24.Bölüm

15.9K 743 268
                                    

Herkese merhaba! Yarıyılda ardarda attığım bölümleri ve okulumun açılmasından dolayı yoğun bir hafta geçirdiğimi göz önünde bulundurursak bu gecikmeyi maruz göreceğinizden eminim.Bölüm bekleyen okurlarım aklıma gelince bölümü hazır etmek için elim ayağıma dolaşıyor desem yeridir.Yazdığım bölüm hiç içime sinmiyor öyle olunca.

Benim asıl çekincem bölüm geciktikçe okuyucunun kitaptan soğuyacak olması fikri.Bir yandan hak veriyorum bir yandan kitabımız bu soğumayı hak etmiyor diyorum.Tuhaf hallerdeyim anlayacağınız :) Eski düzene dönüyoruz Allah'ın izniyle iki-üç bölüm sonra böyle içimizin eriyeceği bir bölüm yazacağım inşallah,bekleyin.

Not : Bölümde kalın ve italik yazan satırlar Avjin'e yazılan mektuptan alıntılardır.

Bölüm Şarkısı : İncesaz - Sevdayla Hesaplaşılmaz

--

Kıskançlık...Ne denli tehlikeli bir duygu olduğu şüphe götürmez bir gerçekti.Öyle tehlikeliydi ki insan, ruhuna hangi ara yerleştiğini anlayamazdı bile.Farkında olmadan,yavaş yavaş...

Sessizce.

Oysa tam olarak sahip olamadığı bir şeyi,kıskanmak ne kadar da manasızdı.

Kıskanan bunu nereden bilsindi?

Elindeki kağıt parçalarında yazan kelimeleri gördükçe boğazında asla tanımlayamadığı bir yumru oluşuyordu Berdan'ın.O yumruya,beyninde çakan şimşekler ve vücudunu basan terleme de eşlik ediyordu.

Sana olan aşkım her geçen gün katlanıyor.

Okuduğu cümleler beyin çeperlerine çarpa çarpa kazınıyordu zihnine.Sandığı açtığında karşılaştığı kağıtların karısına yazılmış aşk mektubu olduğunu tahmin etseydi,asla okumazdı.Evet,okumazdı.

Hayır,okurdu.

Avjin'in kalbine öncesinde birisinin girmiş olduğu düşüncesi,öylesine huzursuz etmişti ki dört bir yanını..Ona yazılan kelimelerin büyüsünde bile değildi,bu dakikalarda.Bu mektupların karşılıksız olabildiği aklının ucundan bile geçmiyordu çünkü.

İşte kıskançlık bu yüzden tehlikeliydi.

Ondan bir cevap beklediği anlarda bile ağzından çıkacak lafların gerginliğini taşıyordu,üzerinde.Avjin'in ne kadar doğrucu davut olduğunu bildiği için hiç lafı dolandırmadan söyleyebileceği her şeyin canını sıkacağına emindi.

Gülüşün,çiçeğim...

Acaba onun,olmasını istediği adam modeli bu muydu?Böyle süslü kelimeler,şiirsel sözler.Eğer böyleyse gerisini bile düşünmesine gerek yoktu Berdan'ın.O;asla böyle bir adam olmaz,olamazdı.Avjin'in içten güldüğü bir anı hatırlamıyorken onun bir başkasına cömertçe gülüşünü sunmuş olma ihtimali bile kan akışını daha da hızlandırıyordu.

-'Yada açıklama yapmana gerek yok,vazgeçtim umrumda değil.'

Umrumun en zirvesinde.

Okuduklarının üstüne bir açıklamayı kaldırabilecek tahammülü kendisinde bulamamıştı.Karşısında gergince dudağını ısıran karısının söyleyeceklerinden memnun olmayacağı ortadaydı,bu yüzden iyice gerilmelerine lüzum yoktu.Binbir parça etmek istediği kağıt parçalarını gelişigüzel sandığın içine fırlattıktan sonra Avjin'e arkasına dönerek tek kelime bile etmeden girdi yatağa.

Hala sedirde yatacak değildi ya.

-'Madem umrun değil,ne aldın eline de bana sordun?!'

AVJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin