LoW 33

1.8K 167 22
                                    


Başlangıç noktasına gelip askerlerin arasında duran Sa A tüm eğitim boyunca gördüğü performanstan memnundu. Son üçlü de gittikten sonra yanında duran Matkap'a baktı. "Sen tek mi kaldın?"

Genç asker başını sallayıp "Tek kaldım Komutanım" derken bir yandan da sırasını kaçırmamak için arkadaşlarının ne kadar ilerlediğini kontrol ediyordu.

"Yalnız canın sıkılır," Sa A elindeki kronometreyi yakındaki bir astına uzatıp kamuflaj montunun düğmelerini açmaya başladı. "Sana eşlik edeyim"

Matkap, bir yandan kocaman olmuş gözlerle üstünü çıkaran Komutan'ına bakıp diğer yandan fazla sırıtmamaya dikkat ederek "Olur Komutanım" demişti. Sa A, siyah montun içine giydiği siyah boğazlı badiyle kalmıştı. Siyah pantolonun palaskasını iki eliyle tutup belinin biraz üstüne kaldırdıktan sonra kepini de çıkarıp kronometreyi verdiği kişiye uzattı. Artık başlama zamanı yaklaşmıştı.

Matkap'ın kısa kollu siyah badisi kaslı kolları ve göğsünü sıkarken başlangıç noktasında Sa A'nın yanında duruşu onu çok iri göstermişti. Her ne kadar yeterli kas seviyesine sahip olsa da bir kadının narin vücuduna sahip olan Kim Sa A, dışarıdan fiziksel olarak dezavantajlı görünüyordu. Buna rağmen kendini hiç de küçük görmüyordu. Zaten birimin en becerikli askerlerinden birine meydan okuması da bu yüzdendi. Badisinin kollarını dirseklerine kadar çekti. Sonra bitiş noktasında bekleyen askerleri gözleriyle işaret edip, "Bana yenilirsen dillerine düşersin haberin olsun."

Sa A ciddi bir tehdit savurmuştu ancak Matkap rahattı. "Bir şey olmaz Komutanım" dedi sırıtarak.

"Kendine o kadar güveniyorsun yani?" Genç kadın bir an 'dışarıdan o kadar mı zayıf görünüyorum' diye şüpheye düşmüştü.

Matkap güldü. "Güveniyorum tabi de... Mesele o değil: Tüm karargah, gülüşü Suzy'den güzel Komutanımızın ne kadar zorlu bir rakip olabileceğinin farkında. Yenilirsem dalga geçmeyeceklerdir" diye açıklama yaptı.

Kim Sa A bu sözler üstüne gülüp elini saçlarından geçirdi. Tam Matkap'la birlikte başlangıç pozisyonunu almışlardı ki parkura girmeleri gerektiğini gösteren düdük çaldı. İkisi de ok gibi fırlamıştı. Önce örümcek tırmanışı gerektiren ağa attılar kendilerini, o biter bitmez yirmi metre düz koşu ve hemen ardından gelen virajla birlikte denge tahtası vardı. Düz tahtadaki koşularına da denge problemi yaşamadan devam eden ikili, tahtanın hemen sonunda kırılmayı bekleyen engeller için planlarını yapmaya başlamışlardı bile.

Onlar yarışmaya başlamadan hemen önce alana giren KangTa ve WooHyun ise dikkatle parkurdakilere odaklanmıştı. KangTa için gördükleri sürpriz değildi ama Lee WooHyun için Kim Sa A'yı askerler içinde, hem de koşuşturma içinde görmek büyük bir şok olmuştu. Parkura doğru attıkları her bir adım ve onu uzaktan bile olsa tanımasını sağlayan kısa saçları bu şoku geçirmek yerine arttırıyordu. Sa A'nın denge koşusu biter bitmez önüne çıkan üç engele attığı tekmeler yüzünde uçuşan saçları ve yere iner inmez dibine geldiği tahta barikata attığı yumrukla kendine zaman kaybetmeden ilerleyecek yol açmış olması WooHyun'la birlikte diğer askerlere de şiir gibi gelmişti.

 Sa A'nın denge koşusu biter bitmez önüne çıkan üç engele attığı tekmeler yüzünde uçuşan saçları ve yere iner inmez dibine geldiği tahta barikata attığı yumrukla kendine zaman kaybetmeden ilerleyecek yol açmış olması WooHyun'la birlikte diğer aske...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Savaşın LordlarıWhere stories live. Discover now