27. bölüm "nabız!"

Start from the beginning
                                    

Can'ın aklına kardeşi geldi . Cemre ders  çalışırken  hiç konuşmaz sürekli aynı yerde ders çalışır önünde şuan Nurdan'ın olduğu gibi  dilim dilim meyveleri olmazdı. Can gözlerini  kısarak baktığı  taş zemine bakarak içinden 'kendim için olmasa bile Cemre'den çaldıkların  için burnun dan fitil fitil getireceğim bunu yaparken de öyle zevk alacağım ki  kuduruk it gibi  dalaşacak yer  arayacaksın, işte o zaman kendi boynunu koparttıracağım sana ...

Yanına gelen Cabbar ile dağıldı Can'ın dikkati  "ağam, Ali ağa  on dakikaya   burada olacak,"

Can başını sallayarak ,Cabbar'ı geçiştirdi.

Sonun  da beklenen buluşma yaşanmış , Ali ağanın  duygusal olduğu anlar yaşanmıştı oğlunun  yüzünde iyileşmiş yara  izleri bacağın da bir alçı  sağ  elinin üzerinden başlayan yanık izi vardı. En acısı da  bunu  yapan kendi oğluydu istediği  gibi  bir intikam  alamıyordu, yine onun Can'ı yanıyordu ama Davut'u canının içinden çıkaralı çok olmuştu daha doğrusu Davut yaptıklarıyla kendi çekip  gitmişti...

  Akşam yemeğinden sonra  çekildikleri koltuklarda oturan erkekler evin yardımcılarının getirdiği kahveleri içerken  ciddi şeyleri  konuşmanın vakti geldiğini   hatırlatan sıkıntılı  nefesler alıp   veriyorlardı.

Ali ağa söze girerek," sağ ol Osman, sana büyük  gönül borcum var oğluma kapını açtın..."

"o ne demek  Ali  ağa sen benim büyüğümsün ayrıca Can benim de oğlum sayılır, bböyle şeyler söyleyip de beni  mahcup etme."

"her şey orta mahcup  biri  varsa o da benim  baksana halime bir oğlum bir oğluma düşman üstelik  Can onun şerefini  kurtarmışken,"

Can bu muhabbetin gittiği yeri beğenmedi,

"seni  buraya Davut'un dedikodusunu yap diye çağırmadım." dedi babasına bakarak Ali ağa bir kaya gibi  sertleşmiş   oğlunun yüzüne bakarak sıkıntılı  bir nefes verdi.

"orası belli." diyerek bitirdiği kahvenin  fincanını önün de duran sehpanın üzerine bıraktı.

"şimdi,"diyerek bakışlarını babasına  çevirdi," Bana karışmayacak ve engellemeyeceksin  bu saatten sonra durursam öldürürüm."

"tercih  senin buraya gelirken pek çok  şeyi arkam da bıraktım  ben ve Rıza arkandayız diyerek Can'ın  yanın da oturan abisi Rıza'yı  işaret etti.

Can, Rıza'nın dizine vurarak "karışmayacaksınız,"dedi

"bu dediğin imkansız,"

"bu bizim  oyunumuz abi araya giren dışlanır, suçlanır!"

"ah elimde kanıt olsa elimi bile sürmeden kanını çekeceğim onun ama babam senin kaybolduğunu üstüne saldırıya uğradığını öğrendiğin de ilk onun  kapısına yaslandı ama Davut oyunu iyi kurmuş  aşiretten adam bulmuş yanına kanıt !  kanıt! diyip  duruyorlar."dedi.

Can gülerek geri yaslandı , Asaf, Mircan ve Emir arkasına  yaslanmış pür dikkat  Can'ın hareketlerini  izliyor, ağzından çıkacak olan her kelimeyi  cımbızla çekerek  hafızalarına  kazıyorlardı. Çünkü;Can oturduğu yerden bir kaç  günde bütün işlerini  toparlamış , bir kaç telefon görüşmesiyle kendilerinin aylarca uğraştığı  benzer işleri  halletmiş herkesin dikkatini  üzerine çekmişti.

"Aşiret demek ,"derken  başını biraz yana yatırarak gözlerini  kıstı.

"o zaman ilk oradan başlıyoruz,"

"nasıl yani oğlum?" diyerek söze girdi Ali ağa,

Can  karşısındaki meraklı adamlara bakarak;" bundan sonrasını kaldıramayacak yada bana ayak bağı olacak  biri varsa  şimdi  çıkabilir, aksi halde sorumlu sayarım ve bana yapılan her iyiliği yok sayarım"diyerek intikam    silahın  şarjörüne  ilk kurşunu koymuş oldu.

CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Where stories live. Discover now