36.Bölüm ❄ Tuhaf Not

Start from the beginning
                                    

Alina, oturduğu yatakta kıpırdandı ve ona yan dönük olan Kyron'a gözlerini dikti. "Kendin için endişelenmiyorsun, asıl endişelendiğin şey sevdiklerin. Sevdiklerine değer veriyorsun ve onları, kendinden daha fazla koruyorsun."

Kyron herhangi bir tepki vermedi.

"Doğru, değil mi?"

"Doğru, çünkü her zaman onları kaybetmekten korktum. Kendimi her daim geri kazanabildim ama değer verdiğin birini kaybedince, onu bir daha getiremezsin. Bu yüzden onları kaybetmemeye özen gösteriyorum."

Alina, "Mesela Lissa," dedi sakin bir sesle. "O senin tek gerçeğin. Onunla beraber büyüdünüz, ne kadar kötü şey varsa ikinizin başına geldi. Ona, herkesten daha fazla değer veriyorsun."

"Belki."

"Benim de ağabeyim ve ablam var. Onlara çok değer verirdim. Hâlâ da verdiğim değerden bir şey eksilmedi. Ancak onları görmeye görmeye, sanki hafızamdan yüz hatları bile siliniyor gibi."

"Hayır, sevdiğin kişileri asla unutmazsın. Sadece hatırlamak istemediğin için üzerini örtmeye başlarsın."

Alina'nın tüyleri diken diken oldu. "Onları özlüyorum. Annemi özlüyorum."

"Seni evine götüreceğim, Alina," dedi Kyron. "Ama şimdi değil."

İlk cümle, Alina'nın üzerinde şok etkisi yaramıştı. "Ne?" diye sordu. "Beni evime mi götüreceksin?"

"Bunun için çok düşündüm. Çok bencil olduğumu fark ettim. Seni sırf yanımda istediğim için, senin duygularını önemsemedim ve ailenden, asıl sevdiğin kişilerden koparttım. Eğer daha fazla burada kalmaya devam edersen, ölürsün. Artık benimle olmamalısın."

Alina yutkundu. Bir an, Kyron'un da düşüncelerini önemsediği fark etti. "Sen ne olacaksın? Beni özlemeyecek misin?"

"Özlenmek mi istiyorsun?"

"Hayır. Sadece önemsediğinden soruyorum."

"Bence sen beni özleyeceksin," dedi ve başını ona döndürüp hafifçe gülümsedi Kyron.

Budalalık edip gerçekleri inkâr etmek yerine, diline teslim oldu. "Evet, sanırım biraz özleyeceğim."

"Seni yuvana bıraktığımda, bir daha asla seni göremeyeceğim." Kyron bakışlarını kaçırdı. Gözlerinde gerçek bir acı belirdi ve ardından silindi. "Asla."

"Buluşuruz. Olmaz mı?"

"Artık imkânsız. Baban artık benim bir haltlar yediğimi anlamış olmalı. Çünkü her izci, gidişatlarını haber vermek zorunda... Eğer vermezse herkes şüphelenir. Bunu inkâr etmeyeceğim. Artık bundan sıkıldım zaten."

"Yalan söylesen?"

"Gerek yok. Artık istemiyorum. Seni eve bıraktığımda, insan halimden vazgeçip kurt yaşam tarzına bürüneceğim."

"Eskiden kurt hayat biçimini mi yaşıyordun? Benden önce yani..." 

"Pek sayılmaz. Saray için çalışıyordum, para kazanıyordum. Ben saraya pek uğramazdım. Baban, Ragnac'ı yollardı, görevleri bana o verirdi. Onla buluşurduk. Şu ana kadarki iz görevlerimden hiçbirinde başarısız olmadım. Çünkü koku alma duyum ve gözlerim bu konuda çok gelişmiş. Bu sayede çokça para kazanıyordum. Senden sonra tek bir felsefe geçerli olacak, avlan ve yaşa."

"Tamamen kurt hayatı yaşayacaksın yani. Peki, bu duruma Lissa ne der?"

"O dünden razı."

"İnsani tarafını biraz geride bırakmış, fiziksel özellikleri daha çok insana benzeyen bir kurt o. Onun içinde, gerçek bir kurt var."

"Bende yok mu?" dedi ve güldü Kyron.

"Var ama sen çok göstermiyorsun."

"Göstermemi istemezsin."

Alina derin bir nefes alıp yatağın içine girmek için dizleri üzerinde yürüdü. Ardından ayaklarını yorganın içine soktu ve başını yastığa koydu. "Çok uykum var, Kyron. Uyumak istiyorum."

Kyron mumları söndürmeye gitti. Mumları söndürdükten sonra diğer yatağa gitmek için adımlarını ilerletti. Tam yorganı çekip içine girecekti ki Alina'nın, "Kyron," demesiyle durdu. "Bu gece yanıma yatabilir misin?"

Alina, bu soruyu sorduğuna kendisi bile inanmıyordu. Hiç böyle bir şey diyeceğini aklından geçirmezdi ama hayat mucizelerle doluydu.

Kyron'un yüz ifadesi, karanlıkta pek belli olmuyordu ama dudaklarının kıvrıldığı az çok görülüyordu. Alina'nın yanına gitti. Ardından yanına usulca uzandı.

Beraber tavanı izlemeye başladılar.

Alina artık onunlayken, eskisi kadar gerilmiyordu. Kalbi, atması gerektiğinden daha hızlı atsa da buna aldırış etmedi. Tavanı izlerken, belirsiz bir şekilde gülümsedi. 

"Alina," dedi Kyron sessizce.

"Efendim?"

"Seni seviyorum."

Alina yutkundu. Hiç bu kadar içten söylenmiş bir cümle duymamıştı.

Midesi kasıldı ama kendini çabucak dizginledi.

'Ben de' demek istese de, içindeki bir şey onu durdurdu. Dudaklarından bu söz çıkmadı.

Sadece, "Teşekkür ederim," cümlesiyle yetindi. "Bunu duymaya ihtiyacım vardı." 


Bölümler hızlı mı geliyor ne :)

Bölümle ilgili görüşlerinizi yazabilirsiniz. Bilirsiniz, her türlü eleştiriye açığım ♥

Kitabın bitmesine az kaldı. Sanırım özleyeceğiiiim. 

 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Şafağın AnısıWhere stories live. Discover now