Bölüm 45 : Şartlarımız

En başından başla
                                    

''Alo?'' Sesim fazlasıyla korkakça çıkmıştı.

''Yağmur! Beni dinlemen lazım! Çok önemli.'' Kerem Zeynep'in sesini duyunca biraz garipleşmişti. Ne deniyordu buna? Aşk mı? Hala Zeynep'in Kerem'in kendi üzerindeki etkisini göremediğine şaşırmak lazım.

''Seni dinliyorum.''

''Gölyazı'ya dönmüyorum.''

''NE?! Harika bir haber bu!''

Kerem'e döndüğümde onun da yüzü gülüyordu.

''Evet ama kurallar var.''

''Ne gibi kurallar?''

''İlk olarak gece hayatım biraz kısıtlanacak.''

''Kolay.''

''İkinci olarak derslerimi ciddiye alacağım.''

''Yaparsın sen.''

''Üçüncü olarak....''

''Yaa Zeynep meraklandırma da söyle.''

O sırada Kerem'in dikkatle bizi dinlediğini farketmiştim.

''Ya bu en zoru ama. Kerem ile yaptığım şeylerden haberi olacakmış!''

''Ne?!''

''İşte anlarsın ya bazı şeyler.''

Kerem sırıtıyordu. Tam beklediğim davranış. Ya kızım söylenir mi bu Kerem'in yanında?

''Son olarak da Jale Teyze'nin sözünden çıkmayacağım.''

''Eee iyiymiş. Allahtan Kerem ile öpüşmek yok falan dememiş.'' Bunu söylediğimde ikimizde kahkaha atmıştık. Ama sonradan Kerem'in burada olduğu aklıma gelip içimden kendime küfür etmiştim.

''Yaa Kerem dedin de aklıma geldi. Ben kendimi ona nasıl affettireceğim?Affetmez değil mi beni? Ya çok büyük bir hata yaptım işte!''

''Umm Zeynep ben de tam o konu da konuşacaktım.'' Şu an Kerem'in onu dinlediğinde haberi olsaydı şu an Kerem konusunu açmazdı bile.

''Yağmur söylesene yanına hemen kızlar toplanmış mı? Peki kızlara yüz veriyor mu? Valla bir kız Kerem'e dokunduysa o kızın saçını başını yolarım.''

Ve Kerem yine sırıtıyor.

''Zeynep dur bi!''

''Ya ne? Sen söyle yanında kızlar var mı? Varsa hemen adlarını söylüyorsun o kızları yoluyoruz.''

''Zeynep bi sus istersen.''

''Ya ne susuyum Yağmur? Kıskançlığımdan patlıyorum burada!''

Ve Kerem'in yüz ifadesine baktığımda ''kıskanmış mı benim güzelim?'' ifadesini görüyoruz arkadaşlar.

Ah be kızım, kendini de yaktın beni de yaktın. Biz kadınlar olarak kıskandığımızı kabul etmemeye çalışırız ama bu gelmiş kıskanıyorum diye bağırıyor. Ee tabi bilmiyor ki Kerem'in bunları dinlediğini.

''Yağmur, cevap ver! Yanında hiç kız var mı Kerem'in?''

''Ayy! Zeynep bi sus! Kerem burada!''

''Ne Kerem mi orada? Niye orada? Ne yapıyor orada? Hiii! Duymadı değil mi bunları? Yok canım sen hoparlöre falan almamışsındır değil mi? Değil mi canım arkadaşım?!''

''Umm...''

''Yağmur duymadı de! Allah aşkına duymamış olsun.''

Kerem'in o sırada duyulan sesiyle her şey açıklığa kavuştu. ''Duydum güzelim. Hepsini duydum.''

''Yaa Yağmur niye baştan söylemiyorsun! Ona göre kıskandığımı belli etmezdim.''

''Ee fırsat vermedin ki kızım!''

''Bak ikiniz de orada kalın geliyorum ben!''

Tamam dememe fırsat vermeden Zeynep telefonu yüzüme kapatmıştı.

...

Zeynep koşarak Kerem'in kucağına atladığında duygulanmadın desem yalan olurdu. Öyle bir sarılmıştı ki sanırsın bin yıldır görüşmüyorlar.

''B-ben çok özür dilerim.''

''Şşştt. Tamam güzelim sakin ol.''

Zeynep ağlıyordu. Film gibi ya!

''Ben seni çok özledim.''

''Ben de seni güzelim.''

Kerem'de Zeynep'i sakinleştirmeye çalışıyordu. Hep olur zaten kız ağlar erkek sakinleştirir.

''S-seni hiç bırakmamalıydım.''

Yemin ediyorum bende ağlayacağım şimdi.

''Ben yokken kızlara bakmadın değil mi?''

Zeynep düşündüğün şeye bak ya!

''Olur mu güzelim? Ben senden başkasına bakmam zaten.''

''Gerçekten mi?''

Hiç Zeynep'in bu hallerini görmemiştim. Küçük bir çocuk gibiydi.

''Evet gerçekten.''

''Ben senin kokunu özledim.''

Düşüp bayılacağım şurada!

''Yağmur!''

Zeynep bana seslenene kadar ağladığımı fark edememiştim.

''Niye ağlıyorsun?''

''Kızım aşkınız film gibi.''

''Yaa öyle mi dersin?''

''Öyle.''

Umarım beğenmişsinizdir. Kavuşturayım ZeyKer'i dedim. Tabi ZeyKer'i ayırmayı planlamıyordum da... Neyse asıl olaylar bir sonraki bölümlerde. Fazla uzatmadan size hoşça kal diyorum ZeyKer'ciler.

Sen Benimsin! (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin