15.BÖLÜM -DÖVÜŞ-

903 54 7
                                    

Merhaba :D Bu bölümün tadını çıkarın çünkü Ramazan boyunca başka bir bölüm yayınlayabilir miyim bilmiyorum. Üzgünüm :( Ama cidden aç kafayla ne ilham geliyor ne de heves. Ama yine de bölüm yazmaya çalışacağım. Yayınlayamayacağım kesin değil. 

Buyrunuz yeni bölüm :D  Sizi seviyorum :*

...

Elleri yüzümü kaplayan kişiyi deli gibi merak ediyor ve bir taraftan da korkuyu içimden atamıyordum. Her yer bir anda siyaha bulanmış ve görüşüm kör olmuştu.

Parmaklarının soğukluğu yüzümü ele geçirirken kalbim göğüs kafesimi parçalayacakmış gibi atıyordu, düşünemiyordum. Kim olabilirdi ki?

En sonunda tok sesiyle konuşmaya başladı.

''Güneş... Güneş... Güneş. Şu an beni deliler gibi merak ediyorsun. Bunu hissediyorum.'' dedi sesi tanıdık geliyordu ama korku her şeyden baskın geldiği için kim olduğunu hala anlayamamıştım.

''Kimsin se..."

''Konuşma! Sadece dinle!'' diye bağırdı. Öfkesini her zerremde hissediyordum. Neye öfkelenmişti? Onu ben mi öfkelendirmiştim?

"Hiç evini kontrol etmiyorsun. Teras kapısı açık mı, değil mi?'' dedi. Teras kapısı! Genelde evdeyken hep açık bırakırdım. Ama bugünden sonra fikrimi değiştireceğime eminim.

Bugünden sonrası olursa.

''Seni küçük sürtük. Sadece seni istedim. Sadece senin sevgini istedim. Senin yaptığın şey ise beni reddetmekti. Ben reddedilmem! Reddedilemem!'' dedi, elleri hala suratımdaydı.

Nasıl bir ego yığınıydı bu çocuk? Zihnimin en köşesine attığım kötü anılarımı yoklamaya çalıştım ama hiçbiri aklıma gelmiyor, benden kaçıyorlardı. Beynim, en yüksek raflardaki kitapları karıştırıyor ama umutsuzca geri kapatıyordu. Hiçbir şey bulamıyordu.

''Aras olmasaydı o gün istediğimi alacak ve seni kendime bağlayacaktım.'' dediğinden aklım anında gerekli dosyaları bulmuş gibi aydınlandı.

Şu an eli yüzümü kaplayan kişi...

Emre'ydi.

Şaşkınlık tüm bedenimi ele geçirirken onun bu halimden zevk aldığını hissediyordum.

''Sen…''

''Sözümü kesme!'' diye tısladı ve ellerini yüzümden çekti. Hışımla koltuktan kalktım ve arkamı döndüm.

O kahverengi gözleri koyulaşmış ve benden bir şey alacakmış gibi bakıyordu. Bu bakışı beni korkutuyordu. Beynim bana emir veriyordu. Kaç!

''Evet benim. Emre. Bir zamanlar hoşlandığın çocuk.'' 

''Senden asla hoşlanmadım!'' 

''Yalan atamıyorsun.'' dedi ve dudaklarını yalayıp devam etti. ''Senden istediğimi almaya geldim.''

''Ne?'' ağzımdan çıkan bu iki harf öyle bir tonlamayla dökülmüştü ki ben bile sesimin bana ait olduğundan şüphelenmiştim.

''Duydun güzelim. Senin evinde. Tam burada istediğimi alacağım.'' dedi ve üzerime yürümeye başladı. İçimde yavaşça kök tutmaya başlayan korku güçlenmiş ve eskisinden daha hızlı yayılmaya başlamıştı.

''Annemler…''

‘’Bilmediğimi mi sanıyorsun? Şu an ailemle beraber iş toplantısındalar.'' dedi.

Bunların hepsini planlamıştı. Planını uygulamaya annemlerin iş toplantısından başlamıştı ve şu an planın son aşamasındaydık:

Ben.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin