SEN O KİŞİSİN

2.6K 51 0
                                    

“Sultanım bende tam Şehzade Osman’ı ziyaret edecek sonra yanınıza gelecektim.” Dedi Handan Sultan. Safiye Sultan kurnaz bir bakışla Handan Sultan’a döndü ve “Bende oradan geliyorum. Şehzade Osman hayli iyi ben asıl sana başka bir şey diyecektim duydum ki İstanbul’a bir falcı gelmiş. Her şeyi görürmüş.” Handan Sultan yüzünü ekşitti sonra “Sultan’ım şu saçmalıklara inanmayınız. Birkaç şey tesadüfen tutuyor. Sonra her şeyi biliyor diye adı çıkıyor.” Safiye Sultan gözlerini kısarak Handan Sultan’a baktı “Ben hayatta tesadüflere inanmam Handan. Eğer tesadüflere inansaydım şuan değil valide sultan, kapıkulu bile olamazdım hatun görüyormuş. Ağalara kadını bulup getirmelerini söyledim.” Handan Sultan, Safiye Sultan’a bakarak “Aslan parçam öğrenirse ikimizin de canı yanar Sultanım.” Sonra ikisi de karşılıklı oturdu. Handan Sultan gözlerini dikerek Safiye Sultan’ı süzüyordu.

Aradan on dakika geçmişti. Kapıdaki cariyelerden biri içeri girdi gözlerini acem işi halıdan ayırmadan “Handan Sultanım ve Safiye Sultanım beklediğiniz hatun geldi.” Safiye Sultan cariyenin lafını keserek atladı “Gelsin.” Az sonra içeri esmer, kömür karası gözlü ve yine, kömür karası saçlarıyla bir kadın girdi oldukça gençti tahminen yirmi yaşlarındaydı. Sultanların önünde eğildi. Sonra büyük bir cesaretle gözlerini Sultanlara dikti. Falcı kadın üzüm tanesi iri gözlerini onlara yönlendirerek “Sultanlarım evvela her ikinizde ellerinizi şu suya batırınız.” Sultanlar ellerini batırmıştı. Hatun suyu alıp yere oturdu. Ve korkunç bir şey görmüşçesine gözlerini ikisine de dikti. Soluk ve kuru dudakları yılan tıslaması gibiydi bastıra bastıra konuşuyor ve soluğu yer yer yetmiyordu. “Sultanlarım Osmanlı hanedanını yönetecek kişi çok yakında, bu kadın” Dedi ve Handan Sultan lafa atıldı. “Ne dersin hatun devleti kadın mı yönetecek.” Falcı hiç lafının kesilmesini aldırmayarak “Evet Sultanım bu kadın şu an haremde bile olabilir. Şu an buraya çok yakın bir yerde lakin şu an çok acı çekiyor. Ve bilin ki yaşadığı her acı onu alevden bir hançere dönüştürecek. Kendine düşman gördüğü herkese bu hançeri saplayacak.” Safiye Sultan hatunu çağırdığı halde sinirlenmişti olağanca kuvvetiyle bağırdı. “Ağalar alın şunu atın saraydan” İçeri iri iri harem ağaları girmişti kadını kollarından tutarak götürdüler.

 Cariyelere ayrılan bölümden geçerken Çekiştirilerek götürülen kadın kafasını çevirdi ki hemen bağırdı. “Bu o, sen o kişisin.” Kösem ayak tabanına vurulan sopadan sonra kafasını yorgun biçimde kaldırmıştı. Saçları darmadağınık gözleri ağlamaktan şişmiş ve gül gibi kıpkırmızıydı. Aldığı her darbe canını yakmıştı. Ağalar kadını daha fazla tutmadı ve iteleyerek götürdü.  Kösem tam birkaç adım atmıştı ki karşıdaki Ağalardan biri bağırmıştı “Destur Safiye Baş Valide Sultan” herkes eğilmişti dersini alan Kösem’de eğildi. Safiye Sultan, Kösem’e dik dik bakmıştı. Sonra yok daha neler dercesine bir bakış attı ve devam etti. 

MAHPEYKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin