"Eğer Kyungsoo eve ağlayarak dönerse seni de Kai'yi de öldürürüm."

Baekhyun bunu söyledikten sonra arkasını döndü ve okula doğru ilerlemeye başladı. Bu sözlere pek inanmamıştı. Sadece o kara böceğe bir şans tanıyacaktı ve bunu kullanmak Kai'ye bağlıydı.

---------------

Kyungsoo yol boyunca uzayan ağaçlara bakarken nereye gittiklerini merak ediyordu. Neredeyse iki saattir yoldalardı ve sıkılmaya başlamıştı. Kafasını cama yasladı ve gözlerini kapattı.

Yaklaşık yarım saat sonra Kai arabayı durdurdu. Kyungsoo inince etrafına baktı ve hangi cehennemde olduklarını çözmeye çalıştı.

Kai telefonun arabada kaldığını farkedince geri döndü ve eğilip telefonunu aradı. Bu Kyungsoo için mükemmel bir fırsattı. Arkasını dönüp var gücüyle koşmaya başladı ıssız patikada.

"KYUNGSOO BURAYA GEL."

Kai de onun peşinden koştu ve birkaç hızlı adımda Kyungsoo'yu belinden yakaladı.

"BIRAK BENİ. İMDAAAAT!"

"BURADA KİM SANA YARDIM EDEBİLİR?! BENİMLE KONUŞANA KADAR BURADAN ÇIKAMAZSIN. BUNU KAFANA SOK!"

Kyungsoo'nun yanakları gözyaşlarıyla ıslanırken çabalamaktan vazgeçti ve Kai'nin onu büyük dağ evine sokmasına izin verdi.

--------------

Kai tüm kapıların kilitli olduğuna emin olduktan sonra mutfağa girdi ve iki tane sandviç hazırlamaya başladı. Buraya gelmeden önce görevlilerden evi temizlemelerini ve dolabı doldurmalarını istemişti. Tabakları alıp içeri geçti ve bir tanesini sakince oturan Kyungsoo'nun önüne bıraktı.

"Ne konuşacaksan konuş ve götür beni buradan."

"Önce yemeğini ye."

"Aç değilim."

"O sandviç bitmeden konuşmayacağım ve sen de beni dinlemediğin sürece bu evden çıkamayacaksın Kyungsoo."

"Senden nefret ediyorum."

Kyungsoo zorla sandviçi yerken bir yandan da Kai'ye sövüyordu. Kai ona kızamıyordu bile çünkü çocuk küfür ederken bile sevimliydi. Bu yüzden yemeğini yedi ve kalp dudaklı manzarasının tadını çıkardı.

--------------

Kyungsoo yemeğini yiyince kafasını koltuğun kenarına koydu. Çoktan akşam olmuştu ve Baekhyun'u özlemişti. Onu nasıl merak etmişti kim bilir. Kai neredeydi Tanrı aşkına? Gözlerinin ona açtığı savaşa yenik düştü ve uykuya daldı.

---------------

Kyungsoo gözlerini açtığında etraf aydınlanmıştı ve kendini sıcaklamış hissediyordu. Bu sıcaklığın kaynağını bulmak için yavaşça hareket etti ve çevresine bakındı. Belinin üzerindeki kolla birlikte bacakları da başkası tarafından esir alınmıştı. Arkasını dönünce Kai'nin uyurken bile mükemmel gözüken yüzüne baktı. Onun yakışıklı olduğunu hep düşünüyordu ve şimdi yakından inceleyince de haklı olduğunu anladı. Küçük gözleri, basık burnu ve dolgun dudaklarıyla insanı resmen kendine çekiyordu. Eğer Kyungsoo'ya bunları yapmasaydı şimdi onu öpebilirdi bile çünkü çok masum duruyordu.

"Öpecek misin, öpeyim mi?"

Erkeksi ses kendisine gelmesini sağlarken uzaklaşmaya çalıştı ama başarılı olamadı. Aslında bu sıcaklık hoşuna gitmişti ama belli etmedi. Tekrar denedi ve bu sefer başarılı olurken kendini yatağın diğer ucuna kaydırdı.

Kai onun uzaklaşmasına bozuldu ama yüzüne yansıtmadı. Nasılsa kendini affettirince ona sarılmak için bol bol vakti olacaktı. Bütün gece Kyungsoo'yu izlemişti ve duymasa bile defalarca onu sevdiğini fısıldamıştı kulağına.

"Aç mısın?"

"..."

Kyungsoo yataktan kalktı ve aşağıya inip dün oturduğu yere konumlandı. Kai de onun yanına geldi ama oturmadı. Kyungsoo'nun karşısına dikildi ve konuştu:

"Benimle konuşmak bu kadar zor mu?"

"Kusura bakma ama hiçbir şey yapmamışsın gibi oturup seninle konuşamam. Bana ve o kıza yaptığın şeyler iki medeni insan gibi konuşmamızı engelliyor."

"Neden bana bir şans vermiyorsun? Tamam önceden piç gibi davranmış olabilirim ya da o gece gördüklerin beni senin karşında boktan bir duruma düşürüyor olabilir ama o kıza bunları yapmamın bir nedeni vardı. Beni aldatmıştı ve onu sevmeme rağmen o sadece parama değer vermişti. Benim için kolay değildi."

"Peki, diyelim o kız seni aldattı ve paran için yanında oldu. Arkadaşlarının ona tecavüz etmeye çalışmasını hakettiğini mi sanıyorsun? Nasıl bir insansın sen?"

"Ona tecavüz falan etmeyeceklerdi Kyungsoo. Sadece biraz korkutacaklardı o kadar, hiçbir şeyden haberin yokken beni yargılama."

"Ya bana yaptıkların? Beni zorla öptün ve şimdi de uğraşıyorsun. Ned-"

"ÇÜNKÜ SENİ SEVİYORUM APTAL!"

Kai Kyungsoo'yu kollarından tutup duvara yasladı ve tabir-i caizse resmen kükredi.

"SENİ SEVİYORUM. GEÇEN 1 YIL BOYUNCA AKLIMDAN ÇIKMADIN VE O APTAL OKULA BİLE SENİN İÇİN GELDİM! SİKTİĞİMİN DAĞ EVİNE GELMEMİZİN SEBEBİ BUNU SANA ROMANTİK BİR ŞEKİLDE AÇIKLAYACAK OLMAMDI AMA İZİN VERMİYORSUN VE BEN DELİRİYORUM!!"

---------------

Merhaba~ Öncekilere göre daha geç bölüm attım ama sebebi var. Bugün işe başladım ve okulla ikisini nasıl bir arada yürüteceğimi kara kara düşünmekteyim. Bir de wattpad var tabii. Fice tabiki devam edeceğim ama düşündüğümden daha erken bir final yapabilirim ama belli olmaz. Her neyse, umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın~♡ Ben çok yoruluyorum biraz da sizin elleriniz yorulsun canım;) İyi geceleeeer♥♥♥♥

-BayanKaiSooShipper

Pretty Little KyungsooWhere stories live. Discover now