oha! phen şok, phen petito!

16.7K 751 390
                                    

Size bundan sonra petito diycem. Bölümü yaznıştım ama paylaşmak için internetim kalmamıştı, üzgünüm.Oy ve yorum yapmayı unutmayın . İyi okumalar petito okuycularım.

Bir kuzey sözü: Hala çözemedim; uzaktan mı adamsın, adamlığa mı uzaksın.

Bugünlük bir kuzey sözüyle başlıyalım diye düşündüm.

Multi mediada Can var

Leylak

Kapıyı kapatıp tekrar açtım. Fakat karşımdaki bir hayal değildi. Bu taş, meteor, kusur- şaka şaka. Yalnız phen şok, phen petito. Şuan karşımda bir pusetin içinde minak bir bebek vardı. (Kapıdaki erkek dediğim okuycularım, çabuk inanıyorsunuz😁😁.) Yağmur gittikçe şiddetlenirken puseti elime alıp içeri girdim. Ulan bu soğukta dışarı bırakılırmı hiç bu bebek? Ulan annesi:
İnşallah parmakların koparda böyle birdaha çocuğunu dışarda bırakamiysın. Beynine ekmek bandığımın kızı! Brokoli beyinli! Kuş beyinli! Cevizini ezdiğim! Ben böyle söylenirken içeri girmiştim. Kızlar koşarak gelip bebeği sevmeye çalıştılar. Ama bebek bende, puhahaha.

"O ne?"

Diyen Serkan abime 'sen ciddi misin?' bakışı attım. Puseti masanın üstüne koydum.

Tabi fırsatçı pislikler minak aşkımı sevmeye başladılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tabi fırsatçı pislikler minak aşkımı sevmeye başladılar.

"Anna bebek la bu."

"Aaa biz hiç farketmedik Can abi. Nasılda şıp diye çözdün olayı."

Diyip Can abime göz devirdim.

"Leylak gözlerini birdaha devirirsen, artık devirebileceğin bir göz kalmiycak."

Diyen Kağan abime göz devirdim diyemem. Çünki dediğini yapar.

"Hiç talihin yok Leylak."

"Ben çölde su arasam ütü bulurum Nur. Hangi talihten bahsediyorun?"

Bebeğin yanında mavi bir kağıt vardı. Kağıtı alıp seslice okumaya başladım:

"Bebeğimi kapısına bıraktığım insan:
Biliyorumki şuan bana çok kızgınsın. Ama onu senin kapına bırakmak zorundaydım. Biz sefalet içinde yaşıyoruz, oğlumu zorla satacaklardı. Buna izin veremezdim, oğlumla kaçarsam yaklanabilirim. Bu yüzden oğlumu sana emanet ediyorum. Ben bellki sen bu mesajı okurken yakalanmış veya ölmüş olabilirim. Senden tek ricam oğlumu okut...
Sevgilere, umut bekleyen anne"

Gözümden yaş düşmesine engel olamadım. Küçük bebeğe yaklaştım ve o küçük , tombul ellerini tutum. Kalbinin sesi duyuluyordu, çok minak yav. Burnuma gelen pis kokuyla burnumu tutum.

"Bu ne be, öğk, resmen osurdu."

Diyen Defne'ye 'sen bu dünyaya ait değilsin' bakışımı attım. Tabi o anlamadı ama benim gıcık abilerim anlayıp göz devirdi.

AbiciklerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin