem kendimi serbest bıraktım. Uykunun beni ele geçirmesine izin verdim.

37 dk. sonra...

Boynumdaki nefes uyandırdı beni. Ayrıca sanki biri arkadan bana hiç ayrılmicakmış gibi sarılmıştı.

"Uyandın mı?" diyen sesi tanıdım ve bana daha çok sarılmasını ister gibi kıvrandım. İstediğim olunca rolümü bozmadan umursamazca "İnlediğime göre evet." diyebildim.
Bu aralar bana biri böyle sarılmasaydı gerçekten bu beni intihara kadar sürüklerdi.-yanlız bunu derken kendimden çok emin konuştum ona göre!-

...

Batuş'la biraz atıştıktan sonra üstümü giyindim ve annemin bana aldığı yeni fotoğraf makinesini kapıp her zamanki uçurum kenarına gittim. Birkaç foto çekip arkamı döndüm eve gidiyordum ki sert bir herifle karşılaştım. Ona çarpmiyim diye bir kaç adim geri gidince az daha uçurumdan yuvarlanıcaktım. Ama o beni tuttu. Yinede dengesiz herif. Karşıma öyle çıkmasaymış!

"Burda ne işin var?"

"Asıl senin ne işin var korkudan ödümi patlatmaya felan mı çalışıyodun?!"

"Sana bir soru sordum Ahsen!"

" İsmimle karşılık verdiğine göre kesin bişi olmuş. Burda olduğumdan sana ne! "

"Beni ne kadar da iyi tanıyosun bakıyorumda..."

"Boşuna durmuyo şurdaki al biraz sanada lazım olur dicem satılmıyo işte sıkıntı orda! Tüh!" diyerek kafamı işaret ettim. Bana göz devirerek baktığında bende sinsirella bakışlarımı eksik etmedim.

Sinirlendiğini farkettim ama bişi yapmadım.

"Yürü gidiyoruz!" hadi amaaağ! Bu cümleyi bu gün daha kaç kez duyucaktım. Düşüncelerimi içime akıttığımı sanıyordum ama sesli bir şekilde söylemişim. Kuzey bana anlamsızca baktı ama üzerinde durmadı. Beni zorla büyük kuzenin arabasına götürdü ve evin önüne kadar gelip bıraktı. Tam ben inecektim ama beni durdurup bekle işareti yaptı ve zorlageri otturdu. Bende karşı koyamadım. Kendi arabadan inip benim yanımda ki kapıya kadar geldi ve kapıyı ardına kadar açtı. Biraz şaşırsamda belli etmedim. Sonra gözüm yukarı kaydı. Kuzey'in de. Çünkü 'ooooo' layan seslerin nerden geldiğini merak ettik ve etmeseymişiz. Bizim aile ve bizim sınıf komple bizim evdeymiş ve annemle babam abimin doğum günü için parti düzenlemişti. Bir dakika! Ben az önce abimin doğum günü mü dedim?! Abimin doğum günü olduğunu unutmuşmuydum? Kuzey'e sessizcd fısıldadım

"K-Kuzey ben abimim doğum gününü kendi dertlerimle uğraşmaktan unuttum. Bir yerlere gidip hediye alsam?"

Çok içten bir gülümseme olmuştu ki şu ana kadar sakladığım gamzelerim resmen ben burdayım diye çığlık atıyodu. O da bana aynı şekilde gülünce hiç görmediğim bir gamze olduğu için gözlerimi sonuna kadar açmıştım. Kuzey gerçekten o olaylardan sonra çok değişik davranıyordu. Yeni birilerini bulmalar, bir yıl boyunca sakladığmız bu gamzeleri birbirimize yollamamız, Kuzey'in benim nerde olduğumu hep bilmesi, ve tüm bu olanlardan sonra bişe olmamış gibi yüzüme bakması...

"Merak etme ben seni tanıyorum kabul et kızım senin yerinede aldım ama aramızda kalsın." diyerek eline iki hediye paketi aldı ve birini bana verdi. İki saniye önceki gamzelerimden eser yoktu. Onun yerine kızgınlığın verdiği kırmızılık işgal etmişti yanaklarımı.

...

Akşam olmustu ve etrafı toparlamıştık ve bizimkiler hariç herkes eve gitmişti.

"Ben o olaylardan sonra dogum günü kutlamicaksınız diye düşünmüştüm açıkçası."diyen Ayaz'a elimdeki süpürgeyi bir kenara attım ve' tipine tükürim!' bakışlarımdan birini attım.

" Bundan sonra o olaylar dediğimiz şeyi unutuyoruz ANLAŞILDI MI AYAZ EFENDİ!"
sesimi yükselterek söylemiştim ve bu yüzden herkes elindeki işini bırakmış bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ne var yani sürekli aynı şeyden bahsediliyordu ve bundan dolayı nerdeyse psikolojim bozuldu!

"Ne bakıyosunuz?" dediğimde herkes mırıldanıp tekrar işine döndü.

...

Kitabın gidişatı hakkında bana özelden mesaj geliyo isim vermek istemiyorum ama eğer kitap hakkında bir sıkıntı varsa bana yorumlarda iletin lütfen.😊

Ayrıca kitabı yazarken bazen doğaçlama yaparak devam ediyorum, ama sizin düşüncelerinizi de merak ediyorum, eğer bir fikriniz varsa bana yorumlarda fikir verebilirsiniz.☺☺

Ben  Böyle Lisenin!..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin