"nasıl yani?"
"senin sevdiğin istediğin biri varsa gelsin istesin diye yer yapıyor kızım."
"yok ki bir sevdiğim!"
"niye korkuyorsun o halde," derken dizine yatırdığı kızın saçlarını okşamaya başladı.
"sevememekten!"
"bak kızım sana bunları çok defa anlattım, diyelim ki bir adam sana sevdalıyım demiyor ama her gün evine ekmek getiriyor, diyelim ki bir adam senin için dağları delmiyor ama her gün sıcak bir yatağa yatmanı sağlıyor ve üzerini örtüyor. bunlar sana yetmez mi?"
" ben aç gözlü müyüm yade?"
"o nasıl söz kızım sen bir tek babanı bile on kardeşine verdin. gerçek anandan çok bana yade dedin , sen her şeyin en güzeline layıksın ama olmazsa elinde kiahta t kutuyu saraya çevirecek olan sensin "
"iyi ki beni bırakmamışsın yade!" Gözleri dolan Zirav hanım;
"git yat artık, her şey olacağına varır, baban seni birine mi verecek bekle bakalım kime verecek daha ben ölmedim."
ıbrın suçlu suçlu bakmaya devam edince " ne oldu yine? " diye kızar gibi sordu.
"aradım ya "
"tamam tamam sabah ben ananı aratıp hastayım ıbrın gelmeyecek dedirtirim ."dedi.
"kurban olurum sana"derken ıbrın kollarını Zirav hanımın boynuna dolamıştı bile.
"dur kız canımı çıkaracaksın ben senin hampana (sıkıştırma gibi bir şey) gelebilir miyim?"
"sen çok yaşa yadem ibrin'i beş cocukla görmeden ölme. gözleri dolan Zirav hanım " duam var benim"derken ıbrın'ı kendınden ayırmıştı. ıbrın babaannesinden aldığı destek ile mutlu olmuştu .
zirav hanım kapıdan çıkan torununa "sevdadan kaçma , kaçarsan yanlışa düşersin."
"düşersem kaldırmaz mısın?"
"düşme kızım, düşersen canın yanar,"
"o zaman niye aşk var sevda var herkes düşmek için bu kadar telaşlı?"
"çünkü şeytan nefiste gizlidir aşk nefise yenilmektir."
"iyice kafamı karıştırıyorsun."
" Aşkın içine utanç girerse nefsine yenilirsin aşkın da bir şey etmediğini çok acı şekilde öğrenirsin."
" Sen olmasan çok yanlışa düşerdim ben."
"sen düşmezdin,"
"çok emin söyledin, bana bu kadar güveniyor musun?"
"ben yetiştirdiğim Ibrın Pekmez'e güveniyorum."
Ibrın, anladığını belli etmek için başını olumlu anlam da başını salladı ve başını önüne eğerek bir süre gözlerini kapattı." eğme başını yere, başını yere bizim başımızı yere eğecek bir şey yapmadın, yapmazsın sen şu gözlerinin haline bak git uyu artık..."derken Ibrın'den bakışlarını kaçırdı. Yaşlı kadın torununun haline çok üzülüyordu. Odadan çıkarken gözlerin de ki yaşlarını serbest bıraktı. Ellerini semaya açarak gözlerini kapattı. "sen utandırma Allah'ım o senin bana emanetin.." diyerek başladığı duasını en içten şekilde yaradana sunarken göz yaşları bir an olsun durmadı.
Sabah yükselen güneşe uçarak şakıyan kırlangıçlar eşlik ederken arka bahçede ki kopay cinsi av köpeği deli gibi havlayarak bütün sesini kullanarak eşlik ediyordu. Av köpeği olan safir Asaf'ın köpeğiydi kısa bacaklarına göre oldukça hızlı koşar Asaf'ın kokusunu üç günlük yoldan alırdı, Safir deli gibi havlarken;Emir odasından çıkararak söylenmeye başladı ." Asaf abim mi geldi? Başlamış yine üç gündür küsmüştü de rahattık anasını satayım, zehirleyeceğim bu köpeği!" diyerek aşağı da ki konağın çalışanlarına atıflar da bulunuyordu.
YOU ARE READING
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)
General FictionBiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi...
25.bölüm
Start from the beginning