"Sevdiğin yerde değil sevildiğin yerde mutlu olursun."

"Babamda seni sev-"diyecekti ibrin babasının duygularindan acilarindan haber verecekti ona ama annesi parmakları ile engel oldu ,"baban benden  geçti kızım yaktı , yıktı geçti. Sen de baban gibi olma anan gibi kuruyup gitme diye ugraşıyorum. "

Ibrin kafasinda çakan simseklerin arasindaki aklına mukayyet olmaya çalışıyordu. Annesinin laflari bir bir ok misalini düşüncelerini hedef alırken "gayri karışmam  sanma bu saatten sonra  daha çok karışım ben senin annenim sana küsmek darilmak  yapimda yok sana tavsiyem firsat ver !"diyerek önce ibrin'in  göz yaşlarını sonra kendi göz yaşlarını sildi.  

" aşk yakar kızım alev olmadan kül oluşmaz alev parlar cezbeder ama yakar yakınca kül eder külünde değeri yok, bunu sakın unutma karşında kül olmuş bir kadın var bak ve gör. "Diyerek ayağa kalktı. 

"Söylediklerimi sakın hafife alma!"derken elini ağzından çıkan hıçkırıklara siper ederek odasina doğru  kaçtı.  

Ibrin'i kanatlari arasına alarak korumak istiyordu.  Yillarca çektiği hasret bitsin istiyordu. Ama kızının bugün ki hali bambaskaydi. Aşık olmadan kadın olunmazdı. Ibrin'in kalbindeki çocuğun ölümüne şahit olmak daha da derin düşüncelere hapis ediyordu. Ne yapacağını bilemiyordu...Belki bencilce bir düşünce gibi görünse de Kader hanım kızının en rahat bu evde olacağından adı gibi emindi. Serhat abisinin oğluydu onun elinde büyümüş sayılırdı en önemlisi Ibrin'e olan bakışları Kader hanımın dikkatinden kaçmamıştı.

Can hastanede olduğu ameliyattan sonra Osman Haşimoğlu konağına geri dönmüştü tek bir fark ile  koltuk değnekleri...

Bacağı diz kapağının üzerine kadar alçıya alınmıştı. Içine takilan platin ağrı verse  de Can daha ayrıntıları bilmediği için  kurcalamıyordu Dahasi ağzını  bicak açmıyor tek bir noktaya bakıp orada uzun süre kalıyordu.  Uzandığı sedirden açık pencereden içeri giren rüzgarın oynattığı uzun beyaz perdenin hareketlerini izliyordu. Ne düşünüyorsa gözleri kısılıyor kaşları  çatılıyor  sessizce onu izleyen Cabbar "bir isteğin varsa söyle ağam"diyerek  konuşması için neredeyse yalvaracak gibi gözlerle baktı.

Candan bir cevap alamayinca dikkatini çekmeyi umarak " Ali ağa irak'a adamlarını gönderdi. Bunu yapanin davut olduğunu kanitlayana  kadar  seni ariyormus gibi yapacak hâlâ onunla konusmamaya kararlı mısın? " 

Can  bakışlarını  Cabbar'a çevirdi ," ata binmek isriyorum."

"Ağam ,"derken  bacağına bakıyordu. "Bir zarar olmasın"

Can sessizce bakmaya devam ederken  Cabbar iyi geleceğini düşünerek "yarın sınırdan gece gelecek , ona binersin ağam! "Dediğinde Can ilk defa  duygu belirtisi ile  baktı sadece başını sallasada kalbinde ki sevinç çığlıkları kulaklarının uğuldamasına yetti.

Ibrin şafak söker sökmez kendini yollara attı. Bütün  gece utumayıp sabahı zor etmişti. Sethat peşine takılmadan  eve gitmek istiyordu kafasını  toplamak için talaş dolu odasına ihtiyacı vardı . Öyle acele ile çıkmıştı ki  evden hemen dizlerinin altında giydiği kolsuz elbiseyi bile çıkartmak aklına gelmemişti.  Neyse ki arabasının  bagajin da her zaman  yedek kiyafetleri  olurdu ayağıdaki  topuklu ayakkabı ile kullanamayacağını anladığında ayakkabisinı çıkarak  ciplak ayak ile sürmeye başladı arabasını.

Bir süre  radyodadan çalan şarkılara kulak kabartiktan sonra arabanın yalpalamasi ile panikleyen ibrin ani bir fren ile durdu ne olduğunu anlamak için çıkardığı yüksek topuklu ayakkabıyı ayağına giyerek      arabadan aşşağı indi.  

CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)Where stories live. Discover now