fifteenth

5.1K 520 223
                                    

"Hyung ne olur! Bak doğum günü diyorum çocuğun, lütfen!" Taehyung ışıkların arasından çıkıp Yoongi'ye doğru yürümek için hamle yaptığı sırada Yoongi onu elini kaldırarak durdurmuş ve sonrasında yerine geçmesi için konuşmadan parmağı ile işaret etmişti.

Stüdyoya geldiklerinden beri Taehyung konuşuyor, Yoongi ise işine odaklanmaya çalışıyordu. Fakat bu oldukça zordu onun için.

Taehyung omuzlarını düşürüp tekrar ışıkların arasına girmiş ve istemeye istemeye bir poz daha vermişti ona. Yoongi gözünü ekrana gelen resme çevirirken dudakları istemsizce yukarıya doğru kıvrılmıştı.

Bu somurtkan haliyle bile nasıl baş döndürücü bir güzelliğe sahip olduğunu anlamıyordu. Kurcalamak istiyordu fakat kurcalasa bile eline bir şey geçmeyeceğini de biliyordu.

Sadece onun varlığını şaşkınlık ile karşılamaktan başka bir şey yapamıyordu.

"Bitti mi hyungnim?" Yoongi cevap vermeyerek ekrandaki resimlere bakmaya devam ederken Taehyung, yerinden ayrılmış ve Yoongi'nin oturduğu masanın yanında bitmişti.

"Hyung.." Taehyung içersine duygu katmak istediği ve yeterince başarılı olduğu sesiyle Yoongi'ye söylediğinde Yoongi gözlerini ekrandan çekmişti.

Masanın yanında parmaklarını birbirine geçirmiş bir şekilde kakülleri altından ona bakan çocuğa çevirmişti.

Görünümü karşısında titrek bir nefes aldı fark ettirmeden.

Kollarını göğsünde birleştirerek oturduğu sandalyeye yaydı bedenini. Giydiği kısa kollu beyaz tişört damarlı kollarını açığa çıkarırken Taehyung gözlerini oradan zorla ayırabildi. Elmas gibi parlayan beyaz teni gözlerini alıyordu adeta.

"Şimdi dinliyorum." Taehyung, Yoongi ile geçirdiği birkaç gün içerisinde şunu kavrayabilmişti;

Min Yoongi kesinlikle onu yalvartmaktan zevk alıyordu.

"Hyung arkadaşımın doğum günü için bir şey yapmam gerekiyor. Ne olur bana yardım etsen, hm?" Kafasını hafifçe yana yatırarak tatlı bir surat ifadesi ile ona bakan çocuğu nasıl reddedebilirdi ki insan?

Ama Min Yoongi edebilirdi.

Onun haricinde, bir yabancının fotoğraflarını çekmek istemiyordu.

Heleki Taehyung'da yakaladığı o eşsiz hissi yakalayamayacağı biri ise, hiç istemezdi.

"Şundan vazgeçmeni söyledim sana." kollarını çözerek önündeki bilgisayarın faresini kavradı. Taehyung aldığı cevaptan hiç tatmin olmamış bir şekilde somurtarak tekrar yalvarma moduna geçmişti. Az önce gözlerini zorla çektiği süt beyazı kola yapıştı.

"Hyung biliyorum yalvartmak istiyorsun ama sence de çok yalvarmadım mı? Geldiğimden beri yalvarıyorum zaten." Evet, ve Min Yoongi bundan oldukça zevk alıyordu. Taehyung'un somurturken dudaklarının büzülmesi, sinirden yanaklarının kızarması oldukça hoşuna giden şeylerdi.

Peşinde bir yavru köpek gibi dolanmasından da zevk aldığı için oturduğu yerden kalkmak istedi. Amacı bir şeylerle oyalanma süsü vererek Taehyung'u peşinden dolaştırmaktı.

Fakat Taehyung artık oynamaktan sıkılmıştı.

Yoongi kalktığı anda sandalyeyi bacağı ile iteleyerek Yoongi'nin önüne geçmişti hızla.

Yoongi elleri masanın üzerine sabitlerken Taehyung'un yaptığı bu ani hamle sonrası masa ve onun arasına sıkışıp kalmasını kaşlarını olabildiğince çatarak karşıladı.

"Bu kadar oyun yeter Min Yoongi." Yoongi vücudunu ondan uzak tutmaya çalışırken kalçasını masaya yaslamıştı. Taehyung ise gözlerini kısarak Yoongi'nin ufak gözlerine baktı.

"Arkadaşımın fotoğraflarını çekeceksin." İkisi de inatla gözlerini çekmezken, Taehyung yüzünü ona daha fazla yaklaştırarak tatlı bir biçimde gülümsedi. "Lütfen?"

Yoongi Taehyung'un ne yaptığını anlamayacak kadar salak değildi. Ve bu oyunu kendi lehine çevirmek onun için çocuk oyuncağıydı.

Kalçasının masa ile olan temasını keserek, zaten yeterince yakın olan esmere doğru bir adım attığında kaşlarını çatma faslı şimdi de Kim Taehyung'a geçmişti. Oldukça yakınında olan dudaklara bir saniye olsun gözlerini kaydırmamak için olağanüstü bir güç harcadı, başardı da.

Çatılmış kaşları ve merakla Yoongi'nin gözlerine sabitlenmiş gözleri ile olduğu yere çivilendi adeta. Ne bir adım geriye atabildi, ne de yüzünü ondan uzaklaştırabildi. O an bunu yapmayı isteyip istemediğini düşünememişti bile.

"Bana.." Yoongi'nin gözleri, gözlerinden ayrılıp yavaşça dudaklarına kayarken titrek bir nefes aldı Taehyung. Yoongi ise bunu fark ettiğinde daha da keyif almıştı bu oyundan. Ona hiç bu kadar yakından bakmamıştı. "-kimse. zorla. bir. şey. yaptıramaz."

Durakladığı her kelime sonrası yüzleri arasındaki mesafenin bir milim daha azaldığını hisseden Taehyung, ne dediğini kavrayamamıştı. Yutkunmakta zorluk çekmiş, tükürüğü boğazında takılıp kalmıştı sanki.

Yoongi kafasını yan yatırarak gözlerini onun dudaklarından ayırıp tekrar esmerin gözlerine çıkartırken, minik dudakları üzerine oldukça çekici bir sırıtış yerleştirmişti. Onun bu yanını ilk defa gören ve etkisi karşısında olduğu yere çivilenen Taehyung ise gördüğü sırıtış sonrası nefes alamamıştı.

"Kusursuzluğun ile kafamı karmakarışık eden sen bile, bana bunu yaptıramazsın."

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
masterpiece ❆ taegi ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin