9.Bölüm~JESSİCA VE AİLESİ

Start bij het begin
                                    

En sonunda Deanna bizi savunan bir konuşma yaptı. Ardından Rick ve Michonne'a polis olmayı önerdi. Rick de kabul etti. Ardından Jessica ile birlikte eve döndük.

Akşam olduğunda Rick polis üniforması ile aşağıya indi. Hepimiz aynı evdeydik. Ben koltukta Sasha ile oturuyordum. Çok geçmeden uyuduk zaten.

Sabah uyandığımda güneş daha yeni doğuyordu. Üzerime bir gömlek geçirip okumu ve yayımı alıp kafa dağıtmak için dışarı çıkmak istiyordum. Kapıyı açması için Olivia'nın yanına gittim. Çoktan uyanmıştı.
"Uyandırmadım umarım. Kapıyı açma ihtimalini soracaktım."
"Uyandırmadın Sasha sabah erkenden çıktı zaten."
"Neden?"
"Avlanacakmış. Birde yanında çerçeve tarzında şeyler gördüm. Galiba aynı zamanda atış yapıncak. Ayrıca üzgünüm ama Rick'in talimatı olmadan sana kapıyı açamam."
"Hadi ama Olivia. Domuz bacağı istemiyor musun yoksa?" diyince Olivia'nın ışıklarının yandığına emindim.
"Tamam. Ama geç kalmayacaksın."
Dolaptan bana bir silah verdi.
"Her ne olur olmaz"
"Teşekkürler" dedim ve Olivia benim için kapıyı açtığında sırtımdaki yayımı elime alıp yola koyuldum.

Sasha'nın neden çerçeve şeysilerinden aldığını çözememiştim. Zaten atış yapabiliyordu. Çok tuhafıma giden bu olayı daha fazla kurcalamamaya çalışıp, önüme gelen aylağı bıçağımla indirdim.

Bir domuz yakaladığım için mutluydum. Kendisi biraz yaşlı olsa da Olivia sevinecekti.

Domuzu Olivia'ya bıraktığımda bana bir davetten bahsetmişti. Sanırım yemek bizim için düzenlendiğinden gitmem gerekiyordu.

Akşam olduğunda üzerime değişik kumaştan bir beyaz gömlek ve altıma siyah kot giydim. Çevremdekilere göre sade bir kombin gibi görünse de uzun zamandır ilk kez böyle bir kıyafet giydiğim için tuhaf hissediyordum.

Carol elindeki kurabiye sepetiyle kapıyı çaldı. İçeri girer girmez Deanna bizi karşıladı. Carl'la bana
"Selam çocuklar" dedikten sonra Rick'in kucağındaki Judith ile oynayarak konuşuyordu. Sonra
"Hadi içeri gelin" dediğinde Rick Judith'i bana verdi ve beraber içeriye geçtik.

Etrafta bir sürü insan vardı. Ben kucağımda Judith ile beraber koltukta oturuyordum. Carl'da Carol'un peşine takılmıştı. Bir süre sonra içeriye Ron ve ailesi girdi. Yanında duran babaları çok ilginç birine benziyordu. Ona karşı pek iyi şeyler hissetmemiştim.

Ron bir süre etrafa bakındı. Beni görünce yanıma geldi. Ben hala Judith'i dizlerimde tutuyordum. Yanıma oturdu.
"Selam"
"Selam"
"Dün galiba fazla yüklendik. Kusura bakma"
"Hayır önemli değil."
"Bir ara takılmak istersen genelde orta alanda olurum."
"Fırsat bulursam gelirim"

Ron ile konuşurken gülümsediğimi farkettim ve Carl'ı gördüm. Uzaktan bizi izliyordu. Ona baktığımı görünce yanına gelen Mikey ile konuşmaya başladı. Ardından Ron
"Yanlarına gitsem iyi olacak. Eşlik etmek ister misin?"
"Gerek yok. Siz takılın" dedim ve 3'ü beraber konuşmaya başladılar.

Judith ile berber yemeğimizi yedikten sonra Jessica yanıma gelip Judith'i istedi. Bende seve seve verdim. Sonra bana Rick'in yanında olacağını söyledi. Bende tamam dedim ve elinde bardak olan Rick'e doğru yöneldi.

Bende en sonunda kıçımı bütün gün oturduğum koltuktan kaldırıp etrafta gezindim. Pencereye bakıp çevreyi izledim. Camdan Rick ile Jessi'nin yansımasını gördüm. Onlara baktığımda Rick bir anda Jessi'nin yanağından öpmüştü.

Tamam, bu olaylar doğal şeyler fakat Jessica evliydi. Daha olayın şokunu atlatamadan direkten salona geçtim. Dorothy her zamanki gibi Abraham ile içiyordu. Yanına gelip
"Bu kadar içmen doğru mu sence?" dedim.
Yarı sarhoş halde
"Dünya nın sonu gelmesine rağmen birayı bırakacağımı sanmıyorum."
"Şu varlık için 2 taşağımı da veririm" diye destekledi Abraham.

THE WALKİNG DEAD Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu