Bölüm 9 " Pastalardan Köprüler"

268 25 17
                                    

~Söz verdiğim gibi Sait-Melek sahneleri çoğalıyor.➰

🌾

Ne yapacağımı bilemeden bir süre boş boş ekrana baktım. Bu kadar aşşağılık bir adam olduğunu asla tahmin etmemiştim. Korkutmak mı? Beni hala ilkokulda falan sanıyordu heralde. Hele korkutmak için yaptığı şeyler ise zavallıcaydı.

Titreyen ellerimi telefon tuşlarına değdirmeden önce Zeynep'in hala balkonda olup olmadığını kontrol ettim. Hala orda olduğunu görünce derin bir nefes alıp parmaklarımı tuşların üzerinde gezdirdim.

Kime; Bilinmiyor

Numaramı silin. Aksi takdirde istemediğiniz şeyleri yaşarsınız. 

Mesajı gönderdikten sonra hızlıca numarayı her yerden engelledim. İstemediğiniz şeyler yaşarsınız derken ne kast ettiğimi ben de bilmiyordum. Bugün her şey üst üste geliyordu. Belki de bana o anlamda yaklaşmış, belki de yaklaşmamıştı bunu bilemem ama hiçbir sıfatla bana bunu yapamazdı.

Elimdeki telefonu canlı bombaymış gibi alttaki çekmeceme fırlattıktan sonra yatağıma uzanmış uyumayı bekliyordum.

~~

"Getirdiğiniz için tekrar teşekkür ederim."   Karşımdaki grup gülüşerek bana karşılık verdikten sonra dışarı çıktıklarında Mert'e sarıldım. Sabahtan beri benimle koşuşturuyor ödevleri toplamama yardım ediyordu. Saçmalamayın, tabi ki kızlar güzel olduğu için değildi(!)Son kalan 10 kişiyi ise yarın halletmek üzere anlaşmıştık.

"Yeter, yılışma o kadar." Kollarımı üzerinden çektiğim de gülümseyerek bahçeye doğru çıktık. Amasya'nın yeşilliği o kadar güzeldi ki Kampüste olan tabiat öğrencileri kendine kolaylıkla çekebiliyordu. Kimi öğrenci gitar çalıp şarkı söylüyor, kimileri kitap okuyor, kimileri ise sevgilileriyle omuz omuza gökyüzünü izliyordu.

"Bak seninkiler orda. Git hadi." Trip atar gibi konuşan Mert'e dudak büktüm.

" Sen de gel işte. Takılırız beraber." Mert ellerini hırkasının cebine atarken Faruk, Zeynep ve Asya'nın olduğu yere kısa bir bakış attı.

"O cibiliyetsizle aynı ortam da duramam." elimin tersini yavaşça ağzının ortasına vurdum. Yılın başından beri Faruk ve Mert asla anlaşamıyorlardı. İlk tanıştıklarında ufak bir laf dalaşmasıyla başlamıştı aslında her şey. O gün bugündür pek fazla yan yana gelmezler, geldikleri anlarda da birbirlerini yerlerdi.

"Ya lütfen Mert, benim için." Yüzüme bir kaç saniye baktıktan sonra derin bir nefes aldı ve yavaşça homurdandı.

"Sadece 5 dakika." Yüzümdeki mutlu tebessümle koluna girdim ve bizimkilerin olduğu ağacın dibine çöktük.

Zeynep ve Asya ellerindeki notlara dalmışken Faruk telefonuyla baya bir haşır neşirdi. Yanlarına geldiğimizi gören Faruk, bana gülümseyip önüne döndü. Mert'i görmemezlikten geldiği için biraz homurdanmıştı.

"Ana kız sen mi geldin?" Asya nihayet defterinden gözünü kaldırınca Zeynep'te bana döndü.

"Yok daha gelmedi." diye espiri yaptığını zannedip Zeynep'le yumruklarını tokuşturduktan sonra hunharca gülen Mert'e geri kalanımız göz devirdik.

"Komik misin sen şimdi?" Faruk yine yapacağını yaparken Mert'in gülüşleri soldu. Yeni bir kavga geleceğini hisseden Zeynep ise şıp diye ortama daldı.

"Iı şey. Hah! Faruk iş nasıl gidiyor?" Ben ve Asya gurur duyarak Zeynep'e baktık. Ne çabuk öğrenmişti öyle kavga anında ayırmayı.

D İ L D A Rजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें