11. Bölüm~

629 42 15
                                    

1 ay sonra…

Yaşanan kısa ama güzel günlerin ardından bir anda nasılda bırakır gidersin beni hem de yıllar sonra yeniden birine kalbimi açmışken. “Dııııt Dıııt ... " Açılmayacak bu telefonu aramak artık alışkanlık oldu benim için, sadece senden duymak istiyorum. Seni aldattım, seninle oyun oynadım. Bunu bana söyletme aç şu lanet telefonu ve kendin söyle artık! Seni sevmiyorum sadece oynadım de.

Elindeki telefonu fırlatan Sehun “Yeni bir karanlığın içine sürüklenmeyeceğim bu kez” diyerek kendini avutuyordu. “Benimle oynamanı kaldırabilirim ama sana olan sevgimi kabul ettikten sonra kaçman... Dayanamam buna Tao, Nolur çık bir delikten ne yaşamış olursan ol çık ve başka şeyler yüzünden bana gelemediğini söyle.” Kendimi dağıtmayacağım diyen adam karanlık odasında yatağına gömülmüştü yeniden. 

O sırada Tao, Seul sokaklarında arabasının hızını arttırıyordu. Yanan kırmızı ışığı fark edip zor durdurabildi arabasını. Çalan telefonunda Sehun ismini görmeye alışmıştı artık. Ama ne bu ismi silmeye ne de telefonu kapatmaya gücü yetmiyordu. Yan tarafındaki beyaz araç dikkatini çekti, içindeki  çocuğu bir yerlerden tanıyordu ama nereden? İki adam kafasıyla birbirine yüzsüzce selam verip yollarına devam ettiler. 

Yeniden çalan telefonuna bakma tenezzülü bile göstermemişti Tao. Büyük binanın önüne geldiğinde park etti aracını. Hızla içeri girdi, telefonunun kayıtlarında ki isim Myung Soo olarak görüntülendiğinde geri arama tuşuna basamadan karşısında onu gördü. “Odaya geçelim rahatça konuşuruz” diyerek adamı içeri soktu. 

~~~

“Biraz boş bırakmaya gelmiyor prens bey senide. Japonya'da ne işin vardı ha! Hemde bana haber vermeden, bir anda uzaklaşmana anlam veremedim.” Yanı başında oturan Jongin'e çemkirmekten geri kalmıyordu Baekhyun. “Anlat bakalım ne işler karıştırdın orada. Yoksa bir Japon zillisine gönlünü mü kaptırdın?”

 Jongin, tek bir cümle kurmadan nasıl bu hale gelmişti bu işler  bilmiyordu. "Hyung sadece bir çekim için oradaydım, bildiğin gibi Japonlarda evleniyorlar ve fotoğraf çekimi için çok önceden ayarlanmış bir işti bu.” Konuşurken yüzüne bile bakmayan bu çocuk ne kadar zayıflamıştı geçen günlerde. Yüzünde ki gülümseme buna rağmen hiç değişmiyordu.

 Işıkta durunca kendisine bakan Baekhyun “Bana böyle dikkatli bakmaya devam edersen yola konsantre olamam prens bey” dediğinde ne yapacağını bilememiş kafasını çevirmişti. Yanındaki araçta ki adamla göz göze gelmişlerdi, nereden tanıyordu bu adamı?

“Söylediklerimi düşüneceksin bu arada değil mi?” Baekhyun dikkatini yeniden çekti Jongin'in. Araba yeniden yola koyulduğunda vitesteki elini tuttu çocuğun. “Bundan sonra yanında kalmaktan başka çarem yok.” Gülümseyerek yanındaki adama sıcacık sevgisini gösterirken içinden sevgilisi olacak rezil yaratığın onu koruyamamasını içine yediremiyordu. 

İkili az sonra bir dükkanın önünde durup içeri girdiler. 

~~~

“Bu senin için kırılan son telefon olacak Tao. Artık sende bu telefonla birlikte hayatımdan çıkacaksın. Hayatımda bile bu kadar kalmamışken acını bu kadar bende bırakman ne adice. Nalet olsun...” Sehun dördüncü telefonunu da çöpe atarken söylediği cümlelerin hep aynı olduğunu hatırladı. Her telefonun ardından söylediği ama yinede  kendine engel olamayıp 'o'nu aramaya başladığı ve sonunda kırdığı telefonları. 

“Bugün son artık unutacağım seni. Yok olacaksın Tao bütün benliğinle yok olacaksın içimde.” Hazırlanıp sokaklara attı Sehun günler sonra kendini. “En son ne zaman çıkmıştım?” diye düşündüren havanın sıcaklığıydı. Nasılda güzel bir hava vardı o içeride kendi yağmurlarıyla boğuşurken. 

Ak Kedi Kara Kedi (Sekai ✓ )Where stories live. Discover now