0.3

79 9 3
                                    

2015 yılından, Jongin'in kandırıldığını öğrendiği andan bir geçmişe dönüş, iyi okumalar.

Güven.

Güven nedir?
Fazla güvenden zarar gelir mi ki?
Geldiğinin en büyük örneği bendim.
Jiyeon ve Luhan'a haddinden fazla,kendime ise hiç güvenmemiştim.

Ya sevgilime?
Ona nasıl güvenememiştim?
Önce aşkımızdan, sonra kendisinden vazgeçmiştim.
Tek düşündüğüm katili bulmak olmuştu.

İnanmıştım.
Jiyeon ve Luhan'ın 3 sene boyunca beni hedeften saptırmalarına,yanlış hedefler koymama sebep olmalarına inanmıştım.

'Çocuklar, sizce  Kyungsoo neden günlüğüne beni suçladığını yazmış olabilir? Eğer cidden suçlu bensem, bunun kanıtı varsa neden dışarda rahatça dolaşabiliyorum? O günü hatırlayamıyorum diye benden sakladığınız bir şeyler mi var? '

Luhan sessiz kalmıştı. Her zamanki gibi. Hep ilk önce Jiyeon'un bir şeyler söylemesini bekler, ona göre yorum yapardı. Buna rağmen aramızda bir eksiklik olduğunu hissetsem de içimden ona hem güveniyor hem de güvenmek için sebebim yok gibi geliyordu. Benim için hep kafa karıştırıcı olmuştu.

Yine o anlardan birindeydik.Jiyeon önce Luhan'a bakıp konuşmayacağını anlayınca lafa başlamıştı.
'Bilemiyorum Jongin,onu uzun zamandır tanıyorduk.Bu bir intihar mı cinayet mi veya başka bir şey mi ondan bile emin olamazken sana söyleyebileceğim hiç bir şey seni teselli edemez.Çok üzgünüm.'

Ve ben yine inanmıştım. Aptal gibi.

Sorgulamak bir kez olsun aklımdan geçmemişti.

Ta ki o güne dek.

Luhan ve Jiyeon hiç kavga etmezdi.Luhan hep alttan alırdı. Belki de bu yüzden ilişkileri bu kadar uzun solukluydu. Sonsuz bir sabrı var gibiydi. Ama o gün her ne olduysa, çileden çıkmıştı.

'Yeter artık Jiyeon! Göz göre göre yok olmasını izliyorsun. Sen ne zaman böyle bir insan oldun ha? Daha ne kadar saklayacaksın gerçekleri? '

Jiyeon susmuştu. Benim bildiğim Jiyeon asla altta kalmazdı. Haksız olsa bile. Bu sefer tek yaptığı yere çöküp kafasını bacaklarının arasına alarak ağlamak olmuştu.

Değil ağlamasına, sesinin titremesine bile dayanamayan Luhan hızla kapıyı açmış-benim onları dinlediğimi ikisi de görmüştü -ve çıkıp gitmişti.

Ne olur ne olmaz arada bir bende kalıyorlardı.İlk kavgaları benim evimde,sevgilimle son sarılarak uyuduğum odada gerçekleşmişti.

Bir iki gün eve sessizlik hakimdi.Ben bile kendi acımı bir kenara bırakmaya çalışmış,onların arasındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu düşünüp umarım ayrılmazlar diye düşünüp durmuştum.

Tahmin ettiğim gibi olmuştu.

2.günün akşamında hep birlikte oturup sohbet ederek yemek yemiştik.Nasıl olmuştu anlamamıştım ama bu ani barışmayı aralarındaki kuvvetli bağa bağlamış ve sorgulamayı bırakmıştım.

Onlar barıştığından beri içimi bir huzursuzluk kaplamıştı.Neden bilmiyordum ama o gün konuştukları şeyi o zaman hiç üstüme alınmamama rağmen bir anda düşünmeye başlamıştım.

Bir şey soracağım zaman ilk önce yaşadığım küçük çaplı hafıza kaybından dolayı bana doğruyu söylemelerini isterdim.

Luhan artık gerçekleri söyle diyordu.

Burda göz göre göre yok olan tek kişi bendim.

İşte o andan sonra adımlarımı çok dikkatli atmaya başlamıştım.Konuşmak yerine gözlem yapıyordum.

Jiyeon bunun depresyondan olduğunu sanıyordu,yanımdayken üzülmüş gibi yapıyordu ,yanımdan gittiği an sevinçlerini duyduğumu bilmeden.

Luhan yine sessiz kalıyordu.Tek bir duygu değişimi yoktu.Ne bir sevinç,ne bir hüzün.

Amacı geç de olsa anlamıştım.Yaptıkları bir şeyden dolayı beni aradan çıkarmaya çalışıyorlardı.Jiyeon 'sözde' doktor olan arkadaşından bana ilaçlar getirmiş'Al bir dene,belki yardımı dokunur'demişti.

O ilaçların hepsi klozeti boylamıştı,kendisine olan güvenim gibi.

Bir süre beni oynatıyormuş gibi yapmasına izin verdim,kanmış gibi yaptım.Yataklara düştüğümü,artık kurtuluşumun olmadığını,tek kaldığım an kendimi öldüreceğimi düşündükleri, verdikleri ilaçtan dolayı ölmeme ramak kaldığını anladıkları bir anda nasılsa 'işleri çıkmış've gitmişlerdi.

Gelmediler.

Sevgilimin geri gelmediği gibi.

Ama arada tek bir fark vardı,onları hiç geri istemedim hayatımda,peşlerine düşmedim.

Evet,bazı şeylerin farkına varmak güçlenmemi,akıl sağlığımı biraz da olsun düzeltmemde yardımcı olmuştu lakin gecenin tamamen sessizliğe büründüğü bir anda sevgilime olan özlemimle baş başa kalmıştım.Deli gibi vicdan azabı çekiyordum.

Aşkımın yok olduğunu sanmış,ona kızgınlık duymaya başlamıştım resmen.Bunu nasıl yapabilmiştim?Jiyeon ve Luhan beni bu kadar nasıl etkileyebilmişti,aklım almıyordu.

İşte kafamdaki seslerin geceden daha gürültülü olduğu o saatlerde hayatımın,atacağım adımların değişeceğini bilemezdim.

Karşılaşabileceğim en tarif edilemez,en değişik ve birbirine bağlı insanlarla karşılaşmıştım.

Chanyeol,Baekhyun ve gruplarının,ailelerinin yaşça en küçük üyesi Sehun.

Bilirsiniz,yaşadığım olayı anlatmak yürek ister,katil miyim neyim hala bilemiyordum ama kaybedeceğim bir şey yoktu ya,hatırlayabildiğim her şeyi anlattım.

Ve o gece,hiç bir zaman sahip olamayacağımı düşündüğüm arkadaşlığın temelini atmıştık.




Umarım beğenmişsinizdir,Luhan Ve Jiyeon'un nelerle kandırdığını daha sonra anlatacağım,biraz gizeme ihtiyaç var.Oy verirseniz sevinirim.Görüşmek üzere...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 13, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

The Killer | KaisooWhere stories live. Discover now