Paspartü( Part 1 )

5.9K 506 121
                                    

Canlarım ve Hunicanlarım;

Herkese kocaman merhabalar kokulu öpücükler gönderiyorum. Tedavim hala devam ediyor ve patoloji sonucum hala gelmedi. Geldiğimiz son durumu özet geçmem gerekirse;

Beynimde doğumsal varyasyonlar, kalbimde doğduğumda kapanması gereken ama kapanmayan bir delik, kanımda kalıtsal trombofili ( kanın olması gerekenden daha hızlı pıhtılaşması) sağ böbreğimde büyüme, tiroit bezlerimde çok sayıda kist, lenf bezlerimde ise patolojik boyutlarda kitleler son olarak rahmimde de kist ve kitleler mevcut. Buradan çıkaracağımız sonuç; Beni yapmışlar ama olmamışım. Adeta dalından koparılmış ham meyve tadındayım...

Çok şükür ki ameliyatın etkileri kolumdan tamamen yok olmuş durumda ancak bir tıp fakültesi hastanesi hastası olarak denek yerine kullanılan kobay faresi modunda takılı kaldığım için genelde çok  yorgun oluyor sizlere vakit ayıramıyorum maalesef. Görüntü itibarı ile de Ekim ayının ortasına kadar bu koşuşturma devam edecek gibi gözüküyor. 

Lafı çok uzattığımı biliyorum ama bu arada sizlere vermem gereken bir haberim daha var. 

Beklenen vakit geldi hunicanlarım! Cebimdeki Gözyaşları Kasım ayında raflardaki yerini alıyor sonunda. Eğer önümdeki süreçte tedavilerim olumlu şekilde ilerlerse de ilk imzamız yine İstanbul Tüyap Kitap fuarında olacak ve can kardeşlerim Onur Baytan, Anıl Can, Mehmet Kılınç da benimle birlikte sizleri kucaklamak için hazır ve de nazır olacaklar. Ayrıca programları tutturabilirsek eğer Hikayemizin baş kahramanları Azad ( Göksel Kayahan) ve Ada ( Livia Çelebi ) de bizlerle birlikte olacaklar.

Bana bu kadar tahammül ettiğiniz için hepinize sonsuz teşekkürler.

İyi ki varsınız, çok seviliyorsunuz...

Oturduğum sandalyeden kalktığımda peşimden Anıl'da ayaklanmış ama ben ona elimle oturmasını işaret etmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oturduğum sandalyeden kalktığımda peşimden Anıl'da ayaklanmış ama ben ona elimle oturmasını işaret etmiştim. Usul adımlarla hedefime doğru ilerlerken; '' Merak etme! Tek başıma onun hakkından gelirim ben! '' diye bir de ukalalık etmiştim. Ben gözlerimi öküze, öküz ise bana dikmişti. Nihayet karşı karşıya geldiğimizde ellerimi belime koymuş, burnumu havaya doğru kaldırmış, bayan çok bilmiş modunda çemkirme faslına başlamıştım.

'' Sende hiç utanma da mı yok? Ne yüzsüz çıktın sen yahu? Düş yakamdan artık tamam mı! ''

'' Cevap veremiyorsun değil mi? Ne oldu? Sesin bir yerine mi kaçtı ha! ''

Ağzıma geleni sayıyordum ama o susuyordu. Benim bildiğim öküzlerin efendisi bu kadar bağırmaya beni yerden yere çarpardı ama dut yemiş bülbül style sesi soluğu çıkmıyordu. Biraz daha sınırları zorlayabilirdim sanırım.

'' Bana bak bana! Rahat bırak beni. Ne oldu? Hazal'a olan aşkın mı depreşti? Bas git Azad! Bu kuşun eti sana haram artık! ''

Öküzlerin efendisi dudaklarını aralayınca istemsizce sağ yumruğumu; '' Koyduk mu? '' dercesine havaya kaldırmıştım. Duyduğum şeyle kolum havada asılı kalmıştı adeta...

AKLI DIŞARIDA  '' Bir Lise Komedisi ''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin