"Ali ağa ve Fırat ağa yanı kızın babası anlaştılar kimseye bedel ödetmemek için kendi çocuklarını berdel yaptılar çocuklar da küçük diye 15 sene evlatlarından uzak kaldılar işte"
"ne yani bu adam bekçilik mi yapmış bacısına 15 sene" şaşkınlıkla söylediği sözler zirav hanımın tepkisiyle birbirine dolandı.
"sesini alçalt ,sana ne bacı onun söz onun hem bilmiyormuş , anlamıyormuş gibi ilk defa duyuyormuş konuşma." diyerek kızdı.
ibrın başını eğerek su dolu leğende bakışlarını gezdirirken annesinin kelimeleri kalbinde yer edindi annesi de haklıydı...
"neden bu halde?"
"Ağalık kavgasıymış"
"nasıl yani?"
"abisi Can ağa olsun istemiyormuş ama ağalar Can'ı ağa olarak bellemiş bile?"
ibrin şaşkınca bakınca,"ya ! başka da bilmeyiver çok bile öğrendin ben yoruldum,ilacımı içip yatacağım,Zarife'ye diyelim arada baksın garibe doktor yanıkları sık sık temizleyin."dedi diyerek ayaklandı ve kapıya kadar yavaş yavaş geldi. İbrin aklında ki soruları dile getiremedi babaannesine uyarak onunla birlikte odasına indi elinı yüzünü yıkayarak geceliklerini giydi penceresinin önüne diz çekerek perdeyi açtı karanlık geceyi izlemeye başladı. Babannesinin anlattığı hikayeye yabancı olmadığını anımsadı. Geçen sene Urfa da gittiği bir düğünde buna benzer bir şeyler duymuştu ama insanları tanımıyordu dedikoduyu da sevmediğinden ilgilenmemişti.
peki şimdi neyi, kimi merak ediyordu?
Yerden kalkarak yatağına uzandı gözlerini ahşap tavana dikti, dışarıda rüzgarın etkisi ile sallanan dallar sokak lambasından yansıyarak tavana tuhaf bir ahenk veriyordu. ıbrın gözlerini kapattığında her yeri sargı içinde olan adam zihnine yerleşiyor bütün güdülerine izinsiz yerleşiyordu.
Sonun da pes ederek ayağa kalktı yatağın kenarındaki şalını alarak soğuk zemine çıplak ayaklarını bastı, derin bir nefes alarak açtığı kapısından önce başını çıkarak etrafı kolaçan ederek sessizce dışarı süzüldü soğuk taşa aldırmadan nefes nefese yukarı çıktı. kapının önüne geldiğinde derin bir nefes alarak deli gibi çarpan kalbine elini koyarak bastırdı. "ne oluyor Allahım?"diyerek gözlerini kapattı.
çıldırıyor olmalıyım diye düşündü ibrin, ama kapıyı araladı...
Zarife odada değildi, sessizce odaya girerek yavaşça yürüdü sanki yüzü görünüyormuş gibi şalını tekrar düzeltti. yaralarını silip gidecekti, evet öyle yapmalıydı...
titreyen elleri ile leğene uzandı leğen ve bez farklıydı demek zarife gelmiş ve gitmiş diye düşündü İbrin, sessizce sıktığı bezi yanık tene dokundurduğu anda kendini Can'ın yüzüne bakarken buldu kaşlarının çatıldığını yara içindeki yüzünden bile görebiliyordu. sol kaşından bir damar belirip saç bitim çizgisine doğru çatal olduğunu ve 'Y' şekli aldığı fark etti dudaklarını büzerek yanıklarının üzerine doğru üfledi.
Can'dan gelen inilti şeklinde ki mırıldanma İbrin'in ürkmesine sebep oldu bezi yere fırlatarak hemen ayağa kalktı, geriye doğru adımlamaya başladı. şalı omuzlarından kayıp düştüğünde korku ile arkasını dönüp kapıya ulaştı . ne yapıyordu burada Allah aşkına sıcak yatağında uyuyor olmalıydı...
"Ahu" diye seslenen sese panik içinde döndü hata üstüne hata yapıyordu.. Hala bu odada ne işi vardı!
Arkasını döndüğünde Can ile İbrin göz göze gelirken hikayede ilk kez aynı cümlede birleşirler. agrılı , sancılı bir nefes ve korku dolu paniklemiş nefes sesleri odada dört dönerken kendine gelmeye başlayan Can "kimsin sen?" diyerek döndü. gördüğü kadının Ahu olamadığını anlamıştı..
İbrın panik ile " asıl sen kımsın?" dedi bütün gece onun hikayesını dinlememiş gibi.
Can yutkunarak başını çevirirken bakışlarını İbrın'den kaçırdı;"sahi kimim ben?" diyi verdi...
silmeyin izlerimi,
gamlı,yaslı,kanlı anlar onlar...
silmeyin izlerimi,
her şey mavi izlerim de
deniz mavi,
gök mavi,
en kuvvetli zehir bile mavi
benim avum mavi...
benim Ahularım avu....
cemretrkmn
geçtiğimiz 18 bölümü okuduğunuza pişman mısınız??*****
sizi seviyorum
sınır 177 :)))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN AĞA bir deli rüzgâr ...(bitti!)
General FictionBiTTi! "Allah güney rüzgarına arap atını yaratmasını buyurmuş,öyle olsun demiş rüzgar.. ardından bir rüzgar yaratıp atın yelesine bağlamış ki; nereden geldiğini unutmasın istemiş, at o kadar kurnaz o kadar hızlıymış ki kimse üzerine binmeyi...
19.bölüm
En başından başla