5 | Yabancı

12.5K 1.3K 325
                                    

Merhabalar efendim! Nasılız bakalım?

Vallahi ben sıcaktan patladığım, iş güç çocuk ev derken koşturmaca arasında kendimi kaybettiğim günler yaşıyorum. Bu arada kitap okumaktan ve yazmaktan da vazgeçemediğim için keşke günler 48 saat olsaydı duasına çıktığım da doğrudur. :)

Multimedya'daki şarkı bölümü yazarken bana inanılmaz ilham verdi. Seni seviyoruz Shawn Mendes. 😌

Bütün gün bölüm yazdım ve anca bitti. Lütfen güzellerim oy ve yorumu unutmuyoruz. 🙏İnanın şu yoğun ötesi hayatımda sizlerle birlikte olmak için büyük çaba harcıyorum. Tüm Pazar'ımı bölüme harcadığımı söylersem yalan olmaz. Hepinizi öpüyor ve gözlerinizden kalp fışkıracak bir bölümle baş başa bırakıyorum. 😍 (dipnot: bölümü hiç okuyamadım, hatalarım varsa affola. )

Hadi çok çılgın hayatımı takip edin, 😝 instagram: t.y.mazer

***

           

Sabahın serin havasını burnuma doldurarak derin bir soluk aldım. Nur koluma yaslanmış ayakta olmasına rağmen biraz daha uyuyabilmenin derdindeydi. Yaklaşık kırk kişilik bir grup şeklinde bizi ormana götürecek aracın gelmesini bekliyorduk. Saatin 5.45 olduğundan bahsetmiyordum bile. Herkes mahmur gözlerle otobüste uyuyabilmek için beklerken ben başka bir arayışla etrafıma bakınıyordum.

İçinde bulunduğum kalabalığın içinde Manno yoktu.

Benim gibi uykudan arınmış gözlerle yanıma gelen Tuğçe yanaklarımdan öperek gülümsedi.

"Günaydın kızlar!"

"Günaydın" diye mırıldandım aynı neşeyi taşımayarak. Nur cevap bile vermedi.

"Manno" dedi ilgiyle ardından hatasını düzeltmek ister gibi cümleye yeniden başladı. "Ermanno gelmeyecek mi?"

Gözlerindeki pırıltıyı karşısında yüzümü buruşturmak istedim. "Bilmiyorum Tuğçe" dedim ilgisizce.

"Ah, aranız mı açıldı yoksa?" dedi sahte bir üzüntüyle.

Ağzımı açtım ama ne diyeceğimi bilmiyordum. Nur birden uyanarak adeta tısladı.

"Başka işin yok mu Tuğçe, zengin ve yakışıklı erkek avına sabahın altısında mı başladın?"

Tuğçe kızardı.

"Ne alakası var canım, arkadaşımız yabancılık çekmesin diye ilgileniyorum."

"Tuğçecim" diye uyardı Nur. "Seni çok severiz ama biraz kendini tutsan diyorum."

"Her neyse" dedi Tuğçe konuyu kapatmak ister gibi "Hande ve Ayla yok mu?"

"Yok" diye cevapladım. "Bu hafta aileleriyle plan yaptılar."

"Tamam" dedi Tuğçe. "Ben Bora'ların yanına geçiyorum." Sonra aklına yeni gelen bir şeyin aydınlığıyla bana döndü.

"Enes de geliyormuş, biliyorsun değil mi?"

Bilmiyordum. Hatta Tuğçe'nin ağzından çıkan sözleri duyduğum anda, bembeyaz bir suratla kalakaldığıma emindim.

"Döndüğünden haberim yoktu." dedim kırık sesimle.

"Dün kütüphanede karşılaştık" diye devam etti Tuğçe. Enes yaz boyunce özel bir bursla Londra'da bir üniversitede stajyerlik hakkı kazanmıştı. Roma'ya gidip geldikten sonra öğrenmiş o saatten sonra da fazla umursamamıştım. Giderken bana uzun ve beni çok özleyeceğini belirten bir mesaj atmış olsa da, tepkim kısa bir gülümsenin ötesine geçememişti.

Son Yıldız Sönene Kadar (İtalyan Ateşi)Where stories live. Discover now