Komik, kendi halinde dişli bir kadın karakter! Koca mavi gözü ve 'Deli Feride' lakabıyla gerçekten de sevilesi. Minyon, maskot bir dişi! Feride!
Disiplin adamı, karizma, kendinden hiç taviz vermeyen ama gizli bir romantik olan adam! İsmi gibi kendi...
Feride'cileeerrr!!! Selammmm! (: Kızımı nasıl özlemişim! Sonunda onlara özel bir bölüm yazabildim!! (: Burada kestim diye kızmazsınız umarım. :D İyi okumalar.. yorumlarınızı bekliyorum!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seven kadını kızdırmayın işte. Endişelendirmeyin. Delirtmeyin. Sonra ödersiniz!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ESAS KADIN - FERİDE.
Annem tepemde bir şeyler söylüyordu ancak onu dinleyemeyecek, dinlesem bile anlayamayacak kadar kafam dağınıktı. Sinirlerim bozuktu çünkü Bera'yı neredeyse iki gündür görmüyordum. Bu düğün hazırlıkları zımbırtısı yüzünden nişanlımı görmeme izin yoktu. Onu o kadar çok özlemiştim ki piç herif kokusu resmen burnumda tütüyordu.
En son görüşmemizde yarım saat yanyana duramamıştık bile. Sürekli ağabeylerim arayıp rahatsız ediyordu. Bazen öyle sinirlerimi bozuyorlardı ki, onlara kız istemeye gideceğimiz güne kadar kendimi tutmakta zorlanıyordum. Gün gelecek devran elbette ki dönecekti. Olmazsa da ben döndürecektim. Bu kadar inatçı ağabeylerimin olduğunu bilmiyordum. Beni kıskanıyorlar mıydı?
Annem bana onların beni paylaşamadığını söylemişti. Ağabeylerim küçük(!) kız kardeşlerini evlendirmekten pek de memnun değillerdi ve bu memnuniyetsizliklerini utanmadan gösteriyorlardı. Ben onların eşlerine kötü bir görümce olmayacaktım, aksine kızları onların üzerine salacak bütün kirli çamaşırlarını dökecektim onların. İntikam denen şey iyi ki vardı!
"FERİDE!" Kafama sert bir şey çarpınca şiddetle düşüncelerimin arasından sıyrıldım ve şaşkınlıkla kafama çarpıp yere düşen terliğe baktım. Otuz yedi numaraydı. Ama yine de canımı acıtmıştı.
Gözlerimi anneme çevirdim ve inanamayarak, "Anne sen bana terlik mi fırlattın?" diye sordum. "Allah aşkına, ben birkaç gün sonra evleniyorum!"
Annem küçük boyuyla tepemde dikildi. "Eğer kıçını kaldırmazsan küçük hanım, Bera düğününü gelinsiz yapacak. Terlik değil oklava ile girişeceğim birazdan."
Korkuyla ayağa sıçradım. Çünkü annemi kızdırmak istemiyordum. Hali hazırda zaten kızgındı ama ne demişlerdi? Her şeyin aşırısı fazlaydı.
