7 | have some fun

4.3K 583 432
                                    

Rüyalardan nefret ediyordum.

İnsanların neden nefret ettiğini yeni anlıyordum. Eskiden gerçek yaşamdan başka hayali bir şeyleri benimsemek iyi olur diye düşünmüştüm ancak bu şey... Hayatım boyunca yaşadığım en hastalıklı şeydi.

Uyanma şeklim en ilginciydi.

Kendime küfür edip duruyordum.

Gözümü ilk açışımda bir verandada dikiliyordum. Günün doğmasına en fazla on dakika kadar var gibiydi.

Ayrıca oldukça serindi ve üzerimdeki salaş beyaz t-shirtün içine dolan rüzgar sahte bir üşüme hissi veriyordu.

Kollarımı kendime sardım ve küfür ederek verandanın cam kapısından içeri girdim.

Girdiğim anda kesilen rüzgarın yerini insanı günaha itecek kadar rahat bir ılıklık karşılamıştı. Sanki odanın içine henüz yaz yağmuru yağmıştı ve ben de altında saatlerce yürüyüp hafiften terleyerek yapış yapış olmuştum.

Odayı gözlerimle taradığımda beyaz tüllü yatağı gördüm. Etrafını saran beyaz perde adeta aşılmaz bir mahremiyet ve gizem alanı yaratıyordu.

Dikkatimi çeken şeyse beyaz tüllerin arasında görünen bir kıpırtıydı. Yatağa doğru bir adım attığumda burnuma dolan tarif edilemez koku nefesimi kesmişti. Yaklaşmamam için yalvarıyordu adeta. Beni uyardığını biliyordum ancak merakıma engel olamadım.

Kokuya biraz daha alıştığımda bir adım daha attım. Tül perdenin ardında yine bir hareketlenme oldu. Bir adım ve bir adım daha...

Artık hareketlenmeye sebep olan şeyi görebilecek seviyedeydim.

Ve Tanrım....

Taehyung sırt üstü uzanmış, birkaç saniyede bir çıplak gövdesini bir yay gibi geriyor, başını da eşzamanlı olarak arkaya kaydırıyordu.

İşte o zaman idrak edebildim.

Kendine dokunduğunu ve bir şeyler mırıldanıp durduğunu.

Adımı inlediğini.

Nefes nefese ve bir ter göletinin içinde uyanmıştım ama en kötü şey bu değildi.

Lanet olsun.

Bu da neydi şimdi böyle?

Giydiğim eşofmanın ön kısmında beni karşılayan bir şişkinlik-hayır hayır bu kesinlikle bir kazıktı- vardı.

Daha önce başıma gelmeyen bu şeyi nasıl düzelteceğimi bilmediğimden paniklemiştim.

Rüyamsa beni daha da endişelendiriyordu.

Ya Taehyung görürse?!

O günahların evinden geliyordu ve emindim ki böyle şeylerde ustaydı.

Bir an gidip ona sormayı düşünsem de rüyam aklıma geldiğinde anında vazgeçmiştim.

Selam, rüyamı erotik filme çevirdiğin için ben de bu hale geldim. İndirebilir misin?

Tanrım.

Hatırlatma 1: Kendine tavsiye alabileceğin bir -insan- erkek bul.

Taehyung gördüğüm kadarıyla kamarada değildi. Yukarı çıkmış olmalıydı. Bu halimi gördüğünü hayal dahi edemiyordum.

Banyoya girdim ve hemen ılık bir duş alarak vücudumu kendine getirdim.

Şimdi daha iyiydi.

En azından uyarılmış gibi durmuyordu.

Tanrım. Neler oluyor?!

Yukarı çıktığımda teknenin sallantısının bu derece derinden gelmesinin nedeninin kıyıda olmamız olduğunu fark ettim.

Teknenin ucundan çıkan halat kıyıda betona saplanmış bir zincire bağlanmıştı. Taehyung'un bu kadar çabuk adapte olması beni hem aşağılık gibi hissettiriyor hem de endişelendiriyordu.

Ama sonuç olarak bensiz bir şey yapamazdı değil mi?

Sanırım.

Tam düşüncelerimle boğuştuğum sırada başımı yukarı kaldırmamla güneşi geride bırakacak kadar parlak bir gülümsemeyle karşılaştım.

Taehyung, teknenin üst kısmında sırtını cama dayamış, saf bir huzurla şehri izliyordu.

Mutluydu. Bunu görebiliyordum. Bir cehennem meleğinin bu kadar güzel gülümseyebildiğini bilen herkes işleyebileceği en büyük günaha balıklama atlardı.

Neler hissettiğimi ben bile bilmiyordum artık. Daha önce bir karşı cinsime hissetmediğim şeyleri hissediyormuşum hissine kapılmam... Deliriyor muydum? Belki de farklı geldiği için aynı zamanda çekiciydi.

Evet, kesinlikle çekiliyordum.

"Hey!" diye bağırdığımda keyifli surat ifadesi alaycı dudak kıvrımlarıyla şekillendi.

Bakışlarını şehrin gürültüsünden bana çevirdiğinde konuşmaya başladı.

"Zor bir gece olmuş gibiydi." dedi ve bir anlığına bakışları eşofmanıma inip tekrar gözlerime çıktı.

Siktir.

Kıpkırmızı kesilebiliyorsam şu an tam sırasıydı. Ama belli edip onu tatmin etmeyecektim.

"Ne dediğini anlamıyorum." dedim sakince. "Artık göreve başlayıp bir an önce bitirsek mi?" Sabırsızca ağırlığımı diğer ayağıma verdiğimde yaslandığı yerden kendini ileri doğru itti ve yükseklikten atlayarak yanıma indi. Suratında hala o şeytani sırıtış vardı.

"Bugün keyfim yerinde." dedi tekrar şehre doğru bakarak. "Biraz eğlenmek istiyorum."

Kaşlarım çatıldı. "Zamanımızı boşa harcıyoruz. Başmeleklerin yönlendirdiği insanı bulmamız gerekiyor daha. O olmadan paramız da olmaz. Belki senin kadar uyum sağlayamadım ama parasız bu dünyada bir hiç olduğumu biliyorum."

Taehyung sıkılmış gibi gözlerini devirip gülümsedi.

"O insanla beraber eğleniriz o zaman. İster inkar et, ister etme; o ufaklıkla baş edebilmen için biraz eğlenmeye ve rahatlamaya ihtiyacın var, melek çocuk."

Ellerini cebine soktu ve beni olduğum yere çivilenmiş bir halde bırakarak tekneden inip kalabalığa doğru yürümeye başladı.

Yanaklarıma dolan sıcaklık kesinlikle güneşten değildi, dün gece kasıklarımda başlayan zonklamanın doğal olmadığı gibi.

***

Helö madırfakırs!

Bu bölüm tamamiyle geçiş bölümü. Bir şeylere yeni yeni başlıyoruz. ^-^ Upuzun bölümleri hem ben okuldan dolayı yazamıyorum hem de ben yazamıyorsam siz de okurken sıkılmış olmuyorsunuz. Bence gayet adil bir anlaşma wkösneöaö

Her neyse, sizi seviyorum. Yorumlarınıza aşığım♡

Kendinize iyi davranın.♡

devil in him | taekookWhere stories live. Discover now