I-Gölgelerden Gelenler

43 3 0
                                    

Günümüz

Siyah kedi, ara sokaktaki uzun duvarın kenarından süzülerek topluluğun bulunduğu geniş binanın girişine doğru ilerledi. Gecenin karanlığında bir gölge gibi sessizce ilerlerken yalnızca yere temas eden patilerinden çıkan minik pıt pıt sesleri işitiliyordu. Barın girişindeki sarhoşlardan birinin bacaklarının arasından sürtünerek içeri doğru süzüldüğünde, az önce bacaklarına temas ettiği iri yarı sarhoş adam irkilerek, arkasından küfürler savurdu. Hırsını alamamış olacak ki, kedinin yok olduğu boşluğa doğru bir tekme attı ve dengesini sağlayamayarak yere düştü. Yumruğunu havada kaldırarak ileri geri sallıyordu.

"Seni lanet olası kedi! İçeri girmeye çalışıyor birde! Ne sanıyorsun sanki, içeride senin için yiyecek hiç bir şey yok! Git ve zenginlerin barına sırnaş!"

Huysuz adam ayağa kalkmadan önce pantolonunun paçasına bulaşan çamura dikkat kesildi.

"Bu...! Bu ne böyle seni lanet olası gel ve ne yaptığına bir bak! Seni kesinlikle öldüreceğim!"

Biraz sonra uzun, zayıf, daha narin görünümlü bir adam sarhoşun yanına yaklaşarak koluna girdi.

"Hadi Fare Jerry! Söylenmeyi kes ve bir an önce ailenin yanına dön. Kalan son paranı kumarda kaybettiğine bahse girebilirim."

Sarhoş adam gözlerini kısarak bir kaç kez kırpıştırdı. Gördüğü yüzü tanıdığına adı kadar emindi ama kim olduğunu bir türlü çıkartamıyordu. Başını defalarca kez kaşıdı, ellerini çenesine götürdü. Biraz daha düşündü...

"Dostum seni tanımıyorum ama inan bana seninle bu konuda bahse girecek param yok...Ben... Ben... Ben kalan son paramı... "

Bir şeyi henüz hatırlamışçasına ürperdi ve konuşmasına panik içerisinde devam etti.

"Tanrım Carla.. Carla beni öldürecek! Eve gidemem, başka bir yere gitmeliyim."

Cümlesini tamamlar tamamlamaz bir şeyler arar gibi etrafına bakındı. Duvarın dibine paralel bir şekilde yerleştirilmiş büyük çöp konteynırına yaklaştı ve köşede bulduğu kartonu zemine yerleştirerek üzerine kıvrıldı. Kendi kendine mırıldanmaya devam ediyordu.

"Burada uyuyabilirim... Evet, evet... Eve gitmem mümkün değil, o koca karının dırdırını çekmek istemiyorum, üstelik her ne kadar o beyzbol sopasını dün kafamda kırmamış olsa da bu gece bunu kesin yapacaktır!"

Yerde yola doğru kıvrılırken, az önce onunla konuşan adama döndü ve konuşmasına devam etti.

"Dostum sen Carla'yı hiç tanımıyorsun. O bir şeyi yapacam dediyse Cakka kralı da gelse yine yapar... Şu anlamsız gururunu bir kenara bırakmasını söyleyip duruyorum, evet sürekli söylüyorum ama o asla tükürdüğünü yalayacak biri değildir. Onu gördüğünde mutlaka kaçacak bir yer aramalısın. Elinde mutlaka bir şey vardır, o asla boş gezmez! Her zaman ama her zaman bana vurur o! Fare Jerry yine mi bütün paramızı kumarda harcadın? Fare Jerry yine mi eve beş kuruş para getiremedin? Çocuklarımız ne yiyecekler ha Fare Jerry? Fare Jerry o, Fare Jerry bu! Yoruldum artık beni küçümseyip duruyor, bir sor bakalım bu saçma sembole sahip olmayı ben mi istedim ha! Ben mi istedim!"

Cevap beklemediği oldukça açıktı. Kibar adam ona cevap verme fırsatını bulamadan, yeniden konuşmaya devam etti.

"Ama artık yook! Eski Jerry değilim ben! Burada bu konteynırın yanında yaşayacağım! Burada uyuyabilirim evet neden yapamayacakmışım! Tam da burada uyuyacağım... Tam da... Bu...ra...d..."

Cümlesini tamamlayamadan sızıp kaldı.

Az önce içeri süzülen siyah kedi binaya girdiği gibi sessizce dışarı çıktı. Kibar adamın bacaklarına sürtünerek mırıldanmaya başladı. Adam yere çökerek bir süre boyunca kedinin başını okşadı, ardından doğrularak dar sokağın şehrin karmaşasıyla kavuştuğu noktasına doğru ilerlemeye başladı. Ellerini cebine sokmuş, adımlarını oldukça ağır atıyordu.

GÖLGELERDEN GELENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin