2. Kabul ♠

174K 9.6K 2.2K
                                    

Hayatım boyunca her zaman mantıklı ve somut kavramlara önem vermiş biri olarak absürt bir soyutluğun içine düşmüştüm. Ele avuca sığmayan korkum ve kaskatı kesilen bedenim, karşı koymak konusunda bana hiç yardımcı olmuyordu. Önce yaşadı- ğım travmanın beynimi sarsması sonucu bu duruma düştüğümü savunmaya başladım kendime; ama sonra ıslak kirpiklerim usulca aşağı indi. Ağzımı kapatan bir el vardı ve onu parmak boğumlarına kadar hissediyordum fakat göremiyordum.

Elimi kaldırıp dudaklarıma koymak istedim, ancak bunu ya- pacak cesaretin kırıntısı yoktu içimde. Birinin beni merak edip odama girmesini her zamankinden çok istedim.

“Elimi ağzından çekeceğim, bağırmak yok.”

Aklımı yitiriyor olmalıydım! Bilinçaltım bana düşman kesilip, sinsi planlarını üzerimde uyguluyordu kesin; başka bir izahı olamazdı! Gözlerim tekrar tekrar taradı odanın her bir santimi- ni; yoktu işte, lanet olsun ki kimse yoktu. Hemen dibimden ge- len nahif kadın sesini nasıl duyuyordum o zaman? Belki de rüya görüyordum. Evet, odama girdikten sonra uyuyup kalmıştım ve rüya görüyordum.

“Rüya görmüyorsun, bağırmak yok. Anlaştık mı?” Gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırıp, anın verdiği panik ve telaşla hızlı bir şekilde kafamı salladım; deli gibi korkuyordum, öyle ki damarlarımdan kan yerine sıvılaştırılmış korku akıyordu sanki.

“Güzel,” dedi aynı nahif kadın sesi ve dudaklarımdaki parmaklar ağır ağır uzaklaştı. İçgüdüsel olarak hızla kalçamı arkaya doğru kaydırıp sırtımı yatak başlığıyla buluştururken, kendimi korumak için dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına doladım.

“Korkma,” dediğinde yatağın benden beş altı santim ötesi usulca çökmüştü. Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Ara ara nefes almayı unutup iç çekiyordum. Dizlerimin titremeye başladığı- nı fark ettim, kollarımı sıkarak buna engel olmaya çalıştım; hâlâ uzuvlarımın bir kısmını isteğim dâhilinde kullanabiliyordum, ah ne hoş!

“S-sen kimsin?” Kekelediğime şaşırmamakla birlikte konuşa- bildiğime dua ettim. Bakışlarım yatağın çöken kısmına odaklan- mıştı ve gelebilecek her türlü atağa karşı kendimi tetikte tutuyor- dum.

“Adım Alya.” Afalladım. Ne söyleyeceğimi, nasıl davranacağımı bilemedim.

“Alya,” diye tekrar ettim kısık bir sesle. “Seni neden göremi- yorum?” diye sorarken zihnim dudaklarımdan dökülen saçma sözlere hayret etti.

“Beni görmeni istemediğim müddetçe göremezsin.” Sertçe yutkundum. Elim ayağım boşalmıştı.

“Böyle bir şey olamaz!” Sesim istemsizce daha yüksek çıktı. Gelip bana bir tane yapıştırsa karşılık vermeyi bir kenara bırak, nereden geldiğini bile anlamazdım; ama kafa tutuyordum!

“Sakin ol lütfen, bak biliyorum inanması güç ama...”

“Bu bir kamera şakasıysa şimdiden söyleyeyim hiç komik de- ğil!” Korkumu göstermemeye çalışarak bacaklarımı yataktan sar- kıtıp ayağa kalktım. Gözüm kapıdaydı. Seri bir şekilde kaçacak gücü arıyordum kendimde.

“Kaçma planları yapma Hare, sana zarar vermeyeceğim.”

Yükselen yatak çarşafından ayağa kalktığını anladım, Tanrım! Kafayı yemek üzereydim, sesi gittikçe yaklaşıyordu.

“Her neredeysen dur, sakın bana yaklaşma!” Elimi önüme siper edip birkaç adım geri gittim. Tam o sırada yaklaşık bir metre ötemde bir şeyler olmaya başladı. Yerden havaya yükselmeye baş- layan buhar gittikçe çoğaldı. Beyaz bir toz bulutu dönerek artıyordu. Telaşla odanın en ucuna gidip dizlerimin üstüne çöktüm. O kadar hızlı dönüyordu ve döndükçe öylesine aydınlanıyordu ki kamaşan gözlerimi ellerimle kapattım.

HİS 🔥 +18Where stories live. Discover now