AŞKIN GÖLGESİNDE YAŞAMAK 5.BÖLÜM

20 2 0
                                    


BEKLENMEDİK TEKLİF

Şirketin Türkiye genelinde farklı şehirlerde irtibat büroları vardı. Her irtibat bürosu akşama doğru telefonla Canan'a o gün aldıkları siparişleri geçerlerdi. Yeni servisine çabuk alışmıştı; tüm arkadaşları onu sevmiş, işleri hızlı bir şekilde öğretmişlerdi.

Orhan ona telefonla sipariş almayı, kalamoza da cari hesap tutmayı, sipariş fişlerini hazırlayıp akşam faksla fabrikaya yollamayı öğretmiş, bir tek facit marka hesap makinesi kullanmayı öğrenememişti. Bu nedenle şirkette ilk kez Canon marka elektronik hesap makinesi Canan'a alınmıştı.

Satışa geçtikten sonra, bölgelerden gelen siparişleri fabrikaya geçme görevi Canan'a verilmişti.

Her gün Can'ın asistanı Matmazel Emmy'i arayarak siparişleri geçerdi. O gün Emmy rahatsız olduğu için telefonu Can açmıştı. Canan kendini tanıtmış, siparişleri vermek istediğini belirtmişti. Canan siparişleri aktarıp, iyi günler dileyerek telefonu kapatmıştı. Can ise; bu yumuşacık, kadife sesin sahibini merak etmiş, keşke siparişler daha da uzun olabilseydi diye düşünmekten kendini alamamıştı.

Emmy'nin rahatsızlığı uzamış ve bir hafta rapor almıştı. Can asistansız kaldığına ilk kez sevinmişti. Çünkü her gün Canan'ın sesini duymak ona çok iyi geliyordu; adeta günün yorgunluğunu atıyordu. Nefes alışı, onun her sorduğu soruya evet anlamında hıhı deyişi Can'ın içini gıcıklıyordu. Can'ın kalbi iyiden iyiye Canan için çarpmaya başlamıştı.


Aradan bir hafta geçmişti. Yine siparişleri verirken Can derin bir nefes alarak bir çırpıda ''Benimle evlenir misin?'' demişti.

Neye uğradığını şaşıran Canan, çok sinirlenmişti.

Canan günlerce ağlamıştı. Telefonda ümit verecek bir davranışta bulunmamıştı; sadece sesinden etkilendiği için evlenmek istediğini belirtmişti Can ona.

O da kör müyüm, topal mıyım, görmeden nasıl evlenme teklif edilir diye feryat etmişti. Bu olayın ardından artık iş için bile pek görüşmez olmuşlardı.

Aradan altı ay geçtikten sonra Can'ın düğün davetiyesi gelmişti. Canan yine feryat etmiş; adamın nişanlısı varmış, evlenmek üzere iken bana evlenme teklif etti diye ortalığı ayağa kaldırmıştı.

Hayat; işle ev arasında gidip gelmekle, işlerin yoğunluğu ile koşturma içinde geçiyordu.

Üç yıl sonra tüm bölge müdürlüklerinin de katılacağı koordinasyon toplantısı yapılacaktı. Tarabya Oteli'nin toplantı salonunda genel müdürlükteki personel ile bölge müdürlükleri ve şirketin merkezi olan Grasse'den de tüm üst düzey yetkililer gelmiş ve personel ile tanıştırılmıştı.

Canan ile Can ilk kez birbirlerini görmüş ve tanışmışlardı. İlk günün toplantısı bittiğinde Can onunla konuşmak istediğini, bazı gerçekleri açıklamak istediğini belirtmişti. Canan da ona bu fırsatı vererek deniz kenarında oturmuşlar, önce sessizce birbirlerini süzmüşlerdi. Bu sessizliği Can bozarak konuşmaya başlamıştı.


Telefonda da olsa ilk sesini duyduğu andan itibaren ondan hoşlandığını, kalbinde heyecanlar yarattığını, gerçekten evlenmek istediğinden söz ederken Canan sözünü keserek, "Buna inanmamı istiyorsan, düğün davetiyesi yerine kendinin buraya gelmesi gerekmez miydi?" diye sormuştu. Uzun bir sessizlikten sonra Can, üzgün bir şekilde konuşmaya başladı.

''Askerliğimi yapıp, işe başladıktan sonra ailem artık evlenmem gerektiğini söyleyip durdu. Ben de bir kız bulup tanıştırır, sonra bir bahane ile ayrılırım diyerek ailemi uzun bir süre oyalarım diye düşünüyordum. Sonra seninle tanıştım telefonda da olsa. Sana evlenme teklif ettiğim gün beni reddetmiş olman, o anki tarifsiz üzüntüm, beni hata yapmaya itti. O gün bölge personelinin maaşlarını bankadan gönderirken, işlemimi yapan kızı aileme söyledim. Kızı görmeye gittik. Genellikle bir kız görmeye gidildiğinde aile, bu birlikteliği onaylamak için bir ay bekletirler. Fakat o gece, verdik gitti kızı deyiverdiler. Bu kez hesap tutmamıştı ve ailemi öylesine yolladığım kız evinden sözlü biri olarak çıkmıştım.

Günlerce ne seninle konuşabilmiş ne de bu durumdan kurtulabilmiştim. Pişmanlıklar ve acı içinde kıvrandım aylarca. Ben seni görmeden sevdim; sesindeki o ince, naif halini sevdim. Her sipariş satırından sonra söylediğin hıhı deyişini sevdim.''

Can iç çekerek yutkundu ve uzun süren bir sessizlik oldu aralarında. Canan ne diyeceğini bilemez bir şekilde Can'ın yüzündeki ifadeden gerçekten acı çektiğine, samimiyetine inanmıştı. Ama yine de beni görmeye gelebilirdin diyebildi sessizce...


AŞKIN GÖLGESİNDE YAŞAMAKWhere stories live. Discover now