Murat, bardağını kafasına dikerken, "evlen oğlum sen de "

"seninle mi *"

"düzgün konuş lan "

"biri olsa aklım da?"

" Annenin beğendiği  biri vardır illa," diyerek söze girdi Can,

"vardır ama ne bileyim bana şöyle sessiz sedasız belasız -derken Murat'ı ve Kürşat'ı işaret ederek - bana uygun biri lazım ne bileyim benimle ilgili fazla beklentisi olmamalı," neyse ki dalgın olan Murat ve Kürşat, Hasan'ın kaş göz işaretini  görmemişti yoksa  olacaklar malumdu.

Tam Murat, derdini söylemek için dudaklarını aralamıştı ki,Can içtiği  bardağı masaya çarparak "galiba evleneceğim,"

K,"yok artık,"

H,"oha,"

M,"cemre biliyor mu?"

"durun oğlum iki dakika ya!"

"sen de ağa oldun bir tuhaflaştın,"

"sanki çok tanıyorsun beni Hasan efendi," diyerek doldurduğu bardağı tepesine dikti ,

"Cabbar'ın kızı var  onunla ,"

"aşık mı oldun,"

"yok en son gördüğüm de küçük çocuktu, ondan da tek hatırladığım Cemre'nin ki gibi  boncuk  mavisi gözleri"

" Ne oluyor oğlum?" diyen Murat'a bakarak  kızın başına gelenleri  anlattı .

"ortada kalmasından  korkuyor Cabbar, benim ona bir borçtan daha fazlasını borçlu olduğumu bilmeyen yok, "

"sen de böyle saçma bir  çözüm buldun?"

"ne yapayım Cabbar sürekli benim yanım da olmak zorun da ondan başkasına güvenemem,"

"kaç yaşın da bu kız,"

"17!"

"Oha!"diyen Hasan'a   hak verir gibi  baktı Murat, Kürşat sessizce olayları  izliyordu.

"ne abi araların da 10 yaş var yazık kıza daha çok küçük ,"

" oğlum annen seni kaç yaşın da doğurdu sanıyorsun,"diyordu Murat ,

"sen evlen  oğlum o zaman sen daha  küçüksün bizden,"

"yok artık daha neler , tanımam etmem."san ki aldığını tanıyor olacaksın çok çok isteme de  kahve tutarken bir de evine gidersen çay verirken görürsün ," diyerek sessizliğini bozan Kürşat seslice nefesini verdi.

Can,  sigarasının dumanını dudakların dan üflerken  keskince baktı. "biz sevdiğimizi değil , aldığımızı severiz."

Hasan,"nasıl olacaksa?"

"tamam  ama bilmediğimiz birine vermeye ben  bile kıyamam zaten çok büyük ameliyatlar atlattı, olur da şerefsizin birine düşerse en çok kendime kızarım."

"ne ameliyatı?" diye   Soran Hasan'ın lafı , Kürşat'ın "ben artık kalkıyorum malum siz bekarlar gelecek kısmetleriniz   hakkın da  konuşa bilirsiniz beni yengeniz bekler,

" sütünü  de iç anam daha saat kaç,"

"içtim ya oğlum sütümü  " diyerek rakı bardağını Hasan'ın burnunun dibine  kadar uzattı.

Murat,"bende aslanlarımı  özledim, bana da müsaade  "derken ayağa kalkmıştı bile,

" oooooo, olmadı ki  böyle sözde kutlama yapacaktık. hani ben dansöz falan göremiyorum Can!" diyen Hasan'a  Can öyle bir bakmıştı ki  Hasan tuhaf bir şey olduğunu anlayarak bakışlarını kaçırdı.

CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Where stories live. Discover now