"Aşk sana
gümüş kaşıkta
sunulmadığında
onu bıçaklardan
yalamayı öğrenirsin"
-Lauren Eden
_
"Prenses Alden, bu senin, benim ve ayın arasındaki şehvetli bir oyun." Bir tıslamayla penceredeki perdeleri kapatıp, odasının döşeme tahtasının üzerin...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
* * *
Styles çalışanlarının hazırladığı şölen sessiz ve cansızdı. Harry'nin rahatsız edici varlığı ve ilk karşılaşmalarında yaşananlar Alden'in kanının damarlarında kaynamasına sebep olmuştu ve Evan'a baktığında da yüzünde kardeşinin boynunu giyotinin altına yatırmaya pek hevesli görünen bir ifade gördü. Harry patates dolu çatalını ağzına götürdü, daha Alden yemeğe başlamamıştı ama Harry'nin tabağında sadece kemiği kalmış hindi butunu görebiliyordu. aç bir kurt gibi Harry patatesi yuttu, Alden'ın iştahı kaçmıştı. Harry tabağına doğru eğilmiş kemiği emerken, ıslak dudaklarını yağlı eliyle silerken Alden gözlerini ondan alamıyordu.
Alden gözlerini geniş masada gezdirdi, prensin bu davranışlarının sadece kendisinin dikkatini çekmiş olmasına inanamıyordu- ve tabiki Evan'ın. Evan genç kardeşinin davranışlarından alınmış görünüyordu. Harry sonunda başını kaldırdı ve ona bakan gözlere baktı, dilini dişinin üst kısmında gezdirip araya sıkışmış bir et parçasını çıkardı. Ona bakan bakışlar kendisinden ayrılmadığında sandalyesinde dikleşti, kollarını uzatıp hindi yağı akan elini kardeşine hafifçe sürttü, Alden'a pis bir gülümsemeyle selam verdi.
"Portremi çizin, Prenses, daha uzun bakarsınız."
"Harry!" Evan iğrenç elini üzerinden itti, genç prens sandalyesinde homurdanıp elini tişörtüne sildiğinde tek yapabildiği ona kötü kötü bakmak oldu. Alden bu kadar vahşi bir prens karşısında elini ağzına kapatıp şaşkınlığını gizlemeye çalıştı, daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu. Evan elini alnına dayadı, öfkesine hakim olmaya çalışıyordu büyük ihtimalle. Ne onun ne de ailesinin duymadığı kısık bir sesle genç kardeşine söylendi, ama o kibirli bir şekilde omuz silkmekle yetindi. "Gelecek eşimle tanışmamıza sadece geç kalmakla kalmadın, onun adını yanlış söyledin, hayvanlar kadar iğrenç bir kokuyla merdivenlerden indin, bir domuz gibi yemeğini yedin! En azından azıcık da olsa Kral, Kraliçe ve krallığımızın bağlanmak üzere olduğu Prensese karşı saygı göster."
Harry, kardeşinin küçümseyici sözlerine gözlerini devirdi. Parmaklarını teker teker ağzına götürüp emerken Evan'ın sözlerini görmezden geldi. Alden kırmızı dilinin dudaklarında gezinmesini gözlerini kırpmadan izledi, Harry bunu fark etti eğer Evan yanında koluna vurmasaydı Alden'a göz kırpacaktı.
"Neredeydin? Muhafızlar odanda olmadığını söyledi." Evan, Alden'in oturduğu bir masada Harry'nin edepsiz yorumlarını dinlemek istemeyeceğini fark etti ama Harry, Evan'ın tabağının yanında duran kadehi alıp dudaklarına götürdü, yüzünde gururlu, kibirli bir sırıtış vardı. Kadehi çekti, kıpkırmızı şarabın birazı ağzının kenarından boynundan aşağı doğru kan gibi aktı.
