"Acı Dolu Bekleyiş"

624 25 11
                                    

Arkadaslar gecen bolum kisaydi biliyorum fakat bu bolumle birlikte part bir part iki yapmak istedim. Bu bolum daha cabuk gelmesi icin yaptim. Ayrica kitap kapak tasarimi ozgeknl ya aittir. Ellerine saglik can kuzen♥♥ Multimedya da ona aittir.

Bolum yorumlarinizi bekliyorum. Iyi okumalar asklar♥♥

****

"Hastanın ömrü sadece birkaç saatliğine olur!" Dedikten yaklaşık on saniye sonra yakasına yapıştım ve delicesine sarsmaya başladım.

"Ne demek lan birkaç saatliğine olur! Ne demek! Yaşatacaksın onu! Yaşatacaksın!" Yanımdaki kız kolumdan tutup beni kendine çekmeye çalıştı. Fakat yapamadı. Birden aramıza girdiğinde beni biraz olsun ittirdi.

"Sakin olur musun? Lütfen! Böyle yaparsan Toprak değil birkaç saat bir dakika bile yaşayamayacak!" Dediğinde gerileyip arkasına dönen doktora bağırdım.

"Eğer Toprak ölürse, sana bu dünyayı dar ederim!" Dediğimde ameliyathanenin içine girdi. Kaşlarını çatmış olan kız elini saçlarından geçirdi.

"Sakin ol. Tamam mı? Böyle yapma. Ben sevdiğimi böyle kaybettim! Hırçınlanıp etrafındakileri kırıp dökme!" Dediğinde oflayıp arkamı döndüm. Duvara yaslanıp aşağıya doğru kaydım. Yere oturduğumda kızda gelip yanıma oturdu. Ellerimi başımda tuttup derin nefesler almaya başladım. Nakili nereden bulacaktım? Bulamazsam ne yapacaktım? Ölmesine göz yumamazdım. Gerekirse ben naklederdim damarı. Ben..ben ölürsem ancak damar nakli gerçekleşebilirdi. Ben..ölürsem.

Yanımdaki kız elini omzuma koyup teselli edercesine vurduğunda yüzümü ona döndüm. Kaşlarımı çatıp ona baktım. Ve ona sormam gerekeni sordum.

"Kağan diye birini tanıyor musun?" Dediğimde o da kaşlarını çatıp bana baktı. Bir süre sonra:

"Hayır" dedi kafasını emin olarak salladı. Gözlerinde hiç kuşku yoktu. Gözlerini gözlerimden hiç ayırmamıştı. Bu beni rahatlatıyordu.

"Peki adın ne? Artık sorma vakti geldi sanırım" dediğinde "Rüzgar" dedim sesimde hiçbir duygu yoktu.

"Senin?"

"Selin" dedi ve kafasını benim gibi duvara dayadı. Bir süre sonra en çok korktuğum o soruyu sordum:

"Ya nakil olmazsa?" Dedim ve hiç hareket etmedik. Biraz fazla bekledi ancak cevap verdi.

"Bulunacak" dedi ve uykuya daldı. Bende beklemeye koyuldum. Kendimi öldürsem? Bu Toprak için iyi olmayacaktı. Ayrıca Selin gitmeme asla izin vermezdi.

Doktor ameliyathanenin kapısından çıktığında hemen karşısına dikildim.

"Doktor durumu nasıl?" Dediğimde yüzünü astı. Hiç cevap vermeyince sorumu yineledim.

"Doktor durumu nasıl!?" Ellerini ceplerine koyup ofladı ve konuştu:

"Rüzgar Bey..yani bu nasıl söylenir bilemem ama.." derken sözünü kestim.

"Ne nasıl söylenir? Doktor cevap versene!" Diye bağırdığımda Selin uyanıp hemen yanıma geldi.

"Bakın sakin olun..Toprak Hanım..şuan zor anlar geçiriyor. Ve.. belkide akşamı zor görecek." Dedi ve ameliyathaneye geri döndü.

"Se..sselin duyuyor musun? Toprak için nakil bulunamamış." Dediğimde beynimdeki tüm kıvılcımlar çalışma görevini bitirmiş gibi beynim çınlıyordu.

"Akşamı zor görecek!"
"Akşamı zor görecek!"

"Rüzgar tamam şimdi sakin olma zamanı tamam mı! Toprak'ın buna ihtiyacı var!" Dedi ve yere oturdu. Ben kasvetli koridorda sürekli dolanıyordum. Kafayı yiyecektim. Delireceğim. Ben sevdiğimi, Dünya'ya tutunma sebebimi bu kadar kolay kaybedemezdim! Tüm düşünceler beynimi yiyiyordu. Kafamı duvara vurmaya başladıktan on saniye sonra koşan bir ayak sesleri duydum. Ses daha da yakınlara geldi ve "Rüzgar!" Diye bağıran bir Ebru'yu gördüm. Hızla yanıma gelip bana sarıldığında bedeni tir tir titriyordu. Burak tam önümüzde duruyordu ve çökmüş görünüyordu. Ebru benden ayrıldığında Burak yanıma gelip elini omzuma koydu.

PSİKOPAT BAKICIM #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin