Bölüm 9*Aşk Kokan Dudaklar

24 5 2
                                    

Selaaam. Ben geldim, oy verirseniz sevinirim...

İyi okumalar. :-*

----

"Mercan," dedi. "Ben hala seni seviyorum."

"Neden benzetemedim acaba?" diye homurdandım. Tam o sırada yanımıza gelen siyah saçlı şahsiyet, olaya el koymaya çalışdı.

"Ne oluyor lan?" dedi. Gözü ile aramızda mekik dokuyordu.

"Sen..." dedi Emir. "...Mercan'ın nesi oluyorsun acaba?"

"Bir önemi var mı?"

"Yok," dedi. Özgüven tavan.

"Sonuçta bundan sonra benim."

"Abla," diyerek araya girdi Merve. Ona döndüm.

"Emir abi ile aranızda olanları en iyi ben biliyorum. Onun ile biz konuşuruz," dedikten sonra Emir'e gözlerini belerte belerte baktı. Pislikler. İyi anlaşıyorlardı.

"Ama şimdi sırası değil. O yüzden... Emir sen Berke Can abi ile ne yapacaksan yap, biz de eve gidicez."

"Tamam," dedi. Bana kısa bir bakış atmakla yetindi. "Abla, gel biz de gidelim."

*

"Anlamıyorum, o adam kim? Neden Mercan ile konuşmakta ısrar ediyor? Herkesi nereden tanıyor?"

Mete odada volta atarken ben ve Merve bakışlarımızı yerde tutuyorduk. O kafede olan şeylerden sonra hep birlikte eve gelmiş, bizim odamıza doluşmuştuk. Gökalp gözleriyle resmen Berke'yi döverken, Burcu yanıma oturmuş, hafif bir şekilde sarılmıştı.

"Ben biliyordum," deyip yerinden kalktı Merve. "Ben en başından beri biliyordum. Ama... o... Lanet olsun!"

O an Gökalp de yerinden ayaklandı. "Ne oldu?"

Sıkıntıyla dışarı derin bir nefes verdi. "Ben biliyordum. Berke abimin misafirinin Emir olduğunu, Emir'in de orada olacağını biliyordum. Son 6 aydır ondan dolayı bunalımda olduğunu da biliyorum. Belki onu görürsen, acıların geçer ya da istediklerini yapma fırsatı bulursun diye düşünmüştüm. Ya da, ben... Ne bileyim. Özür dilerim..."

Ağzım açık kalırken Merve gözleri dolu bir şekilde odadan çıktı. Herkes şaşırmış bir şekilde bakarken Berke ayağa kalkmıştı. "Çıkın hadi."

"Pardon?" diyerek ayağa kalktı Beril. "Mercan bu haldeyken gideceğimizi mi sanıyorsun?"

"Evet, sanıyorum. Çünkü buranın bizim odamız olduğunu, onun da uyuması gerektiğini, yorulduğunu biliyorum. Şimdi, bay bay."

Kapı kapandığında gözlerimi yavaşça araladım. Çarşafı açıp beni yavaşça içine soktu. Başıma yavaşça bir öpücük kondurup üstümü örttü. "Uyu hadi."

"Tamam." dedim başımı sallarken. Işıkları kapatıp gece lambasını da yaktıktan sonra kendi yatağına geçti. "Özür dilerim."

"Ne için?" Kendisini suçlu bulmasına bir gerek yoktu. Bilemezdi, suçu değildi.

"Emir'i oraya getirdiğim için. Ben... bilmiyordum. Bilseydim getirmezdim inan. Zaten son 4-5 aydır da görüşmemiştik. Sen oldundan haberim yoktu. Özür dilerim." Benim ona boş bakışlarım canını sıkmış olacak ki, yatağını açıp bir güzel yayıldı.

Elimi yanağına uzattım. Gözleri kapalıyken çok tatlı duruyordu. Yavaşça okşamaya başladığımda vücudunun az önceki gibi kasılmayı bıraktığını fark ettim. Rahatlıyordu. Çok da tatlı duruyordu.

Kaçan Kovalanır #Wattsy 2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin