Bölüm 4*O la la

24 7 0
                                    

Yeni bölüm holeey.

21.04.2017

_ _ _

Bende ona cevap verdim. Anlamasını istiyordum artık. Mirasın yarı çoğundan kardeşin de yararlansın istiyorsan, o kardeşinle 18 yıl boyunca yakın bir bağın olmayacak. Ne saçmaydı bu. Neyimizi sınıyorlardı bizim? Hem neden kabul etmişti ki. Bana da gelmişti bu teklif, Merve'ye karşı. Ama ben kabul etmedim. Değişmem dedim kardeşimi bir antlaşmaya. Değişmedim. Sen istersen verirdin zaten

Ama o değişmişti.

"Yetmez."

Bana bakarken ne düşündüğünü çözemiyordum. Her zaman olduğu gibi saklıyordu benden. Ve gereksiz yere yapıyordu bunu. Buydu canımı sıkan. Benden saklamasıydı kendisini.

Ben ona kötü kötü bakmaya devam ederken Deniz'in sesini duydum. Allah'tan gelmişti de biz de bu durumdan çıkabildik.

"Ne oluyor burada?"

Ben bakışlarımı abimden Deniz'e doğru yönlerdirirken o ise bir adım öne çıktı.

"Hadi Berke'leri ben bilmiyorum, anlaşma şekillerini falan, da sana ne oldu Mete. Sen ne yapacaksın Mercan'ı. Bir şey mi var?"

İsterik bir şekilde güldüm. Böyleydi bana karşı işte. Benimle ilgilenmesi için bir olay olmasını bekliyordu herkes.

"Değil mi?" dedim çevreme rastgele bakışlar atarken. "Bir şey olması lazım illaki ilgilenmesi için. Yoksa ilgilenmesi saçma geliyor artık."

"Mercan abarttın ama artık."

"Abarttım öyle mi?" dedim ben de sesim daha da yükselirken. Kavga etmeye hevesli bir yapım yoktu ama gerektiği zamanlarda da kimse susturamazdı beni.

"Deniz, kusura bakma. Mercan gelmiyor. Hatta kimse."

O bunları söyleyince benim de inat damarım tuttu.

"Hadi Deniz, gidelim." dedim üstüne bastıra bastıra. Mete'ye kötü bir bakış attıktan sonra Beril'e döndüm. O çoktan Merve'nin yanında yerini almış, gitmeye hazırlanmıştı bile. Berke'ye döndü.

"Abicim biz gidiyoruz. See you later."

"Ananda öyle diyodu zaten."

"Pardon?"

Aynı şeyi ben de söylemek istiyordum. Ama unutmuştum, erkeklerin bizim gibi, daha doğrusu benim gibi gereksiz kurallara uymaları gerekmiyordu. Berke hepimize tek tek baktıktan sonra nefesini sıkıntıyla dışarı üfledi.

"Hep birlikte gidiyoruz o zaman yürüyün."

"Tağaaaaam!" dedik çığlıkla karışık. Daha çok onlar attı ben de gülümsedim.

Fazlasını yapamazdım çünkü. Onlar kadar rahat olamazdım ben. Ama zarafet dışında enim de davranışlarım fazla normal değildi belki de. Emir tarafından kaç kez öpülmüştüm, öpmüştüm birilerini. O benim içimdeki kelebekleri oluşturan, doğmalarını sağlayan, ama onları yeniden gömmek için mezar bakan adamdı. Lise 3'te sevgili olmuştuk ve o zamanlar gerçekten mutluydum. Tabi ayrılınca büyük çöküş yaşamış ve beni koruyan bir abim de olmadığı için daha fazla küsmüştüm hayata. Hatta öyle ki, üniversiteyi ilk yılda kazanmam resmen mucizeydi. Belki de bu yüzden kızgındım abime. Ben kül olurken, o hiçbir şey yapmadığı için. Normal bir Türk abisi olmayı bile beceremediği için. Kardeşinin yıkılışına neden olan adama bırak bir şey yapmayı, ondan haberi bile olmadığı için. Kızgındım. Hem de çok.

"Hadi Deniz gidelim." dedim neşelenmiş sesim ile. Mete de bir şey yapamayacağını anlamış olacak ki o da vazgeçti. Aynı şekilde o da arabalara ilerlemeye devam ederken sordu "Nereye gidiyoruz?"

Kaçan Kovalanır #Wattsy 2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin