III

123 15 38
                                    


Gecenin, yani partinin, tüm zamanında sohbet etmiş, oradan buradan konu açılmış ve gitme vakti geldiğinde ona evine kadar eşlik edip etmememin sorun olup olmayacağını sorduğumda memnuniyetle kabul etmişti. Tanrım gözlerim parıldıyordu ve ben ona bakmaktan kendimi alamıyordum. Arada yaptığım şakalarla şekle giren kalp dudaklarıyla ise aşk yaşıyordum. Gerçi hala öpememiştim bile.

Evine geldiğimizde, şokla öğrendiğim yeni bilgi; Baekhyun'la ev arkadaşıydı, kapının önünde birbirimize bakışlar atıyor ama ikimiz de ilk konuşmaya çekiniyor gibiydik. En sonunda ondan telefon numarasını istediğimde utanarak söylemişti. Onu çaldırıp o da beni kaydettiğinde bakışlarımız birbirimizi tekrar bulmuş ve deli cesaretiyle yanına gelip tam burnunun dibinde durmuştum.

Ondan izin ister gibi bakan gözlerime cevap olarak alt dudağını ısırmış, aldığım cevapla dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuştum. Uzun bir öpücük değildi, ne o uzatmıştı ne de ben. Bir şeylerin başlangıcı olduğunu biliyorduk, bu yüzden zorlamamıştık.

"Bana eşlik ettiğin için teşekkürler Kyungsoo-ah." O gitmeden önce söylemiştim.

"Ben de öyle Jongin-ah." Yine kızarık bir şekilde ama söyleyişinde samimi bir tad bırakırcasına söylemişti.

Çakırkeyf bir şekilde birbirimize veda ederken kendi kendime ne kadar şanslı olduğumla ilgili övgüler yağdırıyordum. Bu fazla egocaydı ama kendime engel olamıyordum.

Eve gelip kapıyı açtığımda oturma odasından gelen inleme sesleriyle olduğum yerde donakalmıştım. Aklından fesat fesat şeyler uydurmadığıma göre bu sesler ancak ev arkadaşım ve onun flörtünden, artık sevgililerdi sanırım, geliyordu.

Ayaklarımın ucuyla basarak onları rahatsız etmemeye çalıştım, belimi kambur haline getirip küçülme durumuna bile geçmiştim ama şans işte.

O bende bulunmayan bir özellikti.

"Ah, demek teşrif edebildiniz Jongin bey hazretleri." Sehun ve alaycılığı bla bla bla. Kambur halden yavaşça belimi düz hale getirip boğazımı temizledim. Koltukta sarmaş dolaş olmalarına rağmen Sehun beni gözden kaçırmamıştı. Bakışlarına daha fazla dayanamamıştım.

"Sevgilinle sevişmeye devam et istersen?"

"Demene gerek bile yok ama ayrıntıları sonra dinleyeceğimden emin olabilirsin." Sırıtıp tekrardan işine döndüğünde Baekhyun'un da bir şeyler demek istemesi ama Sehun tarafından susturulmasıyla oda adeta öpüşme ve nefes sesleriyle kaplanmıştı. Daha fazla onlara bakmaya devam etmeden hızla odama girdim. Az sonra kusacak gibi hissediyordum, içkiden değildi sadece ev arkadaşını ve dostunun birbirlerini becerirken görmek midem için sağlıklı değildi.

Odama geldiğimde sırtımı kapıya dayadım, derin bir nefes içime çekerken alt dudağımı ısırdım. Bugün gerçekten rüya gibiydi...

Yatağıma ilerlerken bir yandan bugünü düşünüyor bir yandan da gördüğüm görüntüleri nasıl değiştirebileceğimi hesaplamaya çalışıyordum. Telefonuma gelen bildirim sesiyle düşüncelerinden uyanırken gelecekten gelen görüntüler aklıma gelmişti.

'Tekrardan teşekkürler Jongin-ah. İyi geceler.'

Ellerim karıncalanıyordu, mesaj yazmak zor bir işlem gibiydi, kalbim güm güm atarken sakın kalabilmek zordu benim için. Parmaklarımı dokunmatik telefonda oynatırken ona, onunkiyle aynı cümleyi kurdum.

'İyi geceler Kyungsoo-ah.'

Mesajı yazıp gönderdikten sonra gözüm aynaya takılmış ve dudaklarımın kıvrılığı dikkatimi çekmişti. Tebessüm ettiğimin farkında değildim. Ve uzun bir süre olmayacak gibiydim. Kendimi fazla aşk sarhoşu gibi hissediyordum.

FiveWhere stories live. Discover now