♣ Bölüm 12

241 14 19
                                    

   Uzun süre sonra ilk kez kısa bir bölümle karşınızdayım. Hafif geçiş bölümü gibi oldu ama böyle bir şey gerekliydi, ne yapayım. Lazım olacak hep bunlar :)



   "" işaretli Alp'in ağzından olan bölüm:


Şubat 2012

   Odama kesik kesik giren güneş ışınlarına aldırmaksızın uykumu sürdürüyorken, annemin kapının arkasından dahi fark edilebilir gür sesi, yeni bir güne sayfa açmamı sağladı. Gözlerimi ovuşturarak odadan çıktım. Annemin koridordaki ince boy aynasında üzerini düzelttiği bir manzara ile karşılaştım. Yarı uykulu gözlerim tam seçememekle beraber, genellikle resmi günlerde giydiği siyah ceketini ve takımı dar siyah eteğini giydiğini zannediyorum. Bunu giydiğinde uzaktan iş kadınıyım diye bağırıyordu. İpek gibi olan kızıl saçlarını da sabah erken kalkıp düzleştirmişe benziyor. Ayaklarım, gözlerim kapalı beni lavaboya çağırıyordu. Bu nazik daveti kabul ettim. Çıktığımda ve koyu gözlerim tam olarak açıldığında annem kapıdan çıkmaya hazır bir şekilde önümde dikilmişti. Elinde mavi bir dosya... Bankada önemli bir gün olmalı. "Ben çıkıyorum. Elif'i uyandır ve kahvaltınızı sıkı edin." Yanağıma bir buse kondurdu. Elindeki tatlı ikazlar bitince asıl söylemek istediği konuya geldi. Bu küçük öpücük ise, söyleyeceği şeye hemen tepki vermemem için kredi gibi bir şeydi. "Ve artık senden sorun istemiyorum Alp." Bu alttan alttan mesajlar içeren keskin kokulu bir uyarıydı. Yine de anlamaza yatacaktım. Belki de yaptığım en iyi şey. "Neden bahsediyorsun?"





   "Kiminle arkadaşlık edeceğine kiminle edemeyeceğine bugüne kadar karışmadım. Ama eğer bu sorunlar devam ederse karışacağım. Zaten bütün bunların niçin, kimin yüzünden yaşandığı açık değil mi?" İçime nefesi çekebildiğim kadar çektim. Annemin yanından geçip mutfağa doğru giderken bir anda hepsini verdim. Bu konuşmadan ve gittiği yerden hoşlanmadığımla ilgili bir söylemedim ancak bu şekil anlatabilirdim. Benim mesajım da gitmesi gereken yere ulaştı. Daha fazla bir şey eklemedi. Kulpu sorunlu buzdolabımızın kapağını açtığımda, çelik dış kapının kapanma sesini duydum. Proteinli bir gün olması için iki rafadan yumurta çıkardım. Ne de olsa gün daha yeni başlıyor!





   Okula hazırlanma evresindeyken telefonuma bildirim sesi geldi.





   Metin: Günaydın Okul öncesi bir karşılama serenadına benzemiyordu. Altından ne çıkacağını bekledim. İkinci mesajda ana konu bizi bekliyordu.





   Metin: Bugün okulu kırıp bir şeyler mi yapsak? Metin'in mesajının ardından üçüncü kez bildirim sesi geldi.





   Yeşim: Hiç fena fikir değil aslında biliyor musun? Bu whatsapp ve grup mesajı olayına bir türlü alışamadım. Başta Metin'in kendi sorusunu yine kendisinin cevapladığını zannettim.



   Annem daha bu sabah normalde hiç yapmadığı bir şeyi yapmış, beni bu ikisi konusunda uyarmıştı. Biz de malum başımızı belaya sokmadan eve dönemiyoruz. Fakat yaramazlık her zaman insanın aklını çeliyor işte.





   Ben: Nerede, ne zaman? Hemen değişen duruma adapte oldum.





    Metin: Adalar yapalım diyorum, siz ne diyorsunuz? İstanbul sokaklarına açtığımız kargaşa bitti şimdi de işi büyütmeye karar verdik, harika!





    Yeşim: Olur :) Yeşimden gülen yüzlü bir onaylama gelince benim itiraz etmem mümkün mü ki?





    Ben: Tamamdır, okul sokağının başında buluşalım mı?





Ben AnlarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin