Can'ın aklına kardeşi geldi . Cemre ders çalışırken hiç konuşmaz sürekli aynı yerde ders çalışır önünde şuan Nurdan'ın olduğu gibi dilim dilim meyveleri olmazdı. Can gözlerini kısarak baktığı taş zemine bakarak içinden 'kendim için olmasa bile Cemre'den çaldıkların için burnun dan fitil fitil getireceğim bunu yaparken de öyle zevk alacağım ki kuduruk it gibi dalaşacak yer arayacaksın, işte o zaman kendi boynunu koparttıracağım sana ...
Yanına gelen Cabbar ile dağıldı Can'ın dikkati "ağam, Ali ağa on dakikaya burada olacak,"
Can başını sallayarak ,Cabbar'ı geçiştirdi.
Sonun da beklenen buluşma yaşanmış , Ali ağanın duygusal olduğu anlar yaşanmıştı oğlunun yüzünde iyileşmiş yara izleri bacağın da bir alçı sağ elinin üzerinden başlayan yanık izi vardı. En acısı da bunu yapan kendi oğluydu istediği gibi bir intikam alamıyordu, yine onun Can'ı yanıyordu ama Davut'u canının içinden çıkaralı çok olmuştu daha doğrusu Davut yaptıklarıyla kendi çekip gitmişti...
Akşam yemeğinden sonra çekildikleri koltuklarda oturan erkekler evin yardımcılarının getirdiği kahveleri içerken ciddi şeyleri konuşmanın vakti geldiğini hatırlatan sıkıntılı nefesler alıp veriyorlardı.
Ali ağa söze girerek," sağ ol Osman, sana büyük gönül borcum var oğluma kapını açtın..."
"o ne demek Ali ağa sen benim büyüğümsün ayrıca Can benim de oğlum sayılır, bböyle şeyler söyleyip de beni mahcup etme."
"her şey orta mahcup biri varsa o da benim baksana halime bir oğlum bir oğluma düşman üstelik Can onun şerefini kurtarmışken,"
Can bu muhabbetin gittiği yeri beğenmedi,
"seni buraya Davut'un dedikodusunu yap diye çağırmadım." dedi babasına bakarak Ali ağa bir kaya gibi sertleşmiş oğlunun yüzüne bakarak sıkıntılı bir nefes verdi.
"orası belli." diyerek bitirdiği kahvenin fincanını önün de duran sehpanın üzerine bıraktı.
"şimdi,"diyerek bakışlarını babasına çevirdi," Bana karışmayacak ve engellemeyeceksin bu saatten sonra durursam öldürürüm."
"tercih senin buraya gelirken pek çok şeyi arkam da bıraktım ben ve Rıza arkandayız diyerek Can'ın yanın da oturan abisi Rıza'yı işaret etti.
Can, Rıza'nın dizine vurarak "karışmayacaksınız,"dedi
"bu dediğin imkansız,"
"bu bizim oyunumuz abi araya giren dışlanır, suçlanır!"
"ah elimde kanıt olsa elimi bile sürmeden kanını çekeceğim onun ama babam senin kaybolduğunu üstüne saldırıya uğradığını öğrendiğin de ilk onun kapısına yaslandı ama Davut oyunu iyi kurmuş aşiretten adam bulmuş yanına kanıt ! kanıt! diyip duruyorlar."dedi.
Can gülerek geri yaslandı , Asaf, Mircan ve Emir arkasına yaslanmış pür dikkat Can'ın hareketlerini izliyor, ağzından çıkacak olan her kelimeyi cımbızla çekerek hafızalarına kazıyorlardı. Çünkü;Can oturduğu yerden bir kaç günde bütün işlerini toparlamış , bir kaç telefon görüşmesiyle kendilerinin aylarca uğraştığı benzer işleri halletmiş herkesin dikkatini üzerine çekmişti.
"Aşiret demek ,"derken başını biraz yana yatırarak gözlerini kıstı.
"o zaman ilk oradan başlıyoruz,"
"nasıl yani oğlum?" diyerek söze girdi Ali ağa,
Can karşısındaki meraklı adamlara bakarak;" bundan sonrasını kaldıramayacak yada bana ayak bağı olacak biri varsa şimdi çıkabilir, aksi halde sorumlu sayarım ve bana yapılan her iyiliği yok sayarım"diyerek intikam silahın şarjörüne ilk kurşunu koymuş oldu.
YOU ARE READING
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)
General FictionBiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi...
27. bölüm "nabız!"
Start from the beginning