case three

504 64 27
                                    

"Sence biraz kas çalışmalı mıyım?"

George, kısa bir süreliğine gözlerini yoldan ayırıp çocuğun üzerine dikti. "Nereden çıktı bu?"

"Hani bilirsin," Louis omuz silkerek devam etti. "Kendimi daha iyi savunmak için falan."

George'un yüzünde alaycı bir sırıtış belirirken parmağıyla gözünü işaret etmişti. "Gözüne şu şeyi yapanlara karşı mı?"

"Sana söyledim, düştüm ve gözümü çarptım. Çok fenaydı, dostum. Gözümü çıkarabilirdim." Louis, kafasını cam kısmına çevirdiğinde bile alaycı bakışları üzerinde hissediyordu.

"Biraz kas yapman çok da kötü bir fikir değil aslında," Onaylamak için ona doğru döndüğünde George'un sesi onu bölmüştü. "Koruman gibi yanında gezmeme gerek kalmaz."

Louis, evinin olduğu caddeye geldiklerini gördüğünde sabah arka koltukta bıraktığı ceketini alıp, George'a iyi akşamlar dileyip, arabadan inmişti. Evine uğramadan önce fırından tatlı ihtiyacını giderecek birkaç hamur işi almış ve oturduğu apartmanın dik merdivenlerini tırmanmıştı.

Tıkanan nefesi, ona sigarayı azaltmasını ve gerçekten spora başlamasının haberini veriyordu.

Louis içeri girdiğinde üzerindeki kemeri yatağında bir yerlere attı. Tişörtünün eteklerini, pantolonunun içerisinden çıkarttıktan sonra tişörtü üzerinden çekti.

"Gösteriyi beğendim, devamı için biraz seksi müzik açsam sorun olur mu?" Louis yerinde sıçradığında ışık açılmıştı. Hızla yatağına eğilip silahını kemerinden çekti.

Karşısındaki çocuk silahı gördüğünde başta gözleri korkuyla irileşmiş olsa bile sonra kaşları yukarı kalkmıştı. "Hiç arkadaş canlısı değilsin. Yirmi dört saat içerisinde ikinci kere bana silah çekiyorsun."

"Niye bunu yapıyorsun?" Louis, sesinin titremesine engel olamamıştı. Korkuyla refleksel olarak silahına sarılmıştı ve ikinci herhangi bir hareketi silahı ateşlemesine sebep olabilirdi.

Karşısında ki çocuk ise çok rahattı. "Neyi?"

Louis, onu dinlemeden sormaya devam etti. "Beni öldürmek mi istiyorsun?"

"Ne? Alakası-" Sözü, Louis tarafından bölündüğünde elini alnına koyup kafasını iki yana doğru inanamıyormuş gibi sallamıştı. "Beni niye takip ediyorsun? Bak param yok tamam mı?"

"Senin paranı isteyen kim?"

Louis, korkusunun nereye gittiğini bilmiyordu ama karşısında ki çocuğa doğru birkaç adım attı. "Suçunu itiraf ettiğin polisin karşısına çıkmamalısın. Sen bunu iki kere yaptın."

"Aslında üçtü." Cüsse olarak kendisinden küçük olan adam tarafından, elleri arkasında birleştirilerek duvara yaslandığında şaşkınlığına engel olamamıştı. Sonrasında bileklerine kelepçe geçirildi. "Yani o zaman seninle konuşmamıştım ve sen orgazm yüzüyle hapşırmaya hazırlanıyordun. Beni görmemiştin, yani bu sayılmaz değil mi? O zaman gerçekten iki oluyor. Bu kadar sinirlenip işin içine kelepçe falan sokacağını bilseydim ağzımı açmazdım."

Louis, birkaç saniye duraksadı. Onunla karşılaşmış olsaydı onu mutlaka hatırlardı, onu unutmuş olması imkansızdı. Louis asıl konudan uzaklaştığını fark ettiğinde, onu önünü dönmüş bir şekilde buldu. Omzunu tutarak yatağına oturmasını sağlayacakken çocuk kendini geriye doğru atarak yatar pozisyona geçmişti.

"Ah, bu hayatımda yaşadığım en garip ön sevişme başlangıcı." Louis yatağa bıraktığı üniformasını üzerine geçirirken kemerini taktı. "Polis ve suçlu fantezisi mi yapacağız? Yani aslında gerçekte de böyle ya zaten. Ulu Tanrım! Gecem daha güzel geçemezdi."

Not Staying Till The EndNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ