XIX. Bölüm

24.7K 802 214
                                    

Multimedia: Arda'nın Odası

The Pretty Reckless - Under The Water

(T)

.."İrem."

Gözlerim ikisi arasında mekik dokuyordu. Biraz kıpırdandım ama yerime mıhlanmış gibiydim. Denize baktığım da gözlerine ulaşamıyordum ama yüzündeki ifade.. mutlu gibiydi. Kız ona koşmaya başladığında Deniz bunu bekliyormuş gibi ona sımsıkı sarıldı. Bana hiç sarılmadığı şekilde. Salıncağın zincirini daha sıkı biçimde kavradım.

"Seni çok özledim." diye mırıldandı kız.

"Ben de.. ben de." diye karşılık verdi Deniz. Kız Deniz'in kulağına bir şey fısıldadığında Deniz'in yüzünde huzurlu bir ifade oluştu. Onlara bakarken birbirine aşık iki kişinin oynadığı romantik film izliyormuş gibi hissettim, bir de patlamış mısır ve kağıt peçete olsa tam olurdu.

"Neden hiç yazmadın?" diye sorarken kızın sesi kırık çıkıyordu.

"Yazamadım." 

"Seni bir daha göremeyeceğim diye çok korktum." dedi kız ve Deniz'e daha sıkı sarıldı. Gözlerimi yavaşça yere çevirdim. Onların özel anlarını izlemek istediğimden emin değildim. Ama merakıma yenik düşüp tekrar başımı kaldırdım. Birbirlerinden ayrıldıklarında kız onları izlediğimi görmüştü bu yüzden bana doğru döndü. Ona gülümsemek isterdim diyemeyeceğim çünkü istemezdim.  En soğuk bakışlarımdan birini atarken Deniz benim orada olduğumu unutmuş gibi davranıyordu.

"Sen kimsin?" Kızın sesindeki rahatsız edici ton sinirlerime dokunmuştu.

"Asıl sen kimsin?" 

"Sana söyleme gereği duymuyorum." Umursamaz tavırla omuz silktim.

"Bir şey kaybetmem." Deniz gözlerini kızdan yeni alabilmiş olacak ki bana baktı. Kız ona doğru dönerek "Senin arkadaşın mı?" diye sordu. Başıyla onaylarken bu sefer bakışlarını tekrar kıza çevirmişti. Kızı göz ucuyla süzüp incelemeye başladım. Ortalamaya yakın boyu ve zayıf bir vücudu vardı. Kahverengi saçları ve kahverengi gözleriyle çoğu kızla aynı özelliğe sahipti. Benim aksime daha kırılgan duruyordu ama yüzünde onu çekici kılan bir şey vardı, sanırım bunun sebebi boyaya batırılmış olmasıydı. Onu incelemeyi kesip olaya geri döndüm.

"Benden sonra böyleleriyle mi takılmaya başladın?" Sorusu üzerine Deniz öyle dercesine iki omzunu kaldırıp silkti.Bu içimde bir şeyleri paramparça ederken onu umursamıyor gibi yaptım. Kızda benim gibi umursamaz bir tavır takınarak "Neyse ne." dedikten sonra Denize yaklaşarak devam etti." Bir yerlere gidelim mi ? Ben üşüdüm." Gerizekalı, üzerinde incecik bir ceketle ve bağrına kadar açık tişörtle çıkarsan tabi üşürsün! Bu kızın salaklığı yetmiyormuş gibi Deniz ondan da salaktı. Üzerindeki montu çıkarıp İrem'e verirken dudaklarımı birbirine bastırdım. Karışmayacaktım.

"Şurada sıcak çikolatalar olacak. Sıcak sıcak iyi gelir." Deniz'in kıza şimdi söyledikleri beni buzullardaymışım gibi hissettirdi. Banka doğru beraber yürüdüklerinde ben hala salıncakta oturuyordum.  Kız Deniz'in montuna sarılırken tırnaklarımı etime gömdüm, bu hareketi gerçekten sinirlendirmişti. Öteki yandan alışık olduğum Deniz'in sıcaklığına şu an o sahipti. Deniz benim sıcak çikolatamı ona uzatırken ağzım hafifçe açıldı. Sıcak çikolatamı o kızın üzerine dökmek için her şeyimi verirdim. Kız sıcak çikolatamdan bir yudum alarak "Kafeye gidelim." dediğinde Deniz bana döndü.

"Deniz sen anahtarı al, eve git." Yüzümde alaylı bir gülümseme oluşurken ona üç gözü varmış gibi baktım. 

"Anlamadım." Bana doğru yaklaştı ve cebinden anahtarı çıkartıp bana verdi. Üzerinde sadece kazak olduğu için soğuktan titriyordu. 

Deniz Where stories live. Discover now