Gün 1: Flipped

16 1 0
                                    



Flipped'i ilk küçükken izlemiştim. Herhalde 9 ya da 10. sınıftım. İlk izlediğimde, film bana asla sahip olmadığım ilk aşk duygusunu hissettirmişti. Çok fazla hatırlamıyor olsam da Flipped'in bana hissettirdiği duyguları asla unutmadım. Benim için teyzemin 'Zayıflarsan sen de bu kız gibi olursun, yüzün çok güzel.' dediği tatlı bir filmdi.

Bugün bu filmi tekrar izlemeye karar verdim. 6 sene sonra bile hala tatmamış olduğum ilk aşk duygusunu hala yaşayamamış olmam beni üzdü. Bazı insanlar aşk konusunda diğer insanlara göre daha şanslıdırlar. Belki hala kilo verememiş olmam, bana sevgili kazandırmamış da olabilir; gerçi aşkın/sevgililiğin bir insanın kilosuyla, dış görünüşüyle ilgili olduğunu düşünen bir insan da değilim. Aşk, herkesin tadabildiği bir duygu değildir. Aşk, bu dünyada çok az insanın tattığı ve tattıkları için şanslı oldukları bir duygudur.

Demin, sevgili demiş olsam da benim asıl istediğim şey bilmem kaç tane sevgilim olsun değil. Benim istediğim şey aşkı tatmak. Bazı insanlar bin bir tane, durmadan değiştirdikleri sevgilileriyle mutlu olurlarken ben bunun çok gereksiz düşünenlerdenim. Bir insanın bir sürü sevgili olması gerektiğini ya da bunun çok havalı olduğunu düşünmüyorum. Önemli olan bir tanesinin seninle aynı duyguları paylaşan, aynı zamanda en iyi arkadaşın olabilen, yanında istediğin kadar uçuk kaçık davranabileceğin biri olması. Bu kişiyi bulduktan sonra hayatın tam olabileceğini düşünüyorum. Şimdi diyeceksiniz ki 'aşk diye bir şey yok, abartılı bir duygu'. İşte ben buna katılmıyorum, katılmak istemiyorum. Aşkın, çoğu duygudan daha az rastlanan bir duygu olması onun olmadığını kanıtlamaz. Tamam, belki, çok abartılı bir duygu ve en büyük aşk bile en fazla 2-3 sene sürüyor, ama bu onun asla hissedilmediğini veya hissedilmeyeceğini, aşık olduktan sonra illa ki biteceğini, o hislerin tamamen yok olacağını kanıtlamaz. O duygu, daha da büyük bir şeye dönüşür, sevgiye.

Diyeceksiniz ki, bu ilkokulda geçen çocuk aşkı sana nasıl böyle bir şey düşündürdü. Film, ilk aşkın bütün evrelerini anlatıyor. Bryce için Julianna, sadece ona kafayı takmış bir komşu kızıyken, birden asla düşünmeden edemediği ve neden durmadan kızı düşündüğünü bilemediği birine dönüşüyor. İlk başta, onu üzmemeye çalışıyor, ve tabi ki üzüyor. Sonra, kızı düşünme nedeninin onu kırmasıyla ilgili olduğunu düşünüyor. Reddediyor. Daha sonra, en yakın arkadaşının Julie hakkında söylediği kötü bir şey onu kızdırıyor. Kızı, her türlü kötü yorumdan korumaya çalışıyor. Değer veriyor. Film, aşkın evrelerini anlatsa da daha nice önemli konular üzerinde de duruyor. Kısacası, bence boş bir zamanınızda izleyin filmi. Umarım, siz de filmi önerirken filmde hissettiğiniz duygularla anlatırsınız.

Film ve Dizilerin HissettirdikleriWhere stories live. Discover now