♠️ÜVEY ANNE ♠️

4.8K 247 6
                                    

"Ne dedin sen az önce?" diye tısladı Lee Young. Sinirli gözlerini Shin Mok'a dikmeyi unutmamıştı. Shin Mok ne kadar korksa da tekrar etti az önce dediklerini. "Şerefsizin tekisin Lee Young! Ve kızın da senden geride değil!"

Lee Young öfkeyle kızın yüzüne sert bir tokat indirdi. Shin Mok artık alışmıştı. 10 senedir nasıl alışmazdı ki? Her sinirlendiğinde Shin Mok'a şiddet uyguluyordu karşısında ki kadın.

"Bir daha benimle böyle konuşmaya cürret etme!"  söyledikleri üzerine sinirle yüzünü yerden kaldırdı Shin Mok. "Bir gün o masken düşecek ve babam iğrenç yüzünü görecek Lee Young!"

Lee Young alayla dudaklarını araladı. "Ahh cici kızım, hiç akıllanmayacaksın değil mi? Baban ne dersen de, bana inanacak ?" diyerek sırıttı.

Gözlerinden 1 damla yaş akmasına izin verdi Shin Mok. "Gerçekler bir gün ortaya çıkacak..."

Kendini ikna ediyor gibi çıkmıştı sesi... Kendi inanmaya çalışıyor gibiydi... İnanmak istiyordu...

Eğilerek yerde oturan Shin Mok'un yüzünü kavradı sertçe Lee Young. Ve tükürürcesine konuştu. "Babacığın bana kör kütük aşık güzelim. Ve sen de fazlalıksın bu evde. Ama merak etme. Yakında gideceksin buradan. "

Ve kendinden emin olarak atılan topuk sesleri...

Ağzından bir hıçkırık kaçtı yerde öylece oturan Shin Mok'un. Ve ardı arkası kesilmeyen diğer hıçkırıklar... Vücudunda birçok dayak izi vardı. Bu kadın.. Ona işkence ediyordu. Ama babası ona inanmıyordu. Bu kadının dediği gibi, ona kör kütük aşıktı...

Yerden yavaşça kalktı Shin Mok. Yorgun ve bıkmış adımlarla dış kapıya doğru yürüdü. Hava almalıydı. Nefes almaya ihtiyacı vardı.

Ve bu evde nefes almak... Cidden zordu.

Adımlarını sahile doğru çevirdi. Gözleri kendinden habersiz yaşlar akıtıyordu. 'keşke yanımda olsan anne' diye mırıldandı elini bir kalbin yarısı şeklinde ki kolyesine götürürken. 'Yokluğun beni kapana kıstırıyor.'

Sahil Shin Mok'un görüş açısına girince gülümsedi. Mutlu ediyordu onu deniz. Şahet bir gün ölecekse -ki elbet her canlı gibi o da ölecekti- boğularak ölmek isterdi.

Ölümü iliklerine kadar hissetmek.

Hoş, şimdi yaşıyor muydu emin değildi ama ölü olduğunu da söyleyemezdi.

Ölmek ne demek, insanlar bilir miydi ki?

Hayır, bilemezlerdi. Onlar sadece ölümü istedikleri gibi düşünebilirlerdi. Ölümün fiili anlamını Tanrı'dan başka kimse bilemezdi.

Sahile iyice yaklaştığında bir banka oturdu. Gözlerini kapattı ve zamanın geçmesini bekledi.

Zaman geçiyordu.

Ve her bir saniye insanların aleyhine işliyordu.

En kötüsü de... Kimse bunun farkında değildi.

Zaman su gibi Shin Mok'un ellerinden akıp giderken karanlık da çökmüştü. Babası 1 saate eve gelirdi. Şimdi eve dönüp üvey annesinin ve üvey kardeşinin yüzünü görmek istemezdi ama karanlık gittikçe yayılırken etraf tenha olmaya başlamıştı.  Bu saatlerde burası pek de masum bir yer sayılmazdı. Bu yüzden kalkmalıydı artık.

Yavaşça ayaklandı saatlerce oturduğu banktan. Ve yine aynı yavaşlıkta adımlar attı. Ev ile sahil arasında pek mesafe yoktu. En fazla yarım saate varırdı eve Shin Mok.

Karanlık ve rüzgar eşliğinde ana caddeye vardı. Ve trafik ışığının rengini umursamadan kendince hesap yaptı. Şimdi hızla karşıya geçebilirdi. Arabalar biraz uzaktaydı. Hızlı adımlarla yürümeye başladı. Caddenin ortasına gelmişti ki başı dönmeye başladı. Kendini düşecek gibi hissedince bir yerlere tutunma gereği hissetti. Tutunacak yer bulamayınca gözlerini kapattı.

Sabah kahvaltısı yapmıştı bugün sadece. Diğer öğünler yemek yemeye fırsat bulamamıştı. Büyük ihtimal başı bu nedenden dolayı dönüyordu.

Gözünü açtı. Arabalar korna çalıyordu ve durmaya çalışıyorlardı. Zaman sanki çok yavaş geçiyordu. Vakit durmuştu sanki...

Birden belini saran eller hızla onu kaldırıma doğru çekti. Shin Mok ne olduğunu anlamadan gözlerini yavaşça araladı.

Gri saçlı bir çocuk... Onu kurtarmıştı.

"Neden orda dikiliyorsun?!" Soru sorar gibi bir ifadesi olsa da sinirliydi.

Shin Mok yavaş yavaş kendine geliyordu. Başının dönmesinin geçtiğine emin olunca ellerini çocuğun kollarından çekti. "Başım dönmüştü."

Gri saçlı çocuk kaşlarını çattı. "İyi misin şimdi peki?"

Shin Mok, çocuğun sorusuna kafa salladı. Çocuk tekrar dudaklarını araladı. "Dikkatli ol."

Tam arkasını dönmüş gidiyordu ki çocuk, Shin Mok bağırdı. "Teşekkür ederim!"

Çocuk ise arkasına bile dönüp bakmadan yürümeye devam etti.

☸️☸️☸️☸️

Yeni bir hikayeye başladım. Umarım beğenirsiniz.

LE CERCLE ~Min yoongi~Where stories live. Discover now