10.02.98

3.6K 292 112
                                    

Başlama tarihinizi ve ASİ'ye yakıştırdığınız bir şarkıyı buraya bırakın.

İyi okumalar...

¤¤¤


Yara güçlendirir.

Narin bedeni kabuklarla kaplanmış, gelen darbelerle daha çok sertleşerek aşılmaz olmuştu. Ruhu, yaralar misali kabuk bağlamıştı, kabukların arasından akan irin onları kaldırmak için uğraşırken ruhundan akan kan, kabukları daha çok yapıştırıyordu.

Genç kız arkasına yaslanarak kısılmış gözlerle etrafı incelerken ortamın midesini bulandırmasını umursamamaya çalıştı, boğazını yakan kirli bedenlerden yükselen kokuları duymamayı tercih ediyordu. İnce ve uzun parmaklarını burnunun ucuna götürerek kaşıdı ve elini indirerek masaya bıraktı, parmakları masada sabırsızlığının göstergesi bir ritim tutarken yanındaki sandalye çekildi.

İnce uzun parmakların ritim tuttuğu masaya iki kadeh bırakıldığında genç kız ela gözlerini kısarak ama yüzünün ifadesini bozmadan sandalyeye yayvan bir şekilde oturan otuzlarının sonundaki adama baktı, büyük kahverengi gözleri tiksindirici bir şekilde kendisine bakarken burada çalışan kadınlar için üzülebileceğini düşündü.

"Çok körpesin, burada yeni olmalısın." diyen adamın yüzündeki gülüş, bir saat sonra için kurduğu hayallerin aklından yüzüne yansıyan bir kısmıydı. Adam masaya bıraktığı kadehin birini kızın önüne iterken gözleri kızın bedeninde dolanmaya başlamıştı, küçüktü ama birkaç sene sonra bir afet olacağını ön görecek kadar tecrübeliydi.

"Ben çalışan değilim." dedi genç kız, sıktığı yumruğunu dizine bastırırken, kıstığı gözlerini adamın bedenini inceleyen gözlerine dikmişti.

"Çalışan?" diye sorarcasına konuşan adam kızın kendine öfkeyle bakan gözlerine bakmıştı sonunda, orada gördükleri atacağı kahkahayı durduramadan, bulundukları ortamı inleten bir kahkaha attı.

Genç kızın midesi karşındaki adamın iğrençliğiyle daha çok kabarırken salt bir öfkeyle ona baktı. Adamın kahkahasıyla çoğu insanın dikkati onlara dönerken kızın bedenini saran ürperti, öfkeyi bile alt ederken gözlerini karşısındaki adamdan çekerek kaşlarını çattı ve gözlerini etrafta dolaştırdı.

Bakışları birçok bakışa denk gelse de onu saran ürperti rastladığı mavi gözlerde artmıştı, genç kızın kaşları daha çok çatılırken, mavi gözlü genç adam kahkahalarla gülen adama bir kere bakıp tekrar genç kıza baktı. Yara kabukları mavi kanının üstünü örterek, genç kızın beyninde harfler yazarken genç adam mavi gözlerini dizinde oturan kadına çevirdi.

Harfler eksik kalırken cümle değil, bir kelime bile oluşamamıştı.

Genç kız bedenini terk eden ürpertiyle kaşlarını eski hâline getirdi ve kahkahası azalan adama baktı, adam kadehi dudaklarına götürerek büyük bir yudum alıyordu viskisinden.

"Onlar çalışan değil, orospu."

Adamın sözleri beyninde yankılanırken genç kız sakin olabilmek için derin nefes aldı, sinirleri sebebiyle kontrolünü kaybedebileceği biliyordu. Beynindeki karıncalanmayı hissederken nefesleri anlık olarak hızlandı, bedeni biraz önceki gibi ürperirken gözlerini karşısındaki iğrenç varlıktan ayırmadı.

"Kimse keyfine senin gibi pezevengin altına yatmaz." derken sıktığı dişlerinin arasından çıkan sesi, bir hayvanın saldırmak istemediği avını tehdit ettiği hırlaması gibiydi.

Genç kızın dediği adamın kaşlarının çatılmasına neden olurken hemen ardından alaylı bir gülüş kirden kararmış yüzünü daha çok ise boğdu. "Yoksa o orospulardan birinin kızı mısın?"

Genç kız viski kadehinin ağzına avucunu yaslayarak kavradı ve ayağa kalktığında oturduğu sandalyeyi bilerek, arkasına gürültüyle devirdi. Öfkenin oduna döndüğü ela gözleri cayır cayır yanıyordu.

"Değilim ama olabilirdim." diye fısıldadı genç kız, adamın iğrenç nefesinin tenine değmesini umursamadan ona yaklaşmıştı. Bedeninde dolanan ürpertinin sebebi olan mavi gözlerin hedefi olduğunu ve işini bitiren kuzeninin de kendisine yaklaştığını biliyordu.

Viski kadehini masaya vurarak ortamda onlara bakmayan son birkaç gözün de onlara bakmasına neden oldu, bardak çatlayarak içindeki viskiyi masaya bırakırken eline giren cam parçasını adamın gözlerine bakarak çıkardı ve viskiyle karışarak kanını da taşıyan kırık camı adamın boğazına yasladı.

"Sen de olabilirdin." dedi genç kız, adamın şaşkın ve korkuyla dolu bakışlarına aldırmadan, boğazına yasladığı camı onu hayata bağlayan damarın birkaç milim yanına kaydırarak bir iz bıraktı. "Bu iz de sana bir orospudan doğmadan orospu çocuğu olduğunu anımsatsın."

"Kuzen." diyen genç adam, kızın elini adamın boğazından çekerek kendisine döndürdü. Gri gözlerinden ela gözlere birçok kelime geçerken genç kız kaybetmek üzere olduğu bilincini toparlayarak başıyla onayladı.

Genç kız tekrar adama döndüğünde adamın gözlerinde gördüğü korku midesini bulandırırken iğrenerek yüzünü hafifçe buruşturdu, masada bulunan ve biraz önce adamın içtiği viski kadehini adamın önüne daha çok itti. "Afiyet olsun." dedi ve yere düşürdüğü sandalyeyi düzelterek kuzenine baktı.

Beynini saran karıncalanma hissi devam ederken bedenini saran ürperti de ona eşlik ediyordu. Bakışlarını arkasına döndürerek mavi gözlere bakmayı düşünse de yapmadan çıkışa doğru sert adımlarla ilerlemeye başladı.

"Aldın mı kâğıtları?" diye sordu genç kız ve bakışlarını kuzenine yöneltirken boş sokağın sonundaki arabalarını görmüştü. Genç adam kurnaz bir şekilde gülümserken deri ceketinin iç cebinden kâğıtları çıkararak kuzenine gösterdi ve göz kırparak tekrar cebine koydu.

"Peki sen?" Kuzeninin sorusuyla dudakları kıvrılan genç kız, aynı kuzeni gibi deri ceketinin iç cebine koyduğu kâğıtları çıkararak kuzenine uzattı.

"Ben seni bekliyordum." dediğinde kuzeninin başını onaylamazca sallarken ki gülüşünü arabanın yanına gelmiş olmaları sebebiyle durarak izledi.

Genç adam arabanın anahtarını pantolonunun cebinden çıkarırken bakışları kolundaki saate takıldığında dudakları kıvrılarak ela gözlerini kısmış etrafı inceleyen kuzenine baktı.

"Saat on iki buçuk olmuş kuzen." dediğinde genç adam, genç kız ela gözlerini kısarak gri gözlere baktı. "İyi ki doğdun Asi."

Ela gözlerin önünde dikilmiş olan duvar lahzanın yarısı bir sürede yıkılarak arkasını gri gözlere sundu ve hızla yerine yenisini dikerek önüne dikenli teller çekti. Her zerresi acı olan duvarın bir tuğlasına dokunmalarına bile rızası yoktu.

"İyi ki'si sorgulanır kuzen ama sağ ol."



ŞEVVAL YELEN.


ASİWhere stories live. Discover now