Akşam Yemeği

334 34 17
                                    

Medya:WOOHYUN EVERDAY(kesinlikle dinleyin)

"Omma ben acıktım."

Seungwoo mutfakta yemek hazırlayan annesinin eteklerini tuttu ve sallamaya başladı. Bu onun herhangi bir şey istemek için kullandığı yöntemdi. Henüz 5 yaşındaydı ve oldukça tatlı bir çocuktu. Karnı aç olduğunda ve uykusu olduğu zaman anne ve babasına yapışır yanlarından ayrılmazdı.
Şimdi de o anlardan birisiydi. Küçük çocuk annesinin bacağını hedefi haline getirmiş ve eteğinden ayrılmıyordu.

Yeun hafiften gülümsedi oldukça tatlı olan oğluna. Hazırladığı domatesleri ince ince kesip şekil vermeye çalışıyorken göz ucuyla ona bakmaya devam etti.

Küçük çocuk beklediği cevabı alamayınca yeniden annesine sordu.

"Anne ne zaman yemek yiyeceğiz?"


Genç kadın elindeki bıçağı tezgaha bırakıp gittikçe büyüyen karnını tuttu ve oğluyla aynı hizada olmak için eğildi.

"Baban gelir gelmez yiyeceğiz tatlım. Eğer beklemezsek bize kırılabilir değil mi?"

Tanrı biliyor ya eşi bu şeylere fazla takıntılıydı yemekte birlikte olmaktan tut her hafta aile büyüklerini ziyarete kadar.

Ama eşinin bu halinden rahatsız değildi. Bu onun aile denen kavrama ne kadar önem verdiğini gösteriyordu.

Oğluna onaylar biçimde baktıktan sonra tekrardan ayağı kalktı ve yarım bıraktığı kesim işine devam etti.

Küçük çocuk ise koşarak oyuncaklarının yanına döndü. Oldukça uslu bir çocuktu bir kez olsun anne babasının sözünden çıkmamıştı.

Kısa süre içinde beklenen sesi duydu Yeun.

Kapının çalınmasıyla gülümsedi eşi gelmişti hergün ki gibi tam vaktinde. Mutfaktan çıkmadı çünkü oğlunun koşarak kapıyı açtığını anlamıştı.

"Babam geldi!"

Küçük çocuk koşarak babasının kucağına atladı.

Mutfağa doğru adım seslerini işitince elindeki bıçağı yere bıraktı ve kucağında oğlu ile gelen kocasına baktı.

"Biz de seni bekliyorduk."

Sunggyu eşinin yanına adımlarını yönlendirdi. Gün boyu eşini ve çocuklarını deli gibi özlemişti. Fakat Sunggyu çok fazla sevgi sözcükleri kullanmazdı karısına karşı. Üniversite zamanlarında da böyleydi. İki kelimeyi birleştiremezdi utanırdı.
Bu yüzden kapağı kapalı tencereye baktı.

"Çok acıktım ne yiyeceğiz?"

Küçük oğlu kafasını babasının boynundan çıkıp konuştu.

"Brokoli ve enginar."


Sunggyu kaşlarını çattı. Sebzelerden nefret ediyordu fakat karısı tam bir sebze hastası idi. Haftanın neredeyse tamamı kendi deyimiyle ot yemekle geçiyordu.

"Tanrım Yeun, lütfen başka bir yemek daha olduğunu söyle."

Kadın dudaklarını düz bir çizgi haline getirdi. Kocasının yemek seçmesine dayanamıyordu hem oğlunu da kötü etkiliyordu. Seungwoo babasının kopyası bir çocuktu ve Sunggyu bunu adı gibi biliyordu.

"Sunggyu..."

"Yeun lütfen her gün ot yemekten bıktım."

Kocası sözünü kestiğinde derince nefes aldı.

"Bu bizim iyiliğimiz için tatlım."

Sunggyu kucağındaki oğlunu sıkıca tuttu ardından tek elini eşinin karnına getirdi.

"Ailemin sağlığını elbette ben de düşünüyorum Yeun. Sen, ikizlerimiz ve Seungwoo tabi sağlıklı beslenmeliler ama..."

Eşinin karnına daireler çizerek devam etti.
"Hem öğrencilik zamanımızı hatırla hamburgerciden çıkmıyorduk."

Seungwoo kollarını havaya kaldırarak bağırdı.
"Hamburger!"

Genç kadın şaşkınlıkla oğluna baktı.
"Ne? Hayır hamburger yok."

Sözlerinin peşine aynı anda iki serzeniş duydu.

"Ama anne."

"Ama hayatım."

Sunggyu oflayarak kucağındaki oğlunu yere indirdi ve masaya oturdu. Oğlu da babasının yaptığını yaparak masadaki yerini aldı.

Sunggyu bu akşamda sebze yemek istemiyordu. Son kozunu oynamanın sırası diye içinden geçirdi. Hamile eşinin aşermesini sağlamak. Biliyordu ki Yeun hamileyken kendine hakim olamıyor ve birçok şey istiyordu.
Boğazını temizledi ve oğluna döndü.

"Ah...Seungwoo şimdi burada çıtır çıtır soslu tavuklarımızı yesek nasıl olurdu oğlum?"

Küçük çocuk dudaklarını yaladı.
"Barbekü soslu tavuk en iyisi."

Sunggyu hafiften sırıttı ve onları izleyen eşine döndü.
"Sen de acılı tavuğu seviyorsun değil mi? Hani şu bol baharatlı ve ağızda dağılan."

Yeterince ayakta kalan Yeun sandalyesine oturdu ve açlıkla eşine baktı. Tavuğu oldukça severdi.
Kendince mırıldandı.
"Yanında kola da iyi giderdi."

Sunggyu yalancı bir üzüntüyle kafasını eğdi.
"Ama sağlığımız için iyi değil bunlar. Biz brokolimizi yiyelim."

İşte karısı çoktan ağına düşmüştü. Saniyeler içinde duymayı arzuladığı kelimleri işitti.

"Sunggyu , aslında brokoliyi yarında yiyeyebiliriz. Tavukçuyu arasan mı?

Sunggyu cebinden telefonu çıkardı ve salladı.
"Emin misin? Bak arayayım mı?"

Yeun kocasına baktı ve ellerini karnına getirdi.
"Evet lütfen. Yanında da kola olsun ve acil olduğunu ilet hayatım. İkizlerimiz çok aç."

"Nasıl istersen sevgilim."

*************
Merhabalar
İşte karşınızda küçük Seungwoo

*************Merhabalarİşte karşınızda küçük Seungwoo

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Aynı babası değil mi sorarım size

Aynı babası değil mi sorarım size

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


I'am THE APPAWhere stories live. Discover now