Bu bir buçuk hafta boyunca, Toprak ile fazlasıyla samimi olmuştuk.. Hatta onların ekiple desek daha doğru olur.. Ömer zaten dünden razıydı bu samimiyete.! Çok çabuk kaynaşmıştık.. İyi de olmuştu aslında..

Kısa sürede evimin önüne geldik. Motosikletten atlayıp kaskı hızla çıkararak Toprak'a uzattım. Dağılan saçlarımı elimle düzelttikten sonra baş selamı verip, eve doğru ilerlemeye başladım..

''Şimdiden kolay gelsin..!'' diyerek arkamdan bağıran Toprak'la olduğum yerde kaldım..

Arkamı döndüğümde, motosikleti çalıştırıp hızla uzaklaştı..

Şimdi sıçmıştım işte.!

Beynimi talan etmeye gelen saçma fikirleri hemen geri gönderdim. Irmak'a ulaşmak için çok zorlu yollardan geçeceğim, şimdiden belli olmuştu.!

..............

''Sence bu nasıl.?''

Aynanın önünde, okul gecesi için seçmiş olduğum kırmızı elbiseye bakıyordum. Fazla cesur bir renkti, kabul..

''Sence, senin fedailer bu kıyafete izin verirler mi.?''

Yatağımda oturan Ece, işaret parmağı ile tepeden aşağı beni gösterdi.. Ve dekoltemin üzerinde durup parmağını iki kere salladı.. Gözlerimi kısıp ona doğru bir adım attım..

''Allah aşkına.! Sen benim arkadaşımsın.! Fedailerimin değil..!'' dediğimde, gür bir kahkaha attı..

''Tamam tamam.. Tabi ki de senin arkadaşınım..'' dedikten sonra, dudakları alayla kıvrıldı..

''Ama dost acı söyler, prenses.!''

Prenses lafını, bastıra bastıra söylemişti.. Ardından gözlerini devirip, arkasına yaslanarak elindeki kitabı okumaya devam etti.

Bazen bu tavırlarını cidden anlamıyordum.. Onun bu haline dalıp gitmişken, cırtlak bir ses oda da yankılandı..

''Kızım..! Muhteşemsin..!''

El çırpmaya başlayan Aysima'ya doğru döndüm. Yüzüme zorlukla bir gülümseme yerleştirdim.

''Ama favori rengin, siyah olmalı..''

Seviyordum bu deli kızı.. Hiç değilse tepkileri samimiydi.. Ama bu gece Toprak'ı ona vereceğimi sanıyorsa, yanılıyor.!

''Siyah elbisem yok ki ama..'' diyerek dudağımı sarkıttım. Tam o sırada açık kapının ardından gelen  ses ile resmen yerimden sıçradım.

''Bu ne hal.! Irmak.!''

Hopss.!

Şimdi yandım işte..

''Çabuk çıkar o saçma elbiseyi üzerinden.!''

''Ama..'' diyerek tekrar dudağımı sarkıttığımda, Demir abimin  birazcık yumuşadığını fark ettim..

Doğru yolda ilerliyordum..

''Moral gecesi için..'' dememe kalmadan, tekrar köpürdü..

''Ne!? Ne dedin sen!? Bir de o kadar erkeğin içinde giyeceksin öyle mi.?''

Hay ben düşük çenemi.!

''Sana bunu düşündüren ne, küçük cadı.?'' dediğinde, sesi sessiz ve bir o kadar ürkütücü çıkmıştı.

Dişlerimle dudaklarımı kemirmeye başladım, elimde olmadan. Hızla bir bahane bulmalıydım.! Gözlerine odaklandım bir an.. Mavinin en koyu rengine bürünmüşlerdi o boncuk gözleri..

AŞKIN YOĞUN HALİWhere stories live. Discover now