🌠22.Bölüm🌠

274 46 182
                                    

İyi okumalar umarım
Beğenirsiniz. Yorum ve vote yi eksik etmeyiniz.😍

Bu gördüğüm manzara bana acı vermişti. Kalbim durmuştu. Göz yaşlarım benden habersiz gizleniyorlardı. Bedenim uyuşmuş ve etkisiz hale gelmişti. Kaan, Hazal'ın yanında ve onun elini tutuyordu. Gözlerim Hazal'a kaymıştı. Yüzünde anlamsız bir tebessüm vardı. O tebessümü çözemiyordum. Şimdi daha iyi anlamıştım. Onun kalbinde ve hayatında bana yer yoktu. Hic bir zaman olmayacaktı da , oysa ben buraya onu sevdiğimi , ona olan duygularımı anlatmaya gelmiştim.

Belki de bu yaptığım , yani onu sevmem yanlıştı. Defalarca kendimi sorguladım. Seviyordum işte, hem de çok. Aklımdan çıkartabilirdim ama bu yaralı kalbimden asla. Asla çıkartamazdım. Biliyordum , Hazal'ın dünyası benimkinden daha farklı. Biz ayrı dünyaların insanıydık. Bunu her şey belli ediyordu.

Koşar adımlarla hastaneden çıktım. O , manzara ya daha fazla dayanamazdım. Sevdiğim kız, hayal kurmama neden olan kız başkasına gülımsüyordu. Bunu, hangi insan kaldırabilirdi ki? Hiç kimse. Belki de şu an ölmeliydim. Bugün ve yarınlarım bitmeliydi artık. Ne duruyirdum ki hayatta? Niye hala yaşıyordum? Neden? Bir sebebim yok ki yaşamak için.

Arabama binip, bana huzur veren , her sinirlendiğimde gittiğim dağ evine doğru sürmeye başladım. Orası benim en gizli ve bana huzur veren yerdi. Belki ileri de Hazal'la birlikte buraya beraber geliriz diye hayal kurmuştum. Evet, bunun hayalini bile kurmuştum. Ama , hepsi boşaymış. Şimdi o başkasına gülüp, başkasına ağlıyor. Benim , varlığımdan bile haberdar değil. En çokta canımı yakan bana değil , başkasına gülüyordu. Sus be kalbim biliyorum senin de canın yanıyor ama ne olur daha fazla gelme üstüme. Yanıyordu canım hem çok acıyor hem de çok yanıyordu.

Yol çok sessiz di , uzun yolun ardından Dağ Ev'ime gelmiştim. Arabamı park edip, uzun zamandır gelmediğim ama bana huzur veren Dağ Evi'nin kapısını açtım. İçerisi topluydu. Anahtarları koltuğa atıp, balkona çıktım. Balkonun demirlerinden tuttum. Gözlerimi kapatıp, derin nefes aldım. Fakat gözlerimi kapatmamla açmak bir olmuştu. Gözümü kapattığım an i manzara gözümün önüne geliyordu. Ne kadar acı vericiydi.

Vazgeçmek istiyordum. Hazal'ı sevmekten. Onunla hayal kurmaktan. Ama olmuyor işte. Bir türlü vazgeçemiyorum. Onu sevmek bana sadece acı veriyordu başka hiç bir şey değil. Peki vazgeçmessem bu acıya dayanabilecek miyim? Buna gücüm yeter miydi? Kafam çok karışıktı. Hazal, Kaan'ı seviyor mu , sevmiyor mu? Bilmiyordum. Ama, ona karşı bir şeyler hissettiğinden emindim. Belli yanılıyorumdur. Belki Kaan'ı hiç sevmiyordur. Gerçeği bir an önce öğrenmek istiyordum. Buna ihtiyacım vardı.

Gerçeği öğrendiğimde ya canım yanacak tı ya da kalbimin yanı dolacaktı. Balkondan ayrılıp, odama çıktım. Biraz uyumaya ihtiyacım vardı. Uyumaya bile korkar olmuştum. Uyuduğum zaman o sahne canlanacaktı gözlerimin önünde. Ama ihtiyacım vardı uykuya. Yatağıma uzandım ve uykunun huzur verici kollarına teslim ettim kendimi.

********************

Kalktığım da saat 20:30'du. Telefonuma baktım. 12 cevapsız arama vardı. Hepsi de annem dendi. Kadın merak etti tabi. Haber hile vermemiştim. Mesaj bölümüne girip, kısa bir mesaj attım ve telefonu kapattım. Biraz yanlız kalmaya ihtiyacım vardı. Kendime gelmek için duşa girdim. Ilık bir duş her zaman iyi gelirdi. Kısa bir duşun ardından banyodan çıktım. Üzerime kendimi rahat hissedeceğim şeyler giydim. Mutfağa doğru yol aldım. Mutfağa geldiğimde yüzüm buruşmuştu. Canım hic bir şey istemiyordu. Aşk işte insanı yakıp kavuruyor. Belki de biz bu ateş de bile bile yanıyorduk. önce den hiç ağlamazdım, üzülmez , kırılmazdım. Hiçbir şeyi umursamazdım. Gülerdim, ama ne olursa olsun ağlamazdım. Ağlayan insanları güçsüz görürdüm ama şimdi yanıldığımı bir kez daha anladım.

GÖKYÜZÜ VE YILDIZ  (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin