i

587 74 30
                                    

"Iwa-chan?"

Hajime'nin ilk gördüğü şey, kocaman açılmış kestane rengi gözler oldu. Uzun, kıvrık kirpikleri kendi yanaklarını gıdıklıyordu.

"Sabah oldu Iwa-chan. Her zamanki gibi çok uykucusun. Hadi, sana kahvaltı hazırladım."

Hajime uzandığı yatakta doğrulurken, karşısındaki oğlanı -belki de adam demeliydi, bu sefer yirmilerinin sonlarında duruyordu- inceledi. Üzerinde omuzlarından sarkan siyah bir tişört vardı, Hajime tişörtün kendisine ait olduğunu düşündü. Başka bir şey giymiyordu. Hiçbir şey. Hajime onun krema rengi çıplak bacaklarının tişörtün altından çıktığını görebiliyordu.

"Zehirlenmeyeceğime emin misin?" Kendi sesini duydu, hala uykulu olmalıydı. Ama zihninde, şu anki benliği yorgun hissetmiyordu. Rüyalarının gerçekliği o kadar yüksek değildi.

Karşısındakinin -Tanrı demek istiyordu Hajime ona, ama bu sözcük belki de fazla ağırdı- yumuşak kıkırtısını duydu, kendisi de gülümsemek istiyordu ancak bedeninin kontrolünün kendi elinde olmadığının farkındaydı. Onun yüzüne baktı, yüzünün her hattını zihnine kazımaya çalıştı. Uyandığında bunların hepsini unutacağını biliyordu, o yüzden her ayrıntıyı zihnine kazımaya çalıştı ve içinden sessizce bu rüyanım uzun bir rüya olması için dua etti.

Ancak kötü karma olmalıydı ki, tiner kokan havayı derince içine çekerek uyandı.

Bir süre tavanı izleyerek gözlerini kırptı, ayrıntıları hatırlamak için zorladı kendini.

Siyah tişört. Uzun bacaklar. Gülerken kenarları kırışan iri, kestane rengi gözler. Sütlü kahve dağınık saçlar. Ve uzun, upuzun kirpikler.

Başını kaldırdı ve gerçek dünyasına baktı sonra. Tiner kokusu. Yere serilmiş gazeteler. Şampanya rengi duvarındaki iki hafta öncesinden kalma yağlı boya lekesi. Onun saçları gibi kahverengi. Yatağının yanında sıra sıra boş tuvaller. Masasının üzerine saçılmış boya tüpleri, altlarında karalamalarla dolu kağıtlar. Ve yatağının tam önündeki, devasa tablo. Kendi elleriyle, aylar önce çizdiği tablo: Yatağın üzerine dizlerini kendine çekerek oturmuş bir oğlan, vücudu çırılçıplak, saçları hafif dağılmış, donuk gözleri kendine bakıyor. O güzel gözlerin rengi de, Hajime'nin en sevdiği renk.

Kestane.

×

protip: edit yapamıyorsanız başkalarının editlerine özenmeyin, yapamadığınızla kalıyorsunuz (bknz. medya) [lialiecny i blame u 4 this disaster dear]

̶b̶u̶ ̶h̶i̶k̶a̶y̶e̶n̶i̶n̶ ̶n̶e̶ ̶o̶l̶d̶u̶ğ̶u̶ ̶h̶a̶k̶k̶ı̶n̶d̶a̶ ̶h̶i̶ç̶b̶i̶r̶ ̶f̶i̶k̶r̶i̶m̶ ̶y̶o̶k

wonderwall × iwaoiWhere stories live. Discover now